Başladığınız tarihi yazabilir misiniz??
17.01.2020
Ben kapıya geldiğimde ise gardiyan bana baktı. "Hazır mısın?" deyip yüzüme baktı. Oda fark ediyordu. Ne kadar mutlu ve heyecanlı olduğumu. Derin bir nefes verip konuştum. "Hazırım abla, hazırım çok mutluyum iki ay kaldım ama sanki bir ömür gibi geldi bana, sonunda hak yerini bulduğu için yerimde duramıyorum baksana." Yüzümdeki sırıtışa bakıp oda ufak bir kahkaha attı. "Peki. Peki daha fazla bekletmeyelim seni hadi bakalım."
Kapıyı açtı, gün ışığının karışmış olan renklerinin uyumu büyüleyici, en çok da temiz hava ve hafiften esen rüzgarın saçlarımı yalayarak geçmesi olmuştu. Yüzümdeki tebessümün sebebi son kapı olarak tahmin ettiğim ve sanırım sonuna geldiğim noktadayım. Elimine ki küçük valizle ise dışarı çıktıktan sonra tamamen ÖZGÜR olacaktım...
Gardiyan kapıya kadar bana eşlik etti. Heyecandan ne yapacağımı bilemiyordum. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki nerdeyse dışardan duyuluyordu sesi. Başarmıştım. Düşüp bayılacaktım sanki korkudan ne yapacağımı bilmedim. Kapının önünde durduk.Artık özgürdüm, ayaklarıma bağlanmış bu prangalardan sonsuza dek kurtulmuştum ve en güzeli de hayatıma yeniden başlayacak olmadı...
🕊️
Bembeyaz Bir Sayfa 📚
Dışarıya ilk adımımı atmıştım. Sonunda atmıştım atmasına da, sorunlarım daha yeni başlamıştı. Ve ben bunu henüz kavrayabilmiştim. Ne gidecek bir evim, ne de sığınak bileceğim bir ailem yada akrabam vardı. Burda yapa yalnızdım yurda gideyim desem oradan atılalı çok olmuştu. Zaten iyi oldum derken nereye gidecektim ben şimdi dışarıdamı kalsam diye düşündüm, bir an ama çok kısa bir andı hemen vazgeçtim kim bilir neler gelirdi başıma Allah korusun...Derin bir nefes alışverişi yaptıktan sonra yola koyuldum önce iş aramalıydım kendime. Daha sonra herşeyi yoluna koyacaktim sakin ve emin adımlarla ilerlemeliydim. İlk başta tek başıma ayakta durmayı öğrenmem gerekiyordu zor olacaktı. "Evet" ama altından, kalkamayacağım birşey değildi. Mücadele etmek, karşıma çıkan zorluklara karşı dik durmam lazımdı. "Yıkılmadım,ayaktayım" demeyi öğrenecektim. Kısacası içim kan ağlıyor olsa da bile dışarıya kızılcık şerbeti içtim diyecektim.
Ben Hayal Sönmez kolay kolay yıkılmayacaktım.
"Off nerede bu otobüs durağı yaa, kaç saattir yürüyorum. Daha bulamadım, İstanbul ne kadar büyük şehirmiş." diye söylenerek yürüdüm. Anca sora sora bulabilmiştim durağı...
Şirinevler sonunda ulaşmıştı. Sosyal medya üzerinden tanıştığım kişiyle buluşma zamanı gelmişti. Kim olduğunu bilmiyordum, tanımıyordum da ne kadar güvenilir biri olduğu konusunda da zerre kadar fikrim yoktu ama ondan başka şansım da yoktu. Şimdilik güveniyormuş gibi yapmam gerekecekti...
Şirinevler durağına vardığımda buluşacağım kıza mesaj attım. "Merhaba ben Hayal sizin dediğiniz yere geldim. Siz neredesiniz acaba. Sizi göremiyorum da." Hayallerim suya düşmüştü bir anda, gelen mesajla. Şimdi ben ne yapacağım. Nerede kalacağım bilmeden oradan oraya yürüyordum...
"Kusura bakmayın, ben bir haftalık iş seyehatine çıktım." Bana gelen mesaj buydu...
"Teşekkür ederim, keşke önceden haber verebilseydiniz."
Üzgün bir şekilde ne yapacağımı düşünüyordum. Kalacak yerim yoktu, bir hafta boyunca sokaklarda kaldım. Bu bir hafta hayatımın en zor günleriydi. Cebimdeki 3-5 TL ile geçiriyordum.
Bir hafta olmuştu, görüşeceğim kızla konuşmuştum. Bir gün daha sokaklardaydım...
Sonunda kızla görüşeceğim vakit gelmişti. Buluşma yerini araya araya buldum kızı resimlerden bildiğim kadarıyla görünce yanına yürümeye başladım.
Yanına biraz daha yaklaşınca sorgulayıcı ve meraklı gözlerle.
-Rüya hanım?
+Evet benim, siz kimsiniz tanıyamadım pardon...
- Ben Hayal sosyal medya konuşmuştuk sizinle.
+Tamam şimdi hatırladım, kusura bakmayın sosyal medyada resminiz olmadığı için tanıyamadım.
-Sorun değil. Şimdi ne yapacağımızı konuşsak olur mu?
+Tabi ki konuşalım mı? İlk önce cafeye gidelim kahvaltımızı yapalım. Açsanız kahvaltı etmeye gidelim...
-Tamam, olur. Çok açtım zaten, çok iyi olur. Teşekkür ederim...
+Rica ederim, hadi ilerde Black Cafe gördüm. Güzel yemekler vardır, oraya gidelim.
-Olur...
Konuştuktan sonra doğru Black kafeye doğru yürüdük. Baya yürümüştük, artık yorulmuştum. Rüya artık yorulduğumu, biraz dinlenceğimi söylecektim. Daha ne kadar yürüceğimizi bilmiyordum.
-Rüya.
+Efendim Hayal?
-Ya ben çok yoruldum. Biraz dinlenmek istiyorum.
+Zaten geldik istersen orada dinlenirsin.-Tamam, çabuk gidelim. Çok açım, hem de çok yoruldum.
+Tamam...
Gülerek bana tebessüm etmişti, bende ona aynı karışıklığı verdim. Kafeye geldiğimizi fark ettim. İçeriye geçtiğimizde bizi yakışıklı bir beyefendi karşılaşmıştı. Garson yanımaza gelmişti ve bize oturacağımız yere kadar eşlik etmişti.
Ve bizde masaya oturup, ne yiyeceğimize bakıyorduk. Bütün yemekler lezzetlidir. Ama hangisini seçeceğimi bilmedim Rüya ne yerse, bende onu yicektim.
-Merhaba, ne yiyeceğinize karar verdiniz mi?
+Hayır, henüz karar vermedik.
-Peki.
Sonunda ne yiceğimize karar vermiştik...
-Bakar mısınız?
+Tabi ,hemen geliyorum...
-Bir tane hamburger ve sosisli alalım, birde meyve suyu şeftali olsun.
+Peki,siz ne alırsınız efendim ?
- Aynısı olsun.
Yemeği beklerken, Rüya'nın patronu aradığı için masadan kalkmıştı. O arada yemeğimizde gelmişti.
-Afiyet olsun efendim.
+Teşekkür ederim.
Tebessüm ettimiştim. Rüya'da gelmişti.
-Yemeklerimiz geldi. Otur da yemeğimizi yiyelim.
+Tamam geliyorum canım.Rüya ile masaya oturup, yemeğimizi yedikten sonra hesap ödemek için kasaya geçtik, o sıra da garsonun bana baktığını fark ettim. Hesabı ödeyip Kafeden ayrıldık.
❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️
Oy verip yorum atmayı unutmayın.
Diğer bölümde görüşmek üzere hoşçakalın.
İyi okumalar ❤❤❤

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uzaktan
AkcjaBir yaşında yetimhaneye bırakılan, küçük bir kız yetimhanede istenmediği bir hayat sürmüş uzun bir zaman boyunca. İstenmediğini farkettiği ilk an kendi ayaklarının üzerinde durmak için onu sevdiğini düşünen biriyle birlikte olmuş fakat hayal kırıklı...