Günlerden Pazar, çarşı pazar derken gün kararmaya başlarken, tam da eve dönmüşken, aklıma düşüveren eyvah! saçlarım düşüncesiyle hanıma diyorum sen gir eve ben bi gidip geliyim şu berbere. Atladığım gibi motora pazar pazar açık berber aramaya başlıyorum. Çarşının içine kadar gelsem de ya berberler kapalı ya da önlerinde 3 4 insan bekler durumda sırayı. Bir ara sokağa dönmemle sağda sigara içen bir bey var. Dükkanın reklam tabelasında da aynı adamın sigara içen resmini görünce tamam diyorum benim yeni berberim bu abi. Abi sarışın yakışıklı gömlek var kareli üzerinde. Dükkan geniş sayılır çoğu berber dükkanına göre. İçeride diğer müşteriler. sağ tarafta uzun sakallı iri bir berber, sol tarafta hatırlamadığım başka bir berber ve müşterisi her berbere gelen insanın beklediği gibi muhabbet ediyorlar. Üstümdeki montu çıkarıp ortadaki koltuğa oturuyorum. Sağ tarafta ciddi bir muhabbetin döndüğünü oturur oturmaz anlıyorum çünkü önümde ve dibimde olan iki tane lcd televizyondaki "Meraklı Köfteci filmindeki sesleri bastırabilen sesleriyle muhabbet ediyorlar. Muhabbetin konusunu önce dinlemiyorum ama her bir kaç saniyede bir konu değiştiğini görünce arkadaşın baya boş bir muhabbet yaptığını ya da sadece muhabbet etmeye gelip de hadi muhabbet edecekken de bi saç kestiriyim diye oturduğunu hissedebiliyorum. Konu işide geliyor, sempatizan arkadaş berbere celallene celallene avın neden günah olmadığını, savaş ganimetinin gerekli durumda uygunluğunu falan anlatıyor. Aslında çok daha fazlasını anlatıyor ama o anda benim dikkatimi başka bir şey çekiyor. Ansızın farkettiğim bu gerçek acaba? dedirtiyor kendime, çünkü berber bir şeyden rahatsız olmuşcasına boğazını temizlemeye çalışıyor öksürerek, acaba diyorum kötü bir koku falanmı var saçlarımda, ya da terleyip de rahatsız mı ediyorum insanları diyorum kendi kendime ama bi an berber abinin bakışlarını yan taraftaki işid sempatizanından alamadığını farkediyorum. Kesin diyorum yandaki adama tilt oldu ondan heralde. Neyse o sırada benim saçlar hafiften şekillenmeye başlıyor, ve o an her berbere gidişimde yaptığım espiriyi patlatıyorum "sonunda insana benzedik biraz!" Evet diyor berber beklermişcesine, gülüyorum ama bu tepkiyi ilk alışım olduğu için şaşkınlığım yüzüme vuruyor. Derken suskunluk, hiç birşey sormuyor, nerdeyse bi ayıp işlemişim sanki, diğer iki berber müşterileriyle muhabbet ediyor, biz bi onlara bir de birbirimize bakıyoruz. Berber abi karizmatik şekilde hiç makine kullanmadan saçlarımı ince ve özenli şekilde kesiyor, öksürükler devam etmekte. Merakımı durduramayıp soruyorum berbere: " Abi sizi rahatsız eden bir şey mi var acaba? diyorum. nedendir bu öksürükler, (aslında öksürük değil ama rahatsız etmeyeyim diye öyle soruyorum) Cevap gecikmiyor. "Abicim benim tikim var", diyor. Neye demeye kalmadan "saç ve kıla" tikim var. Bir daha ki saç traşında yine oraya gidip devamını sormak için merakla bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KISA KISA
Mystery / ThrillerKısa hikayelerdir hayatı anlatan. Resmin tümü bazen sıkıcıdır