Vasiyet
Ağırlıkların altın ezilmiş bir ceset gibi
Kalbimi göğüs kafesimden kazıyorumBeni sıkan vicdanım mı ?
Yoksa aldığım beddualar mı ?Belirsizlik, yolumu şaşırmışım
Atımın dizginleri boşalmış
Uçurumun kenarında
Bir
Çocukla
BakmaktayımBir
Mavi denizi görenler
Karanlığın çocuklarını
Boşa yanan sokak lambalarını
Cami avlusunda yatanları
AnlayamazlarKi, ben kendimi göremiyorken
Mavi okyanuslara nasıl bakmalıyımO iğreti yüzleriyle buruşmuş yüz hatları
Kalbime bir şeyler söylüyor
Abime söyledim
Konuştu
Kalbim sanki biraz yumşadıÖlmeli miyim ?
Yaşamak
umrumda değildir
Aldığım her nefes
İsraf galiba
Vasiyetimdir
Ağlamayın...Yaşamalı mıyım ?
Ölmek
Umrumda değildir
Almadığım her nefes
Birine ait
Vasiyetimdir
Yaşarken ağlayın...Damarlarımda gezen kan
Bekletilmiş, ekşimiş kızılcık şerbeti miydi
Kalbimi böyle uyuşturan
Bilinmeyen, unutulmuş bir günahın eserimiydiGüneş bulutların arasında sıyrılsaydı eğer
Gün nedir ne demektir öğrenecektikAma
Gün
geldi
güneş
bizi
geceye
terk
ettiŞimdi ay bulutların ardında
Işık nedir söyleyin bana
El yoklamasıyla tespit ettiğim yol
Sonu, ya çıkarsa uçuruma ?Ayaklarımı pencere pervazından uzatır gibi uzattım
Havayı döver topuklarım
Atlarını dört nala kaldırıp
Yüzüme çarpan rüzgar
Ve yol çizen aklım, kalbim
Beni Yalnız bıraktılar..Bir ıslık ritmi tutturup gezeliyorum
Beynimin içinde bir ambar
Ve içinde aç kalmış akbabalar var
Bu leş kokusuda dostlarHerşeyden geçip yazıyorum
Küflü kelimelerimle
Ve çürümüş bir fikirle
Kardeşlerim
Vasiyetimdir
Yaşarken ağlayın
Gülerken ölün.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLOG
RandomYazdıklarım anlamsız gelebilir veya saçma hayat zaten anlamsızlık ve saçmalık üzerine kurulu değilmi ?