Okula geldiğimden beri topraktan kaçıyorum.nedense konuşmak istiyor ama ben hala utanıyorum. Gizemli olduğumu biliyor artık.
"Yeter ama güneş, kaçma benden"
"Sende artık kovalama"
Hala koşuyorum. Nefes nefese kaldım. Ve herkes bize bakıyor.
"Konuşmamız lazım"
"Ne hakkında"
Birden belime sarılan iki kolla durmak zorunda kaldım.
"Bizim hakkımızda"
"Biz derken"
Kollarından ayrılıp,ona döndüm
"Ne yani hiç bir şey olmamış gibi mi yapalım"
"Evet,seni unutmaya çalışıyorum"
"Ne ..çekip vursaydın bu kadar acımazdı"
"Ne çektiğimi anladın mı şimdi,iki ya iki koskoca iki yıl boyunca benim kalbim paramparça oldu"
"Ben...ben ne diyeceğimi bilmiyorum...affetsen olmaz mı"
"Biraz sürün"
"Yani...affedeceksin ama süründüreceksin"
"Öyle bişey"
"Yapma be güneş"
"Sen yapma toprak..beni unutmaya çalıştın oysa ben onca şeye rağmen seni daha da sevdim"
"Biliyorum...lanet olsun ki eşşeklik ettim"
"Ha şunu bileydin"
"Ama bana affettipini söyle be güzelim,nefesim ol lütfen"
Ama sen böyle bakarsan yapamam ki,zaten ciddi kalma sürem 5 saniye .
"Tamam affettim"
Beni kendine çekip sıkıca sarıldı,sanki hiç bırakmak istemiyormuş gibi.
"Seni öyle bir severim ki aklın gider"
Bi an çok şaşırdım. Hatırlıyor mu konuşmalarımızı,umursamıyor sanmıştım.
"Sen...hatırlıyor musun"
"Hiç unutamadım ki"
"Benim sevgim seninki olmasada bende severim seni hemde öyle güzel severim aklın gider"
Bu dediğine ikimizde güldük.