6. Bölüm - Akai mi hajikechatta.

3.7K 289 47
                                    

''Bu biletleri ne yapacağız?'' diye sordu Jongin, elindeki kağıtlara bakarak.

Gerçekten, bu biletlerle ne yapacaktık biz? 2 kişilik olsa neyse, 4 kişiliktiler.

''Ve üstelik Jeju adası,'' diye mırıldandım onun gözlerine bakarak. Bana kısa bir bakış attıktan sonra kafasını indirip tekrardan kağıtlara göz attı.

Jongin'in şimdilik annemle görüşmek istememesi çok da önemli değildi, onu sonradan halledebilirdim. Birkaç zorlamayla beni Seul'a götürürdü belki de. Götürdü, değil mi? Sonuçta o benim melek kardeşim. Beni kırmak isteme-

''BULDUM!'' dedi Jongin, o kadar yüksek sesle söylemişti ki olduğum yerde sıçradım ve geriledim.

''N-Neyi buldun?'' diye kekeledim birdenbire. Biletleri bana doğru tuttu ve yüzüme doğru salladı,

''Sehun ve Yixing! Onlar da bizimle gelebilirler!'' Kardeşim konuşurken yüzü heyecandan aydınlanmıştı, onu uzun süredir böyle görmemiştim. ''Birlikte gidebiliriz Jeju'ya!''

Bir saniye.

Jongin, ben ve Yixing. Tatil. Pekala, kulağa kötü gelmiyordu, değil mi?

Ama durun.

Jongin, ben, Yixing ve Sehun. Tatil.

BU KULAĞA KESİNLİKLE KÖTÜ GELİYORDU.

''Sehun'la şurdan şuraya adım dahi atmam Jongin!'' dedim birden, ''Üstelik onlarla tanışalı 2 saat falan oldu, ne tatilinden bahsediyorsun sen, tanrım!''

Yüzümün ne biçim bir hal aldığı açıkçası umrumda değildi. Sehun'la tatile falan gitmek istemiyordum ben. Hem ödülü kazanan bendim, onları istemiyorsam gelemezler. Değil mi?

''Luhan, Sehun gibi huysuzlaşma, lütfen,'' dedi Jongin, ''Onlara güveniyorum ve onlarla birlikte Jeju'ya gideceğiz. İşte bu kadar.''

''Heeey!'' dedim ona yaklaşarak, ''Üzgünüm ama biletleri kazanan benim, Jonginnie!''

Ve birden Jongin'in gözleri kısıldı. Bana bağırmayacağını adım kadar iyi biliyordum, hem neden bana bağırsındı ki?

''L-Luhan,'' dedi, ''Luhan lütfen. İlk defa senden bir şey istedim. Hem onlarla daha çok tanışma olanağımız olacak.''

Jongin bana o kadar tatlı bir yüzle bakıyordu ki ona sanırım karşı koyamazdım. Çikolata kahvesi gözleri tıpkı bir shoujo manga karakteri gibi buğulanmıştı, eğer dikkatli bakarsam etrafında açmaya başlayan gülleri de görebilirdim.

''Bana bakma öyle,'' dediğimde elimi tekrardan avuçladı.

''Anneme gitmemize bile izin veririm,'' dedi, ''Lütfen.''

Pekala, bu beni bitiren bir şeydi. Ama Sehun? Sehun'la yaklaşık 1 hafta anlaşabilecek miydim ki ben?

Maybe.

''Peki,'' dedim nefesimi dişlerimin arasından verirken, tıpkı genç bir kız gibi bana sarılmasını beklemiştim ama öyle bir şey olmadı ne yazık ki. ''Şimdi gidip... Yixing ve diğeriy-''

''Sehun,'' dedi Jongin. Gözlerimi kısarak ona baktım.

''Ne?''

''Onun adı Sehun,'' dedi Jongin bana gülümseyerek. Pekâlâ, Jongin bazen biraz şapşal olabiliyordu.

''Adını tabii ki de biliyorum, Jongin,'' dedim gözlerimi kısmaya devam ederek, ''Hadi yanlarına gidelim. Ama ben konuşmam.'' Çok da kasıntıydım, hehe.

''Pekâlâ, ben konuşurum,'' dedi gülümsemeye devam ederek, ''Hadi, gidelim.''

Bu enerjiyi nerden buluyor, gerçekten hiçbir fikrim yok arkadaşlar.

NO.2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin