Arkadaşlar okudukça lütfen vote ve yorum atmayı unutmayın. Sizleri çok seviyorum♥♥♥
VE KİTAP KAPAĞIM İÇİNDE
fecocukk'a
Çok teşekkür ederim♥♥
↑↑↑↑
(kitap yazıpta kapağa ihtiyacı olanlar bi uğrayın isterseniz pişman olmazsınız★★)
TAVSİYE..***********
Sabah Aslı nın çağırmasıyla gözlerimi araladım. Yataktan kalkıp lavaboya gittim ve yüzümü yıkadım. Mutfağa doğru ilerledim yemek masasına baktım tabi her zamanki gibi bomboş. Offf bu kız ne zaman yemek yapmayı öğrenecek başımı hafifçe salladım ve kendime bi tost yapmaya koyuldum. Tost ekmeyi kızarırken koltukta yayılmış telefonuyla oynayan Aslı'nın yanına oturdum. Ve yanağına sulu bir öpücük kondurdum. Bana iğrenerek baktı ve suratını elinin tersiyle sildi
"Sen ne iğrenç bi şeysin yaaaa!"
"Ama canım öyle deme ben bugün çok mutluyum."
"Yine ne oldu acaba."
"Bugüün Rüzgar'ın buluşması var. Ve ben stajdan sonra gidicem."
"Ya siz neden bu kadar boş işlerle uğraşıyorsunuz. Böyle şeylerle ancak ergen kzlar ilgilenir." Şuna bak yaa yine sabah sabah sinirimi oynatacak. Ergen kızmış sensin o ergen evden dışarı çıkmıyor kulağında bi kulaklık 7/24 müzik dinliyo bide bana ergen diyo.
"Aman seninle insan gibi konuşanda kabahat zaten."deyip göz devirdim ve yanından kalktım. Tostumu yapmaya koyuldum ve bittiğinde iştahla bitirdim. Tam mutfaktan çıkıyordum ki.
"Haa bu arada akşam derse geliyomusun?"
"Ne dersi?"
"Ne dersi olacak tekvando." Aaah bide o var demi.
"Yok ben yetişemicem ona." Dedim ve odama çıktım. Dolabımı açıp ne giysem diye düşünürken siyah yüksek bel kotumu üzerine beyaz göbek üstü t-shirt ümü giydim. Saçlarımıda dağınık bir topuz yaptım. Çantamıda alıp kapıya doğru ilerledim. Aslı'ya
"Ben çıkıyorum."dedim ve portmantoda ki siyah ceketimi giyip kendimi dışarı attım. Derin bir nefes aldım. Temiz hava çok iyi geldi. Yarım saatlik yürüyüşten sonra staj yaptığım özel hastaneye geldim. Hastaneye girdiğimde stajer odasındaki dolabımı açtım çantamı ve ceketimi astım beyaz önlüğümüde üzerime geçirip kapattım ve tam dışarı çıkacaktım ki karşıma çıkan kişiyle göz devirdim. Ekin. Başka kim olabilirdiki Ekin'le burda tanıştık oda benim gibi stajer ama benim bi üst sınıfımdan buraya geldiğimden beri bana asılıyor tüm yılım onunla uğraşmakla geçti. Kaç kere benimle sevgili olmak istedi defalarca hayır desemde peşimi bırakmıyor şerefsiz. Ve hala karşımda dikilmiş sırıtıyor aslında yakışıklı çocuk siyah saçlı ve kumral tenli hele o mavinin en derin tonlarında ki gözleri hemen hemen her kızı etkileyecek tipte bi beni etkileyemiyo ama çoğu stajer kız Ekine aşık bu yüzden burda pek arkadaşım yok bütün kızlar bana düşman gibi bakıyor. Ya o kadar güzel kız var onu seven ama neden ben. Baktım bunun gideceği yok kollarımı birbirine doladım.
"Yine ne var Ekin."
"Ne olacak sevgilim güne seni görmeden başlamak istemedim." Bide sevgilim diyor şeytan diyorki ağzının ortasına bi tane patlat ama öyle bişey demesi imkansız çünkü şeytanın başı karşımda.
"1 bana birdaha sevgilim deme ben senin sevgilin değilim. 2 önümden çekilirsen işimi yapıcam."
"Hay hay sevgilim." Dedi ve beni baştan aşağı süzdü
"Naz, seni çok seviyorum." Güldüm
"Ne tesadüf bende senden nefret ediyorum." Dedim ve gitim geri zekalı beni seviyomuş. Neyse ben artık işime döneyim. ordan oraya koşturmaya başladım. Ve günün sonuna yaklaştığımızda kendimi boş bulduğum bi sandalyeye attım. Saate baktım ve aman allahım bu ne! Saat 3.5 ve buluşma saat 4'te hemen kalktım ve önlüğümü çıkarıp ceketimi ve çantamı kaptığım gibi dışarı çıktım. Buluşma yeri çok uzak olmadığı için 15 dk ya buluşma yerine vardım. Ama bi dakka burda kimse yok. Buluşma bitmiş olamaz değil mi çünkü saat şuan 3.50 daha başlamadı bile bianda biri omzuma dokundu hemen döndüm ve genç bi çocuk
"Merhaba,buluşma için mi gelmiştiniz?"
"Evet."
"Maalesef buluşma iptal edildi."
"Neden?"
"Rüzgar'ın önemli bir işi çıkmış ve gelemeyecekmiş o yüzden iptal oldu."
"Peki, teşekkür ederim."
"Rica ederim ne demek."
Off ben çok istiyordum ama bu buluşmayı. Artık ne yapalım başka buluşmaya katılıcas. Ve yola koyuldum ara sokaklardan birine girdim ilerlerken biraz ilerde bi genç gördüm aynı yöne ilrliyoruz. Ama bi dakka bu çocuğu ben birine benzetiyorum. Yok artık bu çocuk arkadan Rüzgar'a çok benziyor yürüyüşü bile aynı. Yok canım öyle şey olurmu iyice saçmaladım. Ayy öğrenmek için peşinden mi gitsem. Ya Rüzgar değilse başıma bi şey gelirse offf en iyisi görelim ve öğrenelim ne olacaksa olsun. Ama yön değiştirdi biraz ilerledikten sonra harabe evlerin olduğu pek tekin olmayan biyere geldi. Ben evin duvarına gizlenmiş onu izliyorum. Çocuk kafasına siyah kapşonunu geçirdi ve beklemeye başladı o sırada yan tarafa döndü ve yüzünü gördüm. Gözlerime inanamıyorum bu ciddi ciddi Rüzgar, ama burda ne işi var ki. Tam kafamı biraz daha çıkaracaktım ki 3 tane adam geldi ve Rüzgar'ın karşısında dikildiler. Bende hemen geri çekildim. Ve daha dikkatli izlemeye başladım bişeyler konuşuyorlar ama duyamıyorum.Bi anda Rüzgar karşısındakine kafayı geçirdi ve adam yere düştü. Diğerleride Rüzgar'a saldırmaya başladılar.O an kendime engel olamadım ve çığlıl attım 3 üde bianda bu tarafa döndüler.
"Vay vaay kimler varmış burda. küçük bir kedicik gizlice kurtları izliyo, bunu neye yormalıyım." Genç çocuk bunları söylerken üzerime doğru geliyordu ama nedense kaçmıyorum. Çünkü gözüm diğer iki adamın tuttuğu baygın bi şekilde duran Rüzgar'daydı. Çocuk dibime kadar geldi. Bir adım dahi gerilemedim.korktuğumu belli etmemek için kafamı havaya kaldırdım ve gözlerinin içine bakmaya başladım.
"Kedicik cesur çıktı görüyormusunuz."dedi ve bir kahkaha attı. Gülümsedim
"Bu kedicikten korkmalısın."
Çapkın bi şekilde güldü.
"Korkut o zaman kedicik."elini yanağıma götürdü. Ve bardağı taşıran son damla.
"Senin o elini s..." ani bir hareketle kolunu kavradım ve ters yöne çevirmemle inledi. Ona fırsat vermeden karnına dirseğimi geçirdim. Ne olduğunu bile anlayamadan yere yığılıp inlemeye başladı. Bunu gören diğer iki adamdan biri üzerime doğru gelmeye başladı. Tam yumruk atacaktı ki yumruğu havada kaldı.ve onu da yere fırlattım. O sırada gözüm yerde kısık gözlerle bizi izleyen Rüzgar a takıldı. Ayağa kalkmak için çabalıyor gözünü bi saniye bile üzerimden ayırmadan dizlerinin üzerine çöktü. Ama ayağa kalkmaya fırsat kalmadan yanındaki adam karnına tekme attı ve Rüzgar inleyerek yere yığıldı. Hemen yanına gitmek için adım attım ama arkamdan sarılan kollarla kımıldayamadım. Ensemde o şerefsizin nefesini hisseddiğim an tiksindim.
"Elinden gelen bu kadar mı kedicik."
"Dahası var merak etme." Deyip ellerimi kollarından geçirdim ve bi anda havalandırıp kafamın üzerinden yere yapıştırdım. Sonra yerden kalkmaya çalışan diğer adamı tuutum ve bacak arasına tekmeyi geçirmemle inledi. Baktım bunların kalkabileceği yok hemen Rüzgar ın yanındaki adamın üzerine doğru ilerledim. Adam kotkarak geri adım atmaya başladı.
"Şu itlerin topla ve s*ktir ol git!"
Adam hemen kafa salladı ve yerde yatan arkadaşlarını kaldırıp gözden kauboldu. Hemen Rüzgar ın yanına koştum.Gözlerini açıp bana baktı "sen..."ve gözleri kapandı.
"Hayır! Rüzgar aç gözlerini uyuma yalvarırım aç gözlerini Rüzgaaaar!"