7

52 15 2
                                    

Chanyeol aniden durdu. Diğer at adımlarını yavaşlattı. "Çok sessiz." etrafına bakındı. Baekhyun'da sessizliği fark etmişti. Burası sessiz, ürperticiydi...

Baekhyun ürpererek kollarını göğsüne sardı. Aniden yükselen bir gürültü, sessizliği delip yankılandı. Bir mermi Baekhyun'un kafasını sıyırıp geçti, o kadar yakından geçti ki saçına dokunduğunu sandı.

"Tanrım! Düşündüğümden de yakındalar sıkı tutun."

Kaptan dört nala ilerlemeye başladı.Birkaç el daha ateş edildi ve ağaç gövdelerine isabet edip dalları yardı.

"Chanyeol!" diye haykırdı bir erkek sesi.

Baekhyun rahat bir nefes aldı. Sonunda bu dehşet sona eriyordu. O sesi milyonlarca defa gözünde canlandırmıştı. Kurtulması an meselesiydi... Ama öyle bir şey olmadı. Atlar yine düzlükteydi.
Ekibi oluşturan tüccarlar ve çiftçiler yaralanma riskini almak istemiyordu. Chanyeol'e yaklaşmaktan korkuyorlardı. Yoongi dışında hepsi. Yoongi her an peşlerinden gelebilirdi.

Baekhyun atı durdurup indi.

"Ne yapıyorsun?"

"Kalıyorum."

"Hemen atına bin!" Baekhyun ona orta parmağını gösterdi.

"Buraya kadar Chanyeol. Rüyamı geri alıyorum artık."

"Yine başlama. Hiç sırası değil!"

"Elini çabuk tutsan iyi edersin. Yoongi çoktan tepeye varmak üzeredir şimdi. Zirveye ulaştığında..."

Chanyeol küfredip yerinden atladı ve Baekhyun'a doğru yürümeye başladı. Silahını kılıfından çıkarıp ona doğru tuttu. "Hemen bin şu ata."

Baekhyun ona doğru hareket etti.Aralarında ki mesafe kapandığında Chanyeol'un gözlerindeki şaşkınlık daha da büyüdü. Baekhyun silahın soğuk metali göğsüne değene kadar yürümeye, ona yaklaşmaya devam etti.

"Hadi durma vur beni."

"Onun uğruna ölmek mi istiyorsun?"

"Sen birini vuramazsın Chanyeol. Karakterine uymaz.Wendy'nin başına gelenlerden sonra bunu yapamazsın."

Chanyeol'un benzi attı. "Wendy'i nereden biliyorsun sen?"

"Ben yazdım çünkü."

Sessizlik içinde bakışıp, ağır ağır nefes verdiler. Baekhyun onun bir şey söylemesini bekledi. Arkalarında, tepeyi tırmanmaya çalışan Yoongi'nin atının sesleri oldukça yoğunlaşıyordu. Chanyeol yavaşça silahını onun göğsünden çekip kılıfına soktu.

" Gördün mü? Sana söyledim..." Baekhyun sırıtarak söylemişti artık sona yaklaştıklarını hissediyordu. Chanyeol uzanıp Baekhyun'un tişörtünden tuttuğu gibi kendine çekti. Şaşkınlık içinde ona bakarken Chanyeol'un düzensiz nefesini dudaklarında hissetti. Chanyeol yüzünü ona doğru eğdi. Onu öpeceğini sandı. Ama Chanyeol onu öpmedi. Onu kendine çekti, o kadar yaklaşmışlardı ki Baekhyun onun o kopkoyu gözlerinde kendini görebiliyordu.

"Belki de seni öldürmem... ama sana zarar vermeyeceğim anlamına gelmesin bu. Başka birinin sana zarar vermesine izin vermeyeceğim anlamına da gelmesin. Şimdi bin şu ata."

"Oyalanırsan yemin ederim üzerindeki bütün kıyafetleri çıkarırım ve ata çırılçıplak binersin." Baekhyun dehşetle gözlerini açtı. İsteksizce ata bindi bu olanların hepsi ona kabus gibi geliyordu.

Karanlık çöktükten sonra bile yollarına devam ettiler. Baekhyun sürekli Yoongi'nin bir yerlerden çıkacağını ve onu alt edeceğini söyleyip duruyordu. Chanyeol bıkkınlıkla nefes vererek konuştu.

"Bir kaç saat sonra kampta olacağız... İşte o zaman sen ve ben... baş başa kalacağız. Çok değerli Yoongi'yi düşünmene gerek kalmayacak."

Baekhyun'un şu son birkaç boyunca dayanmasını Yoongi, yalnızca Yoongi sağlamıştı. Arkasında olduğunu, her hareketini izlediğini bilmesini Baekhyun'a güç vermişti. Bu güven olmadan, Yoongi olmadan kendini bir rüyada olması beklenmeyecek kadar yalnız hissetmeye başlamıştı.

Uyanmalıydı hemde hemen. Bu rüyaya nasıl son vermesi gerektiğini hiç bilmiyordu...

____

Kendinize iyi bakın

Cowboy//ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin