Yine merhaba, elimden geldiğince erken yazmaya çalışıyorum ama cidden çok yoğunum. Umarım beğenirsiniz.
BÖLÜM ŞARKISI: SHAWN MENDES-SHOW YOU
Şarkının bittiği taktirde tekrar başa alın ve eğer yapabilirseniz bölümün sonuna doğru şarkının da sonunu denk getirmeyi deneyin.
Sözlerinin bölümle hiç alakası yok ama benim okurken dinleyince hoşuma gitmişti, bence şarkıyla birlikte okuyun.
İyi okumalar.
Halen karşımdaki Siyahlı Çocuk'un yüzüne bakıyordum ama bir anda Eymen bana çağıran sesiyle irkildim ve kendime geldim.
"Deniz?" aptal çocuk tam konuşacak zamanı bulmuştu, gözlerimi devirdim.
"Efendim?" dedim ona dönerek.
"Hadi devam edelim." kafamı salladım ve yanına gittim, küçük yaratıkla birlikte tabi.
Dönüp baktığımda orada yoktu, resmen kaşla göz arasında karanlık sokakta kaybolmuştu. Toparlanıp yüzümü Eymen'e döndüm.
"Ne tarafa?" Dedim kafam allak bullak bir haldeyken.
"Ayni yoldan gidelim, bir tur daha atalım, sonra birde şu köşeden dönüp eve gideriz." dedi karşıdaki köşeyi gösterip.
Bir tur daha attık ve ben Eymen'e az önce gördüğüm çocuğu anlatarak öyle birini daha önce görüp görmediğini sordum. Hoş, tam suratını bile görememiştim o lambası bozuk, karanlık sokakta.
"Bahsettiğin gibi birini daha önceki yıllarda buralarda hiç görmedim."
"Belki bu sene ilk kez gelmiştir." dedim ve kafasını salladı.
Biraz daha yürüdükten sonra köşeyi döneceğimiz sırada beklemediğim bir şekilde karşımdaki mağazanın merdiveninde Siyahlı Çocuk ve köpeği oturuyordu. Bir saniye, köpek mi? Ne köpeği? Yanında köpek mi vardı? Sanırım öyle bir dalmıştım ki köpeğini farketmemiştim. Şaşkınlığım bariz bir şekilde ortadaydı, sadece merdivenin yanında olan sokak lambası yüzünü az da olsa aydınlatıyordu ve kirpiklerinin gölgesi yüzüne düşüyordu. Bu karanlıkta bile yüzü sanki biraz fazla, güzeldi. Derin düşüncelerimle yüzünü izlerken o da bana bakıyordu.
Bubble'ın köpeğe doğru ilerlemesiyle kendime geldim. Siyahlı Çocuk da bana doğru bakıyordu.
"Bubble." dedim uyarıcı bir sesle.
"Şş gel." O da ayni sakin sesle köpeğine seslendi ve karanlık sokağa doğru ilerlemeye başladı. Fazla güzel bir surat, fazla gizemli bir hava, çok fazla, her şeyi biraz fazla.
Arkasından öylece baktım. Siyah üstü, siyah dizine kadar inen şortu, tek kulağına taktığı siyah küpesi beyaz tenine, zıtlığın en güzel örneği gibiydi.
"Bahsettiğin çocuk bu muydu?" yavaşça kafamı salladım, hâlen gözlerimi gittiği sokaktan alamazlen.
"Neden konuşmadın o zaman?"
"Bilmiyorum." dedim sesimdeki pişmanlık kırıntılarıyla.
"Hadi yürü, yürü, akılsız şey." dedi gülerek.
Sallamadım. İçimden 'Her neyse.' deyerek yürümeye devam ettim. Büyük ihtimal bir daha göremeyeceğim biriydi.
Eve geldiğimizde Bubble'ın ipini çözdüm, ikinci katta, yola doğru bakan geniş balkonun kapısını açtım ve sandalyelerden birine oturdum. Arkamdan Eylül ve kucağında Bubble'la Eymen gelip yanımdaki sandalyelere oturdu. Eylül bende bir gariplik sezmişti sanırım ki bana doğru bir soru yöneltti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahlı Çocuk
Teen FictionSerin bir yaz gecesi, köpeğiyle dolaşan bir kız, ve bir erkek. Erkek siyahlar içinde, kız maviler. Karakterleri giysilerine yansımıştı adeta. Kız mavinin en güzel tonlarını bir kişiliğe sahipken, erkek siyahtı, karanlık ve yalnız. Böyle başlayan bir...