(Başlık için aklıma bişe gelmedi saat 00:00 yazdım bişe)
Her şey dahil olmak üzre 5180 kelimeyle iyi okumalar millet skskdkdo
Kb ama bu sefer 250 yorumda yb atıcam. 5000 yazana kadar anam ağladı, yazık kadına dimi yani.
(Ananı seviyorum yaaa sjsjdkdkd benvesen123 filan yazmayın tşk)
~~
Aile..
Bu Tenko'nun en azından bir zamanlar sahip olupta kaybettiği şeydi ama ben nasıl bir his olduğunu bile bilmiyordum.
O gün onunla tanıştığımda hayatım tam anlamıyla değişmişti. Ve yine o gün, iki çocuğa uzanan el de aynı kişiye aitti.
Bizi aynı çatı altında buluşturduğunda hepimizin tek bir aileye ait farklı üyeler olduğu hissine tam anlamıyla kapılabilecek kadar mutluydum.
Dışarısı sıcaktı, bugün için evde kalmayı tercih etmiştik. Tenko'yu bulmak için etrafa bakınıyordum ki garip seslerden bulunduğu oda olduğunu düşündüğüm kapıya doğru yönünü değiştirdim.
Yaklaştıkça ne konuştukları daha iyi anlaşılıyordu. "İçinde senin bile kontrol edemediğin bir yok etme dürtüsü var." dendiğini duyduğumda önce yavaşladım ve sonra tamamen durdum. "Yok etme derken.."
"Kaşıntın da bu dürtünün bedeninden bile taştığının göstergesi." Yavaşça ilerlemeye devam ettim.
Tenko onunla tanıştığım zamandan beri ara sıra kaşınıyordu evet, ama bunun sebebi böyle bir şey olamaz ki..
"Buna katlanmana gerek yok. Dürtüler her zaman kötü değildir." Küçük bir kız olarak demek istediği şeyi anlayamamıştım ve kafam çok karışmıştı. Açık kapıdan istifade ederek içeride neler olduğunu görmeye çalıştım, başımı biraz öne eğdim.
Bana döndüğü an donakaldım ve hiçbir şey görmemiş gibi başımı çekip sırtımı duvara yasladım. Elimi kalbime koydum, çok hızlı atıyordu.
"Nakano, orada olduğunu biliyorum. Yanımıza gel."
"B-ben.. gördüğüm şeyden bile emin değilim. Özür dilerim.. Resim çizmeye dönüyorum!" Tam koşarak kaçacakken sakin bir şekilde seslendi.
"Buraya gel, Nakano.." Durdum ve vücudumu tamamen arkama çevirdim. Karşımdaydı, elleri cebinde öylece bana bakıyordu. "Şeyy.."
"Kızmayacağıma söz veriyorum."
"G-gerçekten mi?! Yanlış bir sey yaptığımı sanıyordum.." dedim dudak kıvırarak bir ayağımla yerde küçük daireler çizerken.
"Aslında evet. Bu yüzden birdahakine geldiğini bize belli et. Gerçi, gizleyemiyorsun." Sırıttı.
"Hey! Gayet de sessizdim!"
"Adımların sayılıyordu."
"...O kadar mı ya~"
"Benden gizlenmek için daha çok çalış."
Yanına giderken "Belki de bu yüzden saklambaçta sürekli sen kazanıyorsundur. Yetenekli değilsin, sadece ben çok 'belli ediyorum'!" dedim, başımı kaldırıpta ona ellerimle tırnak işareti yaparak gözlerimi kısmış şekilde sırıtırken.
"Küçük savaşçıya bak sen, ama oyun zamanı değil. Tenko'ya yardım etmeni istiyorum senden."
"Az önce konuştuğunuz şey.. içeri baktım ama onu göremedim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köstekli Saat: Boku No Hero Academia
FanfictionBu sefer her şey daha farklı olacak..