*not* öncelikle uzun zamandır yazmıyordum araya yaz tatili girmişti hepinizden özür diliyorum, benim de en nefrt ettiğim şeydir sevdiğim hikayelere uzun ara verilmesi. Bir kaç kişiden çok tepki aldım yazdıklarımla ilgili işte ''burası oyun bahçesi değil, harry potter dünyası oyuncak değil istediğin gibi yazamazsın'' gibisinden ben eleştiri kaldıramayan biri değilim her zaman okuyucuların fikirlerini eleştirilerini dikkate aldım ama hakaretlere katlanamadım o yuzden biraz soğudum diyebiliriz. Ama sırf bir kaç kişi yüzünden başka kişilere haksızlık etmemeliyim diye düşündüm ve kendimi biraz toparlayınca tekrar yazmaya karar verdim tekrar özür diliyorum iyi okumalar :)
Bana bunu söylemiş olamaz hayır hayır ne kadar hassas olduğumu biliyor. diye düşündü Lily parlak yeşil gözleri dolmuştu ama arkasını dönüp hızlıca yürümeye başladı. Snape ona bulanık demişti BULANIK. Hayır bunu kabul edemiyordu Snape böyle biri değildi onun en yakın dostuydu.
Ağaçların arasında bi yere kıvrılıp ağlamaya devam eden Lily bi ses duydu ve asasına doğru uzandı, o sırada ağacın arkasından çıkan kişinin James oldugunu gördü. Yüzünü çevirip hemen gözyaşlarını sildi, sert bir sesle ''Ne işin var burada Potter?'' dedi. Açık renkli saçları olan çocuk bi süre cevap vermedi Lily'nin açık yeşil gözlerinde kayboluyordu. ''Ağlıyorsun Evans'' dedi sesi çatallaşmıştı.
''Ağladığım falan yok James sadece yalnız kalmak istiyorum ben..ben...-'' birden bire gözlerinden seller boşalmıştı. James hemen sarıldı ve hiç bir şey söylemedi sadece sımsıkı sarıldı. Lily kendine geldiğinde James'e bağırmaya başladı '' SENDEN NEFRET EDİYORUM JAMES SENİN SUÇUN BUNLAR . En iyi dostumdu beni anlıyordu..'' bu sefer Jameste kızmıştı ve sesini yükselterek '' Seni anlayan biri sana BULANIK mı diyecek,Evans dedi'' *bulanık ın üstüne basarak.*
Lily diyecek bişey bulamamıştı çünkü ilk defa potter doğru bi cümle söylemişti. ''James onunla uğraşmayı bırakın artık çocuk değilsiniz ona sümsükus demeni istemiyorum.'' James alaycı bakışını atarak '' sen istemiyorsun diye söylemem, Evans merak etme'' dedi, Lily onun dalga geçtiğini anlamıştı ama sustu çünkü artık umursamıyacaktı buna karar verdi. İlk defa Lily, James'e dikkatli bi şekilde baktı ve ''James yanımda oldun teşekkür ederim..'' diyiverdi kendi bile şaşırmıştı. Artık geç olomuştu geri dönmelerinin vakti gelmişti.
Hogwarts'a doğru yürüyorken James seni ne kadar sevdiğimi görmüyorsun,Evans.. diye düşündü. Artık büyümüşlerdi ve James hiçbir kızla çıkmıyordu bunu düşünürken Lily '' Emmeline Vance'ın, senin hakkında konuşurken duydum. Çok yakışıklı ve cesur oldugunu falan söylüyordu sanırım senden hoşlanıyor.'' dedi Lily uzun bi sessizlikten sonra. James '' Ah bunu konuda yapabileceğim bir şey yok,Evans'' dedi her zamanki alaycı gülüşüyle. Lily'yi delirttiğinin farkındaydı.
Bu sefer Lily alaycı bi şekilde ''AH unut gitsin,Potter sen cesur falan değilsin. En azından bi kızla çıkacak kadar.'' dedi ve yaklaştıklarını fark edince üstünü düzeltti her zaman ki gibi örnek öğrenciydi. James tam gözlerine bakarak ''pekala, Evans 2 hafta sonra noel partisi var orada görüşürüz bu lafını hatırlatacağım ehem buarada sen de cesur değilsin yanında *neil o'brien-alt sınıflardan kısa boylu bi çocuk- dışında erkek görmedim dedi kıkırdayarak. Lily ters ters bakıp ortak salona girdi akşam yemeği için hazırlanacaktı, biraz yatağa uzanmak istedi uzun bi yürüyüşün yorgunluğu vardı. Bugun olanlara rağmen Potter belası onu iyi hissettirmişti, james'in olgunlaştığını düşündü ama uykunun tatlılığına dayanamadı ve uyuyakaldı. Her zaman kabus olarak düşündüğü James rüyalarından birini görüyordu. 2 hafta sonraki noel partisindeydi rüyada ve yanında da Potter vardı tabii.. *medyaya bakın buradaaa*
şimdilik bu kadar zaman buldukça yazacağım yorumlarınızı bekliyorum:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Marauders -askıda-
FanficMösyöler Aylak, Kılkuyruk, Patiayak ve Çatalak sizlere gururla sunar.. Hikayemiz,Harry Potter'ın annesi Lily Evans'in Hogwarts'a gitmesiyle başlayacak. Konu Lily'nin James'e karşı nefreti, James'in onu kendine istemesi ve Severus'la kavgaları ayrıca...