Sarhoş....

121 8 23
                                    

Bedenim sarhoş gibi ayakta durmakta son derece zorluk çekiyor. Kendimde güç bulmaya çalışıyorum ama yalpalayan bedenim benimle dalga geçiyordu. O konuşmadan sonra JungKook'u evde bırakarak kendimi yine sahile atmıştım. Önceden böyle değildi. Bende herkes gibi mutlu bir insandım. Onunla mutluydum.  Ama insanlar bana mutluluğu çok görmüş gibi onu elimden almışlardı. Ben yanlızdım. Başı boş ve kimsesiz bir çocuk. Kendime bir söz verdim intikam için bana bunu yapanlara ben de aynı şeyi yapacaktım ama beni durduran yine o oldu. O ve onun masumluğu...

Sarsak adımlarla eve gelip zile bastığım zaman kapı JungKook tarafından açılmış ve beni dikkatlice içeri çekip odama götürmeye başlamıştı. Merdivenlerden çıkarken JungKook'un derin nefesler aldığını duyuyordum. Odama geldiğimde beni yatağa yatırmış ve üzerimde bulunan rahatsız edici şeyleri çıkarmaya başlamıştı. Rahatsız edici, pantolon ve gömleğimi çıkartıp saten geceliklerimi giydirmişti.

"Ne oldu sana böyle?" Onun karşısında tamamen dağılmış bir şekilde olmak beni rahatsız etse de umursamadım.

"Herkes, elbet bir gün gider ve sen gidenin arkasından kendini toplamak zorundasın..."

Ona fısıldarken kahve harelerin titrediğini gördüm. Ay ışığı o güzel yüzüne vuruyor ve odamı aydınlatırken her şey bıraktığım gibi duruyordu.

"Kim gitti? Bir şey anlamıyorum açık konuş." Kahverengi hareler merakla yüzümde dolandı ve bana dikkatle bakmaya başladı.

Onu umursamadım ve istediği cevabı vermek yerine yeni bir soru sordum.

"Hiç,birini kaybettin mi?" Ve işte o zaman kahve hareler içinde acıya şahit oldum. Acıyla yanıyordu kahve gözleri.

"Evet,çok fazla kişiyi kaybettim ve bu yüzden kaybetme duygusu nedir iyi bilirim."

Yatağın kenarına oturduğu yerden kalkmış ve beni sükunet içinde olan odada yanlız bırakmıştı.

🥀🥀🥀

Yeni doldurduğum bardağımı kafama dikip oturduğum koltuğa biraz daha yayıldım. Evde yanlız olduğumu düşünürken merdivenlerden gelen ayak sesleri ile gözlerimi biraz aralamaya çalıştım ve gelen bedene baktım. Jungkook çekingen bir şekilde bana bakmış ve yanıma  oturmuştu.

"Bir şey kırıldığını duydum, neydi o?"

Ona alayla bakıp kırık şişeyi gösterdim.

"İşte orada. Kırılmış bir şişe..."

Kendi kendime gülerken Kook bana bakmış ve derin bir nefes vermişti. Bir şeye endişelenmiş gibiydi.

"Neyseki sana bir şey olmamış, hadi kalk Hyung."

Afalladım ve o da bunu fark etti. Bana inci gibi parlayan ama tavşana benzeyen dişlerini göstererek gülmüş ve elimden tutup ayağa kalkmamı sağlamıştı. Beraber odama çıkarken beni küçük bir çocuk gibi arkasından çekiştirmeden önce bardağı bırakmamı sağlayarak beni kendine çekmişti.

🥀🥀🥀

Yatakta yanımda yatmasına nasıl izin verdim bilmiyorum ama gök gürültüsünden rahatsız olduğunu söyledi ve bana yalvardı. Aciz olan insanlardan nefret eden ben neden karşımda duran bu çocuğa taviz veriyordum sürekli? Yanımda yatarken benim ona baktığım gibi o da bana bakıyor ve  beni süzüyordu tıpkı benim ona yaptığım gibi...

Şunu fark ettim karşımdaki bu adam benim ona sarhoş olmamı sağlıyordu.

Yeni bölüm geldi, kendimi çok i hissettiğim söylenemez. Hatalarım varsa affedin. YoonKook'u sevin. Hoşçakalın.

Sugar~

Meet Evils ∞ YOONKOOK∞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin