Öyle bir ulustu ki Güneş küsmüştü adeta. Öyle bir ulustu ki kapkaranlık bulutlar hiç kalkmıyordu gökdelenlerin üzerinden... Öyle bir ulustu ki Umutsuz ulus olarak biliniyordu. Zamanında dört büyük ulusa hükmetmiş daha sonra ulusun başına geçen ninja lideri bu ulusu batırmıştı. Bu ulusa lider olabilmek için beş elementi uyandırmanız gerekiyordu. Ateş, su, hava, toprak ve tahta...
Köle olarak çalıştırılanan fakirlerin artık umudu kesilmiş ne deniyorsa onu yapmaya başlamışlardı. Ninja liderine karşı gelen herkes kil makinesine girip yaratık olarak çıkıyordu. Herkes bunu görmüştü ve kimsenin yüreği buna yetmiyordu.Her geçen gün fakir insanlar daha da azalıyor, kil yaratıklar çoğalıyordu. Zenginler canı sıkıldıkça makineyi çalıştırıyor, türlü türlü işkenceler yapıyorlardı.
Yine Güneşin doğmadığı ulusta kalın sis tabakaları olan bir günde zenginlerden bir iki kadın köle bir çocuga işkence ederken, kadınlardan birinin doğum sancısı tuttu. Çocuğu doğacaktı. Kadını şifacı ninjalar bir odaya götürdüler ve bembeyaz, sapsarı saçlı masmavi gözlü bir bebek doğdu.
Etrafına gülücükler saçan bu bebek belki de bu ülkenin umudu, mucizesi olabilirdi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umutsuz ulusun mucizesi
FantasiUmut ışığı sönmüş bir ulus düşünün. Kapkaranlık, adaletsiz... İnsanlarla ninjaların bir arada yaşadığı bir ulusta ne kadar adalet olabilir ki? Zengin insanlar ninjalardan aldıkları devasa kil makineleri ile fakir insanları kilden yaratıklara çevir...