Kayseri Güzeli

4🥟

Sabah annemin sesiyle uyandım. Mübarek alarmdan beter.
"Hadi Ela işe geç kalacaksın." Bi de iş meselesi vardı demi.

"Anne ben bugün kendimi iyi hissetmiyorum. Sanki üstümden tır geçmiş gibi ateşimde var herhalde çok kötüyüm valla bak oralarda bir yerde bayılıp kalırsam şaşırma."

''Bir şey olmaz Ela yataktan çıktın mı kendine gelirsin kızım hadi acele et geç kalma ." Kadına hastayım diyorum tınlamıyor bile gerçi yalan söyleye söyleye kadın benim hasta olduğuma inanmaz tabi.

"Anne insan kızına bunu yapar mı hastayım diyorum kadın nesini anlamıyorsun. Ölürsem vicdan azabı geçmeye çok meraklısın herhalde."

"Terliği ayağımdan çıkardım .Hedef almadan kalkacak mısın yoksa terlik geliyor." Büyük tehlike bunu göze alamam. Elveda yatağım seni çok seviyorum bunu sakın unutma tamam mı geri döneceğim. Biraz özleyeceğiz birbirimizi ama gitmek zorundayım elveda güzel yatağım...

"Tamam kalktım terliğini geri giy ayağına. " Sıcacık yatağımdan çıktıktan sonra üzerime kot pantolon beyaz tişört geçirdiğim de hazırdım.

'' Kız ne bu hal böyle işe gidecem deme sakın bana."

"Dedim bile anacım. Hem ne var ki halim de gayette güzel oldum vallahi hem ben bugüne özel dudak parlatıcısı da sürdüm nasıl olmuşum."

Üstelik saçımı banyodan banyoya tarayan ben bugüne özel saçımı bile taramıştım. Aferin bana alkış.

"Berbat görünüyorsun Ela çalışan olarak şirkete böyle gitsen bırak şirketten içeri girmeyi önünden bile geçirmezler seni çabuk üzerini değiştir." Annemin çekilmeyen çenesi yine başlamıştı. Başlarını mübarek susmuyor kadın. Elime tutuşturulan elbiseyle uzun bir süre bakıştıktan sonra anneme döndüm.

"Anne bunlar ne.'' ne yani elbise bi de topuklu ayakkabı.

"Sağ elindekini elbise sol elindeki de topuklu ayakkabı diyoruz ve şimdi sen o elbiseyi giyip tıpış tıpış işine gideceksin. "

Annemin zoruyla elbiseyi de topuklu ayakkabıyı da giymiştim üstüne üstlük bir de makyaj yapmıştı bana işim bittiğinde jet hızında yanından uzaklaştım daha kalsam neler yapardı Allah bilir.

Şirketten içeri girdiğimde baya geç kalmıştım . Millete sora sora mantının odasını buldum. Hadi bakayım ilk günden işe geç kalmayı başarmıştım bi alkış daha alırım. Ben düşünceler içinde boğuşurken şiddetli bir kapı açılma sesiyle kendime geldim.

"Nerede kaldın sen!"

Mantı bugün baya coşmuş anasını satayım ne sinir bu gardaş sakin ol altı üstü işe bir saat geç kaldım dünyanın sonu değil ya

"Kusura bakmayın mantı bey bugün geç uyandım sanırım kovuldum benim için hiç sıkıntı değil gerçekten boşuna sinirlenmeyin ben hep böyleyimdir hep işlerime geç kalırım o yüzden çok uzun süre bir yerde çalışmışlığım olmaz. Siz hiç yorulmayın ben geldiğim gibi hemen giderim ama sizden bir ricam olacak anneme bu yüzden kovulduğumu demezseniz çok mutlu olurum."

Kovuldum kelimesini o demeden kendi kendimi kovarım olum ben kimse beni kovamaz.

"Seni kovduğumu da nereden çıkardın hem sen biraz önce bana mantı mı dedin yoksa ben mi yanlış duydum?"

Sağır mısın kardeşim anlama gıtlığın mı var evet mantı dedim adamın düşündüğü şeye bak ya o kadar cümle demişim şurda beni siklememiş bile.

"Öyle mi dedim haberim yok siz yanlış duymuşsunuzdur hem siz acıktınız mı?" Çevir gazı yanmasın hesabı yoksa bu mantı yer beni

"Öyle olsun bakalım. Bir daha bu geç kalma işi tekrarlanmasın annene dememi istemezsindindir diye umuyorum."

"Annemi karıştırmazsak çok daha iyi olur bu olayda bir daha tekrarlanmaz."

Mantı bu cümleme gülmüştü olum o değilde çok güzel gülüyor lan tamam Ela kendine gel o bir mantı sen büyük ihtimalle acımtın bir daha böyle cümleler duymayayım.Buradan beni kıskanan iç sesime merhabalar hacı düşün yani ben bile beni kıskanıyorum kim beni kıskanmasın.

"Öyle olsun bakalım şimdi depodan alman gereken dosyalar var dosyaları alıp direk odama geliyorsun."

Mantı beyi onayladıktan sonra depodan istenilen dosyaları buldum. Hemen mantının odasına girdim. Evet sanırım kapısız köyden çıkmayım. Karşımda bir adet gömleğinin düğmesini ilikleyen mantı görmeyi beklemiyordum yalnız çok yakışıklı olduğunu söylemiş miydim???

"Kapısız köyden mi çıktın''

heeeee kapısız köyden çıktım varmı diyeceğin.

"Kusura bakmayın. Hemen gel deyince ayağımı hızlı tuttum."

"Aferin cabuk öğreniyorsun."

Siktir pezevenk demeyi o kadar çok isterim ki ama milletin ağız kokusunu çekmek zorundayız napalım.

"Annem sağolsun öğretmesini iyi bilir sayenizde öğrenmek zorunda kalıyorum" Gel de sinirlenme hacı şu angut kafalıya.

"Öyle olsun bakalım." Dedikten sonra getirdiğim dosyayı incelemeye başladı. İzinsiz bir şekilde önümdeki koltuklardan birine oturdum. Oturmak içinde izin alacak değilim ya.

"Ela bi yanıma gelir misin?"

"Gelemem."

"Rica etmedim gel dedim!"

"Gayette rica ettiniz gelir misin demek fikrimi sormak demek bende gelemem dedim bu kadar basit gel deseydiniz bir ihtimal gelebilirdim." Haklıyım ama bu adam cahil daha rica etmekle emir vermeyi bilmeyen adamdan ne beklenir bi de patron olacak kıçımın patronu.

"Gel o zaman!" Kesin yanlış görüyorum adam bildiğin sinirden kıpkırmızı oldu. Dumanları eksik o kadar.

"Geliyorum. Korkut bey sinirlenmeyin hemen hem ben şaka yapmıştım. Bu arada sinirlenince çok çirkin oluyorsunuz."

Mantı sesli bir şekilde hasbinallah dedikten sonra yüzünü bana çevirdi. Elini dudağımın kenarına koyduğunda

"Ne oluyoruz be patronsun dedik te sende işin cılkını çıkarma. Pis sapık."
Ahh anne ahh neler çekiyorum burda.

"Birincisi benimle düzgün konuş. İkincisi haddini bil üçüncüsü dudağının kenarında çikolata kalmış!'

Allahım uzun zamandır bu kadar utanmamıştım hep bu adamın yanında oluyor tavan duygularım yer yarılsa da içine girsem ne güzel olurdu. Şimdi adama bi de sapık dedik iyimi.

"Kusura bakmayın şey olunca şey oldu.Ben şey sandım şey ettim bir daha şey etmem."

Mantı derin bir nefes aldıktan sonra ;

"Mümkünse bir daha şey etme."

Kafamı sağlayarak onayladım.Başka neremi sallayabilirim öyle değil mi.

"Eee şimdi ben ne yapacağım?" Şu adamın yanında daha fazla rezil olmadan odadan çıksam iyi olacak valla.

"Yanımda duracaksın."