dalgalara düştü gözlerim, başım döndü, geri çevirdim vapuru, yürü eve gidelim kaptan! Kaptan nazlı yolluk ister, bi cigara verde içelim derdinde. hava bozmakta, akşam olmakta, içeride gazetesini okuyan pervasız yaşlılar hallerinden memnun, gemi beşik gibi sallanmakta. Ben se tek dert içinde geri dönsek diye yakınıyorum. Lakin çok geç geri dönmek için. dönmek her seferinde kolay değil onca yoldan. Her işin bir adabı var. Bir sonraki vapur da çok sonra. Ne yapsam bilemedim. Bilmediğim başka bir şey ise gittiğim yer hakkında, Puslu havanın içinde söylentiler, söyleyenlerse hiç hoş yüzlü değiller. Derken limana girdi koca gemi, mazot kokan hangarı arabalarla dolu. Arı kovanı gibi boşaldı bir anda fırtınalı hava yüzümüze tuzlu sular atarken. Doluştuk okul otobüsüne, alacakaranlık ada gökyüzüyle. Issız yollardan tırmanıp da vardık tepeye. Şirin gibi görünen ilçe merkezi baana hiç görmediğim bodrum evlerini anımsattı bir an. Sonra ise süzüldü otobüs şöförü aşağıya okula. Okula vardığımızda ranza terimini ilk defa öğrendim. kocaman soğuk odada gelişimizi bekleyen diğer öğrenciler şaşkın şaşkın valizlerimizin içinden çıkacak yiyecekleri bekliyorlar. Herkes hemşeri bekler. Ben ise üşüyorum düşüncelerimde, valiz iki tane birinin askıları kopmuş ağırlaşmış yani, yol boyu. Şaşkınlıktan uyuyamıyor, ışıktan rahatsız bütün yeni gelenler. Bu sadece ilk ayrı gece. Sabah babamla vedalaştıktan sonra hemen kaynaşıp arkadaşlarlaa kiliseye giriyoruz. E ilk defa görmüşüz giricez tabi. İlk yabancı dile maruz kalışımı yaşıyorum siyah kıyafetli insanlar uğulduyorlar dini şekidle. Anlam vermesemde arkadaşlarımın gülüşleri geliyor gözümün önüne. Hepsi koca adam oldu şimdi. çoluk çocuğa bile karıştılar ama ben hala o günde kalmışım. Hayatımın belki de en ilginç günü....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KISA KISA
Misterio / SuspensoKısa hikayelerdir hayatı anlatan. Resmin tümü bazen sıkıcıdır