Lalisa Manoban, 19 yaşında tekrar gireceği üniversite sınavına hazırlanan genç bir kız, karşı dairelerine yeni taşınan çocuk ve arkadaşı ise her pisliğe bulaşmış birer uyuşturucu kaçakçıları.
Lalisa Manoban x Jeon Jungkook
| şubat 2020 @satanasovski
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Lalisa, Rosé geldi!"
Annemin sanki dünyanın diğer ucundaymışım gibi adeta boğazını yırtarcasına bağırmasını duyduğumda karşılık olarak onunkiyle yarışır desibelde "Geliyorum!" dedim. Çözdüğüm test kitabının kapağını sertçe kapattıktan sonra yüz üstü uzandığım yataktan kalktım ve test kitabını alarak masamın üzerine koydum. Dış kapının gürültüyle kapanma sesini duyduktan sonra Rosé ve annemin gülüş sesleri de kulağıma ulaşmıştı. Eğer Tanrı şu an annemi karşısına alıp "Lalisa yerine Rosé'un kızın olmasını ister misin?" deseydi, annemin buna olumlu yanıt vereceğine kalıbımı basardım. Çeşitli yalakalık ve sahtekarlıklarla annemin gözüne giren en yakın arkadaşım Rosé, annemin gözdesiydi.
Odadan çıkarak koridorun diğer ucundaki salona girdiğimde ayakta dikilen Rosé'un saçını hafifçe çekiştirdim ve "Hoş geldin." dedim. Rosé abartıyla saçının kökünü sıvazlarken inlediğinde annem sert bir şekilde omzuma vurdu.
"Rahat bırak kızın saçlarını Lisa! Tanrım, acaba bana kız yerine bir ayı vermiş olabilir misin?"
Annemin söylediklerine Rosé kahkaha attığında kol kasını cimcikledim, bu sefer canını gerçekten yakmıştım ki yüzünü buruşturarak elini cimciklediğim bölgenin üzerine koydu.
"Teyze, şu kıza bir şey söyle!"
Annem ayağındaki terliği çıkarmaya hareketlendiğinde kolumu Rosé'un omzuna attım ve sahte bir şekilde gülümserken saçlarını okşadım.
"Canım arkadaşım, hadi gel odama gidelim de anneciğim bu sırada bize leziz yemekler hazırlasın.. Aman da aman, nasıl tatlı bir arkadaşım varmış benim böyle."
Rosé'un yanaklarını sertçe sıkmaya başladığımda ellerimi yüzünden uzaklaştırdı ve anneme döndü.
"Biz odaya geçiyoruz teyzeciğim, kolay gelsin."
Meleksi gülümsemesini yüzüne takındığında annem de aynı şekilde ona gülümsedi, bana biraz önce ayı diyen kadının şimdi yüzünde güller açıyordu resmen.
"Tamam kızım."
Rosé'unki gibi bir gülümsemeyle anneme "Biz odaya geçiyoruz anneciğim, kolay gelsin." dediğimde ise annem yüzünü buruşturdu ve dişlerinin arasında konuşmaya başladı.
"Şu saçlarını da bir tara Lalisa, çingenelere benziyorsun."
Rosé keyifle kıkırdadığında dişlerimi sıktım ve ofladım ki, annem oflamamdan nefret ederdi. Sert bir şekilde bana baktığında Rosé'un kolunu çekiştirerek odama doğru yürümeye başladım. Odaya girer girmez kendimi yatağa atarken, Rosé da çantasını bir kenara bıraktı ve yatağın diğer ucuna oturdu.
