-5-

177 6 0
                                    

Merhaba! Yeni bölüm ile geri döndüm!

Keyifli okumalar. Yazım hatalarım varsa şimdiden özür diliyorum.

BÖLÜM ŞARKISI: T.MİLLS - ALL I WANNA DO

Şu an hem şaşkınım, hem tedirginim, bu durum ayni anda hem hoşuma gitti, hem gitmedi ve tüm bunların yanında, heyecanım da cabası.

Her zaman oturduğum yere yani Berk'in yanına oturdum, tahmin edin diğer yanıma kim oturdu? Çağrı... Adını içimden söylemek bile garip geliyor. Ben ona taktığım isimle daha mutluydum. Şu an aşırı sevinçli olmam gerekirken neden böyleydim? Belki de gizemini kaybetmiştir? Belki o yüzden hayal kırıklığı yaşıyorumdur çünkü beni ona çeken gizemli kişiliğiydi? Her neyse, biraz daha düşünürsem, düşüncelerimde boğulacaktım.

"Deniz, yürümek ister misin?" Bu soru üzerine bakışlarımı Berk'e çevirdim.

"Şey, aslında ben denize girecektim."

"Peki o zaman, sana eşlik etsem sorun olur mu?"

"Tabi." dedim gülümseyerek.

Üzerimdekileri çıkarmak için kalkıp kabine doğru ilerledim. Evet bu hareketim saçmaydı, orada da çıkarabilirdim ama açıkçası çekiniyordum, ve evet, fazla çekingen davranıyordum. Biliyorum aptalım.

Kabinden çıktığımda Berk telefonda konuşuyordu. Yanına gittiğimde telefonu kapattı ve bana döndü.

"Deniz, bir arkadaşım çağırdı, acilmiş. Gitmem gerekiyor, çok üzgünüm. Senin için sorun olur mu?" Kaldın mı şimdi tek başına Deniz?

"Saçmalama olmaz tabi ki, sonra görüşürüz." dedim gülümseyerek.

"Eminsin değil mi? Ben cidden çok özür dilerim, acil olmasa gitmezdim." Berk bu halinle ne kadar şirin göründüğünün farkında mısın acaba?

"Sonra görüşürüz Berk." dedim hafifçe gülerek.

"Peki o zaman ama söz telafi edeceğim, görüşürüz." dedi gülümseyerek.

Berk gittiğinde bende çıkarttığım kıyafetlerimi çantamın içine koydum.

Yanlız başıma denize girmek istemiyordum, sıkıcı olacaktı, o yüzden çantamı aldım ve şezlonglardan birine havlumu serip sırt üstü yattım, biraz güneşlensem fena olmazdı.

Tam gözlerimi kapattığımda biri beni dürtmeye başladı. İlk başta sallamadım ama sonra daha sert dürtmeye başlayınca gözlerimi açtım ve buz gibi bir suratla karşılaştım. Çağrı!

"Sen nereden çıktın?" Hemen şezlongta oturur pozisyona geçeyim derken bir şeye çarptım.

"Ah, burnum!" Neye çarptığımı bulmuştum, Allah beni kahretsin.

"Ben, şey, çok özür dilerim, pardon aniden seni görünce şaşırdım. Şey, üzgünüm." Gözlerini devirdi.

"Sorun değil... Heyecanlandığını bu kadar belli etme." dedi alaylı alaylı bakarak, kaşlarım çatılmıştı. Tam ağzımı açıp cevap vereceğim sırada bütün söyleyeceklerimi ağzıma tıktı.

"Bir saattir burada uyuyorsun, seni uyandırmasam zenci olacaktın." dedi tersleyerek, soğukça. Ağzım şaşkınlıktan açılmıştı.

"Bir saat mi?"

"Gece geç yatarsan böyle olur ufaklık." İmaya bak, imaya. Ah hayır, yanaklarım kızarmıştı. Konuyu değiş Deniz, konuyu değiş.

"Yaşımı bildiğini sanmıyorum, nasıl ufaklık diyebiliyorsun?" Eh fena bir konu olmamıştı, hafif atara bağlasam da, hiç değilse konu saçma değildi.

Siyahlı ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin