"güçlü bir kızsın..." dördüncü bölüm

46 5 0
                                    

Her zaman ki oturduğumuz sırada bu sefer İrem yoktu sınıfa göz gezdirdim ama İrem'i göremedim. Sağ arka cebimden telefonumu çıkarıp İrem'i aradım. Nafile açmıyordu. Mesajlara baktım ve İrem den 17 dakika önce yollanmış bir mesaj gördüm okumaya koyuldum.
'Ben bugün gelemeyeceğim. Çok rahatsızım. Okul çıkışında beni görmeye gelebilir misin?' hemen okuyup ona cevap yazdım.
'Tamam, gelirim kendini yorma.'
Telefonu kapatıp sırama oturdum. Bu sefer yalnızdım.
Teneffüs zili çalmıştı bahçeye çıkıp şöyle bir hava almak istedim. Mis gibi tarih kokuyordu.  Bir banka oturup tam karşımda yürüyen biri kız diğeri de erkek olan çifte baktım. Daha fazla bakınca imrenmeye başladım. O anda yanıma oturan genç bana birşey dedi.
"Burada olacağını nasıl da tahmin ettim." gelen sesle başımı sola döndürdüm. Bu kişi dünkü çocuktu ve şu an canlı kanlı yanımda oturuyordu.
"Hı?"
"Evet, böldü cin görmüş kedi gibi oldun."
"Şaşırdım..."
"Aslında ben de seni burada gördüğüme şaşırdım. Bu okulda okumuyorum."
"O zaman beni nereden buldun?"
"Dün yakanda 'Artuklu Üniversite öğrencisi' yazıyordu yanlış mıyım?" tabii ya. Yaka kartımdan bulmuştu beni.
"Neyse tamam, ne için gelmiştin?"
"Hiç, seni görmek istedim diyelim."
"Görme bence sen beni. Ben gidiyorum tamam?" Kahverengi gözleri irileşti. Bana 'gitme' der gibi hareketler yapmıştı ama ben bu vurdumduymazlığımdan onu dinlemeye tenezzül bile etmemiştim. Haksız mıyım? Ben hızlı adımlarla okula giriyordum o da arkamdan geliyormuş meğer.
"Dur bekle." dediğini yaptım ve durup arkamı döndüm. Durduğumu fark edince hemen yanıma koştu.
"İsmin, numaran ve okuduğun bölüm hangisi söyler misin?"
"Sana sadece bir soru sorma hakkı veriyorum." kararsız kalmış gibi başını kaşıyıp bana baktı.
"Imm...tamam numaran?"
"Bak bu iyi bir seçim."
"Seni ne diye kaydedeyim."
"MUCİZEEEEEEEEEEEEE!!"
arkadan gelen bir kız bağırış sesi ile karşımdaki delikanlının gülümsemesi bütün yüzüne yayıldı.
"Ne var, Ada?" Ada benim İrem'den sonraki en iyi arkadaşımdı.
"Kızım 1 ay önce yapılan sınavın sonuçları çıkmış."
"Sen benim de notuma bakar mısın?" yüzünü buruşturup 'tamam' der gibi başını salladı. Ağır adımlarla yürüdü. Be de karşımdaki çocuğa yeniden baktım.
"Ee, yani senin ismin mucize mi?"
"Evet, tamam sen benim ismimi öğrendin bende senin ismini öğrenmeliyim."
"Ben Ayaz."
"Seni telefonuma ne diye kaydedeyim?"
"Aşkım diye."
"Höst, köpek." öyle sesli bir kahkaha attı ki bütün okulun duymasından korktum.
"Tamam tamam, Ayaz diye kaydet normal."
"Bende senii, Mucizem diye kaydedeceğim."
"Ney ney ney?"
"Iıı...şeeyy mucize diye kaydedeceğim yahu."
"Tamam, görüşürüz."
"Görüşürüz..." ellerini yeni moda olan kot pantolonuna soktu ve bana bakmaya devam etti. Niye beni bu kadar umursuyordu ki?
Okul çıkışıydı dün geceyi telafi ettmek için İrem'in yanına gitmem gerekiyordu.
"Hoşgeldin..."
"Hoşbuldum da sana noldu bembeyazsın."
"Aynen, evet, geçsene içeri." içeri geçip eski moda koltuklara oturdum.
"Bunun için gelemedim ya."
"Dün gece gelemediğim için üzgünüm."
"Sorun değil." masumca güldü. Çok acınası bir durumdaydı ve ben arkadaşıma bunu yapanı bulmak zorundaydım.
"Birşey mi oldu dün?"
"Hayır, hiçbirşey olmadı."
"Ee, Medine teyzeye söyledin mi kötü olduğunu?"
"Allah aşkına mucize söylesem gelecek sanki taa, İspanya'dan Türkiye'ye." İrem'in annesi Turizm Rehberiydi ve sürekli olarak yurt dışına çıkması gerekiyordu.
"Onu bir buçuk yıldır görmüyorum Mucize."
"Öff, güzelim üzülme..."
"Sen annen öldüğünde neler hissetmiştin?" o kadar yorgun çıkıyordu ki sesi onu daha fazla yormak istemedim. Başını göğsüme yasladı ve sessizce ağlamaya devam etti.
"Biliyor musun? Çok üzüldüm ama hiç belli etmedim, hayat devam ediyordu çünkü. Annem bir melekti ve diğer hayatta da melek olacağına inanırdım ben hep. Annem ölünce daha iyi anladım gerçek hayatı. Anlamsız şeyler yapmak istemedim çünkü ne kadar anlamlı şeyler yaparsan o kadar çok şey öğrenirsin. Kimseye belli etmek istemedim içimdeki yıllarca sakladığım şeyleri... Hep içime sakladım... Paylaşamadım...ama şunu anladım ki bir sevdiğinin değerini onu kaybedince anlıyormuşsun..." burnunu geçirip o konuştu.
"Sen çok güçlü bir kızsın Mucize. İyi ki de benim arkadaşımsın..."
Başını bana çevirip sarıldı.
"Mutlu olmanı istiyorum..." dedim sessizce.
"Ben de senin..."
"Şimdi ne yapıyorsun biliyor musun? Bu lanet çarşafları yorganları topluyosun, yüzüne her zaman ki gülücüklerinden birini konduruyorsun."
"Emredersiniz komutanım.

TEK UMUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin