Bölüm 3; Beklenmedik Misafir

117 6 6
                                    

Miray, elindeki kağıdı buruşturup yere fırlattı. Ben kimseye fark ettirmeden kağıdı pantolonumun cebine sıkıştırdım. Kızlar oturdukları yerden kalkarak, hızla Neşe'yi aramaya devam ettiler. Neşe'yi aramaya başlayalı bir saat olmuştu ve daha hiçbir şey bulamamıştık.

Suna:

-" Kızlar, sanırım burada görmemiz gereken bir şey var."

Hepimiz koşarak Suna'nın yanında gittik. Yerde Defne ablaların kaybolursak kampı bulalım diye verdiği cihaz Neşe'nin mp3 çaları ve kulaklığı vardı. Hepimiz şu ana kadar ciddiliğin farkında değildik. Neşeydi bu. Canı sıkıldığında kimseye haber vermeden kulaklığıyla sık sık uzaklaşan biridir. Ama kulaklığı yanında değilse, sıkıntı büyük demektir!

Miray hızlanmaya başlayarak:

-" Aval aval neye bakıyorsunuz, daha da hızlanmamız lazım!"

Neşe'yi aramaya başlayalı 2.5 saat geçmişti ve bulduğumuz tek şey yön cihazı,mp3 çaları ve kulaklığıydı. Biraz daha ilerlediğimizde erkekler ve kamp görevlileriyle karşılaştık.

Defne Abla:

-" Hava kararıyor kızlar, ne yazık ki kamp alanına dönmeliyiz."

Suna:

-" Ne demek kamp alanına dönmeliyiz? Bizim arkadaşımız kayıp ve ona bir şey olursa bundan sorumlu tutulacak kişi biz değil sizsiniz! Ona bir şey olursa işinize son verilir. Bizim ise hayatımız mahfolur. Ben Neşe'yi bulmadan bu ormandan çıkmam."

Egemen Abi:

-" Kızlar bu endişenizi anlıyoruz. Ama şu an yapacak hiçbir şeyimiz yok. Bakılacak her yere baktık. 7 yıldır burada bu kampı işletiyoruz. İlk defa biri bu koca ormanda kaybolmuyor, daha önce kaç kez yaşadık bunu inanın tahmin edemezdin. Ama ailelerinizin burayı seçmesinin temel nedeni, buranın çok güvenli bir yer olması değil mi? Neşe'ye ne oldu inanın bende bilmiyorum. Ama siz bizim himayemiz altındasınız ve sizi burada bırakıp kamp alanına dönemeyiz. Ve kamp alanında da korumamız gereken 10 çocuk daha var. Bize zorluk çıkarmayın, lütfen."

Miray:

-" Siz gidebilirsiniz, kızlar da gidebilir. Ama ben en yakın arkadaşımı bu ormanda tek bırakmam."

Defne Abla:

-" Kızlar şu an yapacağınız hiçbir şey yok. Telefonlarınızın şarjı bitiyor ve hiçbirimizde el feneri yok. Burada kalmanızın Neşe'ye faydası olmaz. Yarın sabah gün doğar doğmaz yola çıkarız, ayrıca kamp alanına gidince güvenliği de arayacağımıza emin olabilirsiniz. Dediğimiz gibi bu ilk defa başımıza gelmiyor, ne yapılacağını ve bir şey olursa kimin sorumlu tutulacağını da çok iyi biliyoruz." bunu derken Suna'ya kaçamak bir bakış atmıştı.

Sude:

-" Kızlar, onlar haklı.Şu an burada durmamızın hiçbir anlamı yok. Işığımız yok, hiçbir sonuca varamayız."

Kızlar Sudeye hak vermek yerine ona kızsalarda Sude tabi ki böyle düşünmüyordu. Aklında bir plan olduğunu ve o plan için kamp alanına gitmeleri gerektiğine ikna etmişti onları.

Kamp alanına gittiklerinde akşam yemeği saati gelmişti. Bundan önce verilen yön cihazları toplanmıştı. Kızların hepsi birer elma alarak toplanma alanında herkesin odalarına çekilmesini beklediler. Onların bu endişeli halini gören İrem:

-" Ah arkdaşınız kaybolmuş, geçmiş olsun. Kız size dayanamamıştır, bence sizden kurtulduğuna sevinmiştir." Tuğçe kendini tutamayarak İrem'i itmişti.

Sude:

-"O bizden sıkıldı mı bilmiyorum ama biz seni birazdan fena sıkacağız. Yandaşlarının yanına dönsen iyi edersin!"

Kamp Alanı ; TehlikeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin