COCO IN THE NEXT APARTMENTfive; party
'
Çırpınıyordum.
Evet, şu anda yaptığım şey tam olarak buydu; çırpınmak. Sevgili aptal arkadaşım Rosé'un insanı darlayan ısrarları sonucu Jimin'in arkadaşının düzenlediği partiye gitmemek için deli gibi çırpınıyordum ve bu yalnızca sözde kalan bir şey değildi. Kolumu çekiştire çekiştire boyunu uzattığına yemin edebileceğim Rosé, Jimin ile araları limoni olduğu için partiye onunla birlikte gelmem için beni sıkboğaz ediyordu. Onun da başına silah dayamamışlardı gitmesi için ancak Jimin ile araları limoniydi ve böylesi bir partide onu arkadaşlarının ortamında yalnız bırakmak kurtların önüne kuzu atmaktan farksız olacaktı.
"Gerizekalı mısın kızım sen? Hadi sen öylesin, sence ben sırf sen o partide yalnız kalma diye anneme yakalanma riskini göze alacak kadar gerizekalı mıyım?"
Bıkkınlıkla konuştuğumda Rosé kapaklarına altın sarısı far sürdüğü güzel gözlerini birkaç kez sinirle kırptı ve kolumu sertçe bıraktı.
"Bu kadar inatçı olmak zorunda mısın? Alo, farkında mısın bilmiyorum ama annen 3 gün boyunca evde olmayacak ve sen muhtemelen hayatın boyunca bir daha böyle bir fırsatı yakalayamayacaksın."
Teyzemin yaptığı doğumun üzerinden 2.5 hafta geçmişti ve ilk çocuğu olmasından dolayı çok fazla zorlanıyordu, okulların dönem tatiline girmesini fırsat bilen annem de birkaç gün orada kalmak için bu sabah evden ayrılmıştı. Yani genel olarak bakıldığında Rosé haklıydı fakat annem yalnızca benim gitmemek için kullandığım bir bahaneydi, sebebini çözemediğim bir şekilde o partiye gitmek istemiyordum. Son günlerde ruh halim yerlerdeydi, hatta o kadar kötüydü ki annem teyzeme onunla birlikte gelmem için ısrar dahi etmemişti. Normal bir zamanda Rosé'dan önce uçarak gideceğim bu parti şu an yalnızca canımı sıkıyordu.
"Rosé, inan bana şu ısrarların beni gelmem için gaza getirmek bir yana inatlaştırıp gelesim varsa da yok ediyor. O yüzden bin taksiye kendin git, sarhoş olmadan da buraya dön."
Rosé sinir ve bıkkınlıkla karışık bir şekilde burnundan seslice solurken giydiği siyah mini pileli eteğin kenarlarını tuttu ve koltuğun diğer ucuna, yanıma oturdu. Onu umursamayarak aslında izlemediğim, hatta ekranında ne olduğundan bile bihaber olduğum televizyona döndüğümde konuşmaya başladı.
"Son günlerde sende bir şeyler var, durgunsun ve adamakıllı konuşmuyorsun. Benden bir şeyler sakladığını hissediyorum Lalisa."
Rosé az önceki çirkefliğinden sıyrılmış merak ve biraz da alınganlıkla konuştuğunda gövdemi ona doğru kaydırdım, makyajla renklendirdiği sevimli suratındaki merak ona Jungkook ile yaşadığım her şeyi anlatma isteğimi körüklerken kendimi durdurmak adına dudağımı dişledim. İçimdeki sıkıntının en büyük nedeni Jungkook'tu, bunu her ne kadar kabullenmek istemesem de gerçek buydu. Onunla beni köpekten kurtardığı gecede tartıştığımızdan beri hiç konuşmamıştım, birkaç kez karşılaştığımız oluyordu fakat bu karşılaşmalar saniyelik göz göze gelmelerle başlıyor ve sonlanıyordu. İçimde sıkıntı yaratan şey bu değildi elbette, Jungkook umrumda değildi fakat ortada yanlış bir şeylerin olduğunu seziyor, bunu içimde tutmam da bana zarar veriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
coco in the next apartment | liskook
FanfictionLalisa Manoban, 19 yaşında tekrar gireceği üniversite sınavına hazırlanan genç bir kız, karşı dairelerine yeni taşınan çocuk ve arkadaşı ise her pisliğe bulaşmış birer uyuşturucu kaçakçıları. Lalisa Manoban x Jeon Jungkook | şubat 2020 @satanasovski