four; savior

2.8K 358 174
                                    

COCO IN THE NEXT APARTMENT

four; savior

'

'

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


İçecekler reyonundan bir kutu 6'lı sade soda alarak elimdeki küçük market sepetine koymamın ardından parmaklarımın arasında zorlukla tuttuğum alışveriş listesine baktım. Aslında öğle saatlerinde almam gereken birkaç mutfak malzemesini almayı unuttuğum için annemle küçük bir sürtüşme yaşamış ve akşamın bu karanlığında zorla markete gönderilmiştim. Her ne kadar üşendiğim için gitmemek için dirensem de annemin gazabından kurtulmak adına gelmek zorunda kalmıştım.

Yavaş adımlarla ayaklarımı yere sürte sürte kasaya geldiğimde market sepetini kasaya koydum ve içerisindekileri çıkardım. Yüzü sivilcelerle dolu genç kasiyer çıkardıklarımı önündeki cihaza okuturken, geçirdiklerini poşete koydum. Pek de ağır olmayan poşeti doldurarak borcumu ödedikten sonra marketten çıkarken derin bir nefes verdim. Dışarısı akşam saatleri olmasına rağmen çok sıcaktı, giyindiğim aşırı geniş eşofmanımın paçaları sürekli olarak terlikli çıplak ayaklarımın altına giriyordu ve üzerimdeki XXL beyaz yarım kol tişört de bu sıcak havada serinlemem için bana pek de yardımcı olmuyordu.

"Keşke bir arabam olsaydı..."

Eve ulaşmak için inmem gereken pek de dik sayılmayacak ancak uzun bir yokuş vardı, ayrıca yokuşu indikten sonra da tam olarak apartmanımıza ulaşmış sayılmıyordum. Normalde dershaneye gitmek için bindiğimiz otobüs durağının hemen karşısındaki bu marketle evimin arası yaya 15 dakika falandı, fakat bugün benden bir an bile olsun ayrılmamış olan üşengeçliğimle beraber bu yol bir saati bulabilirdi.

Derin bir nefes vererek yanaklarımı şişirirken yavaş adımlarla kaldırımdan inmeye başladım. Pek fazla binanın olmadığı sokak boştu, yan cadde mini barlar ve restoranların olduğu işlek bir cadde olduğu için genellikle insanlar o yolu kullanırdı. Rosé ders çalışma bahanesiyle bize geldiğinde bazı geceler bizde kalırdı ve bu barlara gelmek için gizlice evden kaçardık, fakat bunu en son geçen yaz yaptığımızda anneme yakalandığımız ve sağlam bir dayak yediğimiz için o tür yerlere gitmemeye yeminliydik. Üstelik annem yalnızca bizi dövmekle kalmayıp mini barların kapı korumalarıyla tek tek görüşmüş ve bizi göstererek gelirsek içeri almamaları konusunda tembihlemişti. Annem otoriter ve bazı zamanlar da korkunç bir kadındı.

Ayaklarımı sürüyerek muhteşem bir yavaşlıkla yürümeye devam ettiğim sırada arkamdan gelen adım seslerini duymamla hafifçe sağa doğru adımlayarak yanımdan geçmesi için o kişiye yer ayırdım. Saniyeler için arkamdaki kişi önüme geçerken tanıdık gelen kokuyla o kişiye baktım. Arkasından gördüğüm kadarıyla siyah bir tişört ve siyah, dar bir pantolon giymiş aynı renkte ve üst kısmı biraz daha uzun saçlı adamın yarım kollu tişörtünün çıplak bıraktığı teninden görünen dövmeleri, o kişinin kim olduğunu anlamama neden olmuştu. Jungkook'tu, başı hafifçe eğikti ve bir şeyle uğraşıyor gibi yavaş bir şekilde ilerliyordu. Ona selam verip vermemek arasında kalsam da anında bu fikirden vazgeçtim, o kim oluyordu ki ona selam verecektim? 

coco in the next apartment  | liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin