-4-

237 6 0
                                    

Veeeee yeni bölüm ile karşınızdayım. Ben bu bölümü çok sevdim umarım siz de beğenirsiniz.

BÖLÜM ŞARKISI: OLLY MURS-WRAPPED UP

İyi okumalar.

Dün gece, Can'la biraz daha konuşup güldükten sonra ilk işim Başak'ı aramak olmuştu, ona her şeyi anlatmasam da Can'ın onun gelmesini istediğini söylemiştim, ki bence en önemli nokta da buydu. Ayrıca ona diğer bütün olanları da anlatmıştım, yeni tanıştıklarımı ve gizemli, malum kişiyi, anlattığımda verdiği tepki kulaklarımın zarını patlatacakmışçasına bağırmak olmuştu.

Başak'la konuşmam bitmişti sonra sıkılmıştım ve Eymen'in odasına gitmeye karar vedim, fakat ondan önce üzerime daha rahat bir şeyler geçirecektim. Dolabı açıp biraz göz gezdirdim ve mavi ev şortumun üzerine beyaz bir askılı çıkarttım. Giydikten Eymen'in odasının önüne gittim. Kapıyı bir kaç kez çaldım ve ses gelmeyince açtım, içeride yoktu. Büyük ihtimal balkondadır diye düşünerekten oraya yöneldim ve yanılmadığımı gördüm, kucağında laptopla oturuyordu.

"Ne yapıyorsun?" Bakışlarını üzerime çevirdi.

"Hiç, dolanıyorum öyle internette, sen?"

"Canım sıkılmıştı, yanına geleyim dedim odanda yoktun burada olduğunu düşündüm ve buraya geldim." Başını salladı ve yanında ki sandalyeye oturmam için sandalyeye yavaşça vurdu.

Sandalyeyi yola doğru çevirip oturdum ve telefonumu elime aldım ve biraz sosyal medyadaki bildirimlerimi kontrol ettim, okuldan bir kaç arkadaşım mesaj atmıştı,onlara cevap yazdım ve ne var, ne yok diye biraz baktım.

"Deniz?" dediğinde başımı kaldırarak ona baktım.

"Burcu nasıl bir kız?" Bu soruyu beklemiyordum, kaşlarımı kaldırıp şaşkınca ona baktım.

"Nereden çıktı şimdi bu?"

"Hiç, sadece merak ettim. Pek konuşkan değil de, garibime gitti biraz."

"Evet, biraz suskun ama bence iyi biri, sadece bizi fazla tanımadığı için biz varken veya bize karşı biraz mesafeliydi. Bence bu çok normal."

"Anladım." dedi dalgınca kafasını sallarken.

Belli ki bir şey vardı, ama şimdilik üstelemeyecektim. Eymen'i tanıyordum, söylemezse söylemezdi ama nasılsa en sonunda dayanamayıp dökülürdü.

Aradan yirmi dakika geçmişti, Eymen hâlâ laptopta bir şeyler yapıyordu ve ben yine sıkılmıştım, yola boş boş bakmaktan başka hiç bir şey yapmıyordum. Sandalyemin arkasını duvara, sağ tarafını da balkon demirlerine yasladım ve yolu incelemeye başladım.

Karanlık sokağı sadece evin karşısındaki sokak lambası aydınlatıyordu, yolun ilerisinden sesler geliyordu ve gittikçe yaklaşıyordu, üst katta olsam bile balkonun duvarı demirlerden oluşuyordu, alçaktı ve sandalyeler yüksek olduğu için otururken bile yolu görebiliyordum. Kafamı kaldırıp baktığımda gördüğüm şeye karşısında bir şok dalgasının vücuduma yayılması bir olmuştu. Yine mi o? Yine mi siyah kıyafetler? Yine mi siyah küpe? Başka giyecek bir şeyi yok muydu bu çocuğun? Ya da prensip meselesi mi? Tamam benim de çoğu zaman giydiğim kıyafetlerde mavi veya siyah olur ama her zaman ayni renk? Garip. Evin önüne yaklaştıkça az da olsa sokağı aydınlatan lamba onun yüzünü de aydınlatmaya başlamıştı ve gözüme ilk çarpan onu ilk gördüğümde de taktığı siyah küpesi olmuştu. Kısa sürede evin önüne gelmişti, bakışlarımı ifadesiz tutmaya çalışıyordum ve tam oradan geçerken kafasını bir anlığına kaldırıp bana baktı ve bir an sırıtır gibi oldu, daha sonra yüzü hemen ifadesizleşti, ve önüne döndü. Geriye kalanı karanlık denecek kadar az aydınlık olan sokakta ilerledi. O kadar kısa sürmüştü ki, gerçek olup olmadığından bile emin değildim! Acaba bana görünüyorlar mıydı? Her ne olursa olsun, heyecanlanmıştım ve sevinmiştim. Gerçekten, bunu beklemiyordum. Bakması bile garipti? Ona baktığımı nasıl anlamıştı ki? Ben buralarda olduğundan bile emin değildim, ve evin önünden geçmesi, burada kaldığını gösteriyordu. Bu kadar şok fazla gelmişti, aşırı fazla. Kendime gelmek için odama gitmem gerekiyordu, ayağa kalktım ve Eymen'e baktım. Her şeyden habersiz bir şekilde ekrana bakıyordu, hiç bozmadan odama doğru yürüdüm ve kapıyı kapatıp üzerine yaslandım. Bir kaç saniye kendime izin verdim, ve banyoya giderek yüzümü yıkadım, biraz olsun kendime gelebilmiştim. Şimdi ise birine anlatma ihtiyacı duyuyordum ama onun yerine kendi başıma çığlık da atabilirdim. Deli düşüncelerimi bir kenara bırakarak Eylül' ün odasına gitmeye karar verdim. Evet, bu iyi bir fikirdi, ona anlatabilirdim. Gerçi Eymen' e de anlatabilirdim ama olumsuz şeyler duymak şu an istediğim bir şey değildi.

Siyahlı ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin