"Hadi Hilâl...!!!"
Babamın sesiyle odama bakmaktan kurtulabildim..Odanın kapısını tam kapatacakken ;küçük aynama baktım,alklıma küçükken yaptığım bir yaramazlık geldi, yüzümde masum ve bir o kadar utangaç bir tebessümün belirdiğini farkettim...(Küçükken, her zaman annemin kıyafetlerine ve mâkyaj malzemelerine merak salardım...Annem ne zaman evden ayrılsa ,koşarak odasından bir elbise ve makyaj malzemelerini getirip küçük aynamın karşısına oturup süslenirdim..Sonra anneme yakalanır o halde mahallede şöyle bir tur atardık...Şimdiden o günlerimi özlediğimi hissediyorum..Hâlbuki her zaman (klasik özgürlük anlayışı) evden ayrılacağım günün hayalini kurardım...)
"Hilâââllll..!! Hadii kök saldı baban burada...!!!Söz ,ayda bir ziyaretine gelmeye çalışacağız..!!"
'Ayda bir mi..??Bide çalışacağız diyorlar yaa...!!!Bunlar beni çıldırtmaya çalışıyorlar herhalde...'diye içimden geçirirken koşar adımlarla babamın yanına gittim ,sanki bir şey daha söyleseler özgür bırakacaktım gözlerime hapsettiğim gözyaşlarımı ..Onlara öylece dolu gözlerle bakarken arkamdan Sıla'nın sarıldığını hissettim..Onu iyi tanıyordum ve ne zaman kendisini üzgün ve çaresiz hissetse ağlayacak ve sarılacak bir omuz arardı ya da ararız demek daha doğru olur..Kardeşimi kendime çok benzetirim hem sima olarak nemde huy olarak...Bu yüzden (aramızda 3 yaş fark olmasına rağmen) onu hep kendime bir dost olarak gördüm...
Böyle düşüncelere dalmışken ,omuzumda bir ıslaklık hissettim...Arkama dönüp ona sarıldım...Kulağına annemgilin duyamayacağı bir şekilde fısıldayarak;
"Merek etme ufaklık ,temelli ayrılmıyoruz ya..!! Ne zaman istersen arayabilirsin beni tamam mı?"
Ağlamaklı bir ses tonuyla zar zor söylediğim bu cümlelerimin ardından bana baktı;
"Kıyamam sana ağlama ablaa.."
Deyip elini yüzüme götürdü ,ellerine baktığımda yağmur tanecikleri gibi damlacıklar gördüm ,'Nasıl oldu bu ? Ne zaman hapsettiğim gözyaşlarımı serbest bıraktım acaba?..'diye düşündüm bir an..Demek ki insan, sevdiklerinden ayrılma korkusu gelince, gözü hiçbirşey görmez,kulağı duymaz,beyni düşünmeyi çoktan bırakmış,kalp çoktan kan pompalamayı unutmuş hale gelebiliyor...(Yazar notu:Bu duyguyu yurtlarda kaldığım için çok iyi biliyorum..)
Kardeşime tekrar sımsıkı sarıldım ve arkama dönmüş buğulu gözlerle bizi süzen Âşık lara baktım...Aklımdan bir an 'Acaba benimde annem ve babam gibi ,birbirimizi çok sevdiğimiz bir yuvam olacak mı..??'diye geçti..
Bunu düşünürken aklıma annem ve babamın küçükken bize anlattıkları bir masal geldi...Ama öyle bildiğiniz Sindrella ,Kül kedisi ,Pinokyo ve ya Parmak çocuk masallarından değil..Bu masal, SONSUZA DEK adlı bir masaldı..Her zaman bu masalı dinleyip beni de böyle sonsuza dek sevecek birisini hayal ederek uyurdum.... Anneme bakıp;
"SONSUZA DEK SİZİ SEVECEĞİM "
Dedim o anda annemin gözünden bir damla yaşın düştüğünü gördüm ve gidip ona sarıldım...Sanki bir daha hiç görüşemeyecekmişiz gibi uğurlanmak, artık canımı sıkıyordu...Onlardan ayrılıp arabaya yöneldim...
