2.0

501 31 27
                                    

"Sesini duyunca karnımda uçuşan kelebekleri bile seviyorum ben.Seninle ilgili her şeyi seviyorum.Seni seviyorum Ron."

Ron kendine geldiğinde Pansy yanındaydı ve elini tutuyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ron kendine geldiğinde Pansy yanındaydı ve elini tutuyordu.
"Bana ne oldu?" diyebildi sadece.
Pansy konuşmak için ağzını açmıştı ki Meredith "Bir şey yok havuç kafa.Cisimlenme bulantısı sadece." dedi.
Ron rahatlayıp iç çekecekken Halsey "Ya da daha kötüsüdür." dedi. "Neden ona gerçeği anlatmıyorsun Meredith?"
Tim söze atladı. "Bu doğru Meredith,birkaç ay ömrü kaldığını bilerek yaşamak onun için daha iyi olur."
Ron telaşlanmıştı. "Ölecek miyim?O yüzden mi midem bulandı ve bayıldım?"
Lyla ise ellerini çırparak bağırdı. "Hayır Don Weasley, HAMİLESİN!!!"
Ron şu ana kadar kendisiyle dalga geçildiğini anlayamamıştı.
Farkına varınca kahkaha atmaktan alıkoyamadı kendini.Odadaki herkes kahkaha atıyordu.
Pansy'yle sarıldılar,bu sırada Lyla bir kez daha çığlık attı. "E hadi ama,öpüşsenize!!"
Ron "Bu kızı sevdim." gibi bir şeyler söyledi mırıldanarak ve Pansy'nin dudaklarına yapıştı.
Pansy kızarmıştı.
Herkes odadan çıktı,nihayet yalnız kalmışlardı.
Ron Pansy'nin gözlerine bakarak "Beni aldatmadığını,ayrılmak istemediğini ve hala sevdiğini biliyorum." dedi.
Pansy ise gülümsedi. "Annem beni buna zorladı Ron,sana zarar vermemesi için yapmak zorundaydım."
Ron Pansy'nin kafasını göğsüne bastırdı. "Artık bunların hiçbiri önemli değil Pansy.Bak beraberiz,ailenden uzakta..."
Pansy sözünü kesti. "Sen de ailenden ve arkadaşlarından uzaktasın ama.Ron ben sana bunu yapmak istemiyorum."
Kızın yüzünü avuçlarının arasına aldı Ron.
"Seninle olduğum sürece bunların hiçbiri önemli değil."
Tam öpüşeceklerdi ki odaya Leon girdi.
"Kusmuklu çocuk ve Tanrıça Pansy Parkinson,size tekne gezisi hazırladık,hadi gidin!"
Ron bu çocuğa sinirlenmişti.Kendisiyle dalga geçmesi umrunda değildi ama Pansy'ye tanrıça mı demişti o?
Pansy Ron'un elinden tuttu ve kaldırdı. "Hadi gidelim!" dedi neşeyle.
Konağın kendi limanı vardı,Pansy tekneye doğru giderken Ron da olduğu yerde kalmış,etrafı seyrediyordu.Büyüleyici bir yerdi burası. Uzun sarı saçları ve solgun bir yüzü olan kız Ron'un omzuna vurdu.
"Hadi git,aşkin için savaş.O'vnun uğ'vunda can vermeyeceksen buna aşk deni'v mi?"
Eski bir Fransız aşk filminden fırlamış gibi görünüyor ve konuşuyordu.Tuhaf davranıyordu herkes,ama hepsi çok mutluydu.Pansy de öyle.Ron kafasını salladı ve tekneye,Pansy'nin yanına koştu.
Tekne hareket ederken Pansy zarifçe arkadaşlarına el salladı. "Hoşçakalın köylüler!"
Kahkahalar eşliğinde tekne uzaklaştı.
Ron Pansy adına mutluydu, "Arkadaşlar kazanmışsın." dedi.
Pansy'nin sevinci gözlerinden okunuyordu.
"Evet,bu harika.Hepsiyle iyi anlaşıyorum.Bu,bu çok olağandışı."
Ron kızı böyle mutlu gördüğü için bir kez daha sevmişti burayı.
"Burada yaşayalım." dedi. "Yuvamızı kuralım ve burada yaşayalım.Arkadaşların var,benimkiler de arada bir bizi ziyarete gelirler.Çocuklarımızı bu okula göndeririz,burada iş bulabilirim Pansy.Seneye reşit oluyoruz,bize kim karışabilir ki?"
Pansy kafasını salladı. "Sen seherbaz olmak istiyorsun.İngiltere'de yaşamak istiyorsun.Arkadaşlarından ve ailenden kopamazsın sen."
Ron kızı belinden tutup kendine çekti.
"Ucunda sen varsan,inan bana,her şeyi yaparım."
Ardından dudaklarına minik bir öpücük kondurdu.
Bu Pansy'ye yeterli gelmemişti.Ron'u hızla kendine çekti ve daha sert öptü.
Bir mesaj sesi bozdu tüm romantizmi.
Ron telefonunu çıkarıp baktı.

Draco Malfoy:Ron,gittin mi?

Draco Malfoy:Neden hala haber vermedin,Pans iyi değil mi yoksa?

Ron:Ah,şey.Unuttum.Pansy harika.Burada daha mutlu.Burası iyi bir yer ve sanırım dönmeyeceğiz.

Draco Malfoy:Arayabilir miyim?

Draco Malfoy:Pansy'nin sesini duymalıyım.

Ron Pansy'ye baktı,olumlu anlamda kafasını sallamıştı.Ron Draco'yu aradı ve telefonu Pansy'e verdi.

Draco:Pansy,iyi misin kardeşim?Seni nasıl merak ettiğimi bilemezsin.

Pansy:Draco,seni çok özledim.Hey,sen burnunu mu çekiyorsun,ağladın mı?

Draco:Hayır,ne alaka?Ben ağlamam Pans.Sadece özlemiştim.

Pansy ağladığı için konuşamadı.

Draco:Pans,annene kimin haber verdiğini buldum.Takıntılı ruh hastası Blaise yapmış.Şerefsiz başından beri seni istiyormuş,biraz sıkıştırınca bana her şeyi anlattı,ah,iğrenç şeylerdi.Sapık herif,Jennifer'la sevgili olmasının tek sebebi senin odana rahatça girip çıkabilmekmiş,seni uyurken izlemek...İğrenç.

Pansy şok olmuştu,cevap bile veremiyordu.Draco devam etti.

Draco:Öğrenince kavga ettik,Potter bile vurdu ona biliyor musun?Şimdi hastane kanadında.Bir de şey...Herm yanımda,sana selam söylüyor.

Pansy nihayet şoktan çıkıp konuştu.

Pansy:Hermione'ye selamlarımı ilet ,benim için Blaise'i ziyaret et ve geçmiş olsun dileklerimi ilet ve Blaise şerefsizini yok etmek için Hogwarts'a döneceğimi de söyle.

Telefonu kapattı ve Ron'a uzattı.
Ron şaşkındı,ne olduğunu anlamıyordu.
"Pans,ne olmuş?Zabini ne yapmış,niye sinirlendin?"

Pansy Ron'a baktı. Gözleri koyulaşmıştı.
"Bir şey yapmamış,bebeğim.Beni sinirlendiremez o."
Ron'un yanına oturdu. "Şu hayat kurma mevzusu vardı ya.Tamam Ron!Evlenelim ve öyle dönelim Hogwarts'a.Burada zaman inanılmaz hızlı geçiyor.Burada geçirdiğimiz 6 gün,bizim dünyamızda 1 gün ediyor."
Ron yüzüne doğru eğildi.
"Burada bir ay kalırsak reşit olmuş oluruz.Dediğin gibi kimse bize karışamaz.Kimse."
Saçlarını kulağının arkasına attı.Ron'un hoşuna gitmişti bu doğrusu.Halinden memnundu. Koyu yeşil gözler onun gözlerini buldu. "Yarım kalan işimizi bitirelim."
Pansy çocuğu öpmeye başladı.Az önce öfkeyle yanan gözleri şimdi tutkudan yanıyordu.Çocuğun boynuna minik öpücükler bıraktı.
Ron bu işin nereye gittiğini anlayabiliyordu. Pansy öfkeliydi ve Ron,ona istemediği bir şey yapmak istemiyordu. "Emin misin Pansy?" dedi. "Sonra pişman olmayacaksın değil mi?"
Pansy güldü,Ron'un elini kavradı ve onu kamaraya götürdü.
"Asla!" dedi ve çocuğu öpmeye devam etti.
"Seninle yaptığım bir şey yüzünden asla pişmanlık duymayacağım!"

𝙺𝚊𝚕𝚘𝚙𝚜𝚒𝚊| 𝚁𝚘𝚗𝚜𝚢Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin