Gün ışıklarınının odaya dolmasıyla Baekhyun ellerini yağlı saçında gezdirdi. Artık bunun bir rüya olmadığından emindi. Sanki bir yerde kapalı kalmak gibiydi bu his. Teninden yayılan pis koku ile yüzünü buruşturdu. Acilen yıkanması gerekiyordu.
"Chanyeol."
"Hmm." Baekhyun parmakları ile oynamaya başladı.
"Bu gün yola çıkıyoruz değil mi?" Chanyeol gözlerini açarak tavana dikti. Gitmesini istemiyordu.
"Gitmesen olmaz mı?" Uzun bir sessizlik sardı odayı.Chanyeol'un sesinde söyleyemediği o kadar çok şey vardı ki.
"Iseul'un bana ihtiyacı var. O döndüğünde onu boş bir evin karşılamasını istemiyorum." Bakışlarını kaldırıp son kez ona yalvardı.
"Boş bir ev tarafından karşılanmanın...ne demek olduğunu... biliyorsun, değil mi Chanyeol?"
Chanyeol keskin bir nefes aldı, yüzü bembeyaz olmuştu.
"Peki ya benimde sana ihtiyacım olursa?" Chanyeol doğrularak yatağa oturdu. Nasırlı elleri ile Baekhyun'un saçlarını okşadı. Bu okşama ile Baekhyun'un gözleri kapanmış ve ağzı kare şeklini almıştı.
Chanyeol büyülenmiş gibi bakıyordu ona. Onun gülümsediğini ilk kez gördüğü fark etti, bazı şeylere bu kadar geç kalmak zorunda mıydı?Yürek parçalayacak kadar genç, masum ve sevimliydi.Chanyeol ona doğru eğildi. Ellerini Baekhyun'un saçlarından çekti,onun kolunu kavrayıp nazikçe sıktı.
"Ne... ne yapıyorsun?
" Sana dokunuyorum. " Chanyeol onu nazikçe kendine çekti. Dudakları birbirine dokundu, başta kısaydı, küçük bir okşamadan daha ileri gitmedi.Sonra Baekhyun'un iç geçirdiğini, tüm vücudunun ürperdiğini hissetti.
" Baekhyun... "Chanyeol onun adını fısıldadı, o kadar. Dili Baekhyun'un gergin dudaklarında kayarken içeri girebilmek için onu dudaklarını aralamaya zorladı.
Baekhyun küçük, inlemeyi andıran bir ses çıkardı ve geri çekilmeye çalıştı. Chanyeol kendini yavaşlamaya,daha nazik davranmaya zorladı.Gözlerini kapatıp öpücüğün şiddetini hafifletti.Bu hareket Baekhyun'un şaşırttı. Dudakları hafifçe aralanıp yumuşadı.Rahat bir nefes dudaklarından onun dudaklarına geçti.
Baekhyun'un dili onunkine değdi. O serin, ıslak temasla tüm vücudu arzu dolmuş, sızlamaya başlamıştı.
Chanyeol gözlerini kapatıp başını eğdi. Baekhyun'un onu duyamayacağını, duysa bile onu dinlemeyeceğini bilerek "Gitme," diye fısıldadı.
Uzunca bir süre ikisi konuşmadı.
"Bunu yapmamalıydın." dedi düşünmeden Baekhyun. Bunu ona mı söylemişti yoksa kendine mi,onu da bilmiyordu doğrusu. Kelimeler ağzından döküldüğü anda onları geri alabilmeyi diledi.
"Neyi yapmamalıydım?" diye sordu Chanyeol ama biliyordu.
"Beni öpmemeliydin."
"Bana karşılık verdin ama..."
"Evet, ama benim öpücüğüm anlamsızdı. Seninki..." Cümlesini espriye bağlayıp bitirmek istedi ama aklına hiç bir şey gelmedi. Kelimeler sessizlikte içler acısı bir halde öylece asılı kalmıştı.
"Ben de hissettim Baekhyun."
Baekhyun'un kalbi hızla çarptı. Alt dudağını ısırıp bakışlarını kaçırabilmeyi diledi ama Chanyeol'un bakışları sonsuz vaatte bulunabilecek kadife bir dokunuş gibi onu esir almıştı.
"Ben bir şey hissettiğimi söylemedim."
"Hayır, sen söylemedin, ben söyledim."
Baekhyun onun gözlerinde gördüğü her şeye inanmaya başlamıştı artık.
"Baekhyun, ben birini hiç böyle arzulamadım... En son istediğim kişi de Wendy'ydi. Onu sevdim.
Baekhyun yutkundu." Biliyorum. "
"Wendy öldükten sonra hiç kimse umrumda olmadı... hiç kimse... şu ana kadar."
"Yapma.." Chanyeol bir bakışıyla onu susturdu.
"Bunun ne anlama geldiğini ya da bizi nereye götürdüğünü bildiğimi söyleyemem Baekhyun. Ama şunu biliyorum:Bana istediğimi verebilirsin. Çünkü tek istediğim sensin."
"Beni tanımıyorsun Chanyeol. Tanısan.."
"Seni tanımama izin ver o zaman."
Baekhyun hüzünle dışarda yağan yağmura baktı.
"Endişe etme. Yağmur durunca yola koyuluruz. Ben çadırı almaya gidiyorum." Chanyeol'un odadan çıkmasıyla Baekhyun gözyaşlarını serbest bıraktı.
Gözyaşları,diye düşündü yorgun halde. Tanrı onun bu haline ağlıyordu sanki
___
Kendinize iyi bakın ♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cowboy//Chanbaek
Tiểu Thuyết ChungByun Baekhyun'un hayatı büyülü şimşeklerin çaktığı fırtınalı bir gecede tamamen değişir. Aşk romanları yazarı ve geçmişte çok zor bir hayat yaşamış olan Baekhyun, bahçesine düşen yıldırımla gözlerini bir yüzyıl öncesinde açar ve kendi kitabındaki k...