Tokyo | Jikook

11

~ Keyifli okumalar ✨

Keşke her şey dizi ve filmlerde izlediğimiz kadar güzel olsaydı. Çoğumuz dizilerde izlediğimiz hayatlara özenir onlar gibi olmak isteriz ama kimsenin hayatı dizilerde izlediğimiz gibi toz pembe olmaz. Zengin bir çocuk fakir bir kızı bulamaz mesela yada bad boy çocuklar gösterilen gibi aşık olduğunda düzelmez. 

İzlediğim dizide çok tatlı bir çocuğa dönüşen kedi yüzünden Tokyo'yu rahatsız ediyordum. Tokyo kaçacak delik arasa da ben peşinden gidip söylenmelerime devam etmiştim.

"Tokyo biliyorum sen de dönüşüyorsun. Niye bu kadar yordun ki gerçekten kimseye söylemem. Sırrın benimle güvende kartopum hadi dönüş. Sadece ne kadar yakışıklısın ona bakacağım hadii."

Tokyo tırnaklarını çıkarıp tısladığında korkarak geriye çekildim. Aman be neden uğraşıyordum. Böyle bir şey imkansızdı ki zaten Tokyo dişiydi ve bir mucize olsa bile o kıza dönüşürdü dizideki bebek suratlı çocuğa değil. Sabah sabah, kendi kendime boş yaptığımı fark ettiğimde göz devirdim. Bundan sonra fantastik dizi izlemeyi bırakmalıydım çünkü kafayı yiyordum.

Kahvaltı için kaseye biraz yulaf ve süt koyduktan sonra oturma odasına geçtim, televizyonu açıp karşısına oturmuştum. Televizyonda ilgimi çeken pek bir şey olmuyordu genelde bende bir çizgi film kanalını açıp, yulafımı yiyerek izlemeye başladım.

Tabaktaki son yulafı da ağızıma attıktan sonra boş tabağı mutfağa götürmek için ayağa kalktım, tam o sırada telefonumun zil sesi kulaklarıma ilişmişti. Aceleyle tabağı bırakıp odamdan telefonumu aldım, salona geçerken çoktan açıp kulağıma götürmüştüm.

"Alo"

"Jimin müsait miydin?"

"Evet müsaitim Kookie. Neden aramıştın."

"Bugün tatil günü ve ben düşündüm ki belki beraber bir şeyler yapabiliriz. Tabi sen de istersen?"

"Yanii bu bir randevu teklifi mi?"

"Imm. Öyle olmasını mı isterdin?"

"Sen ister miydin?"

"Karşımda böyle mükemmel bir aday varken mi? Salak değilim Jimin tabiki seninle randevuya çıkmayı isterim."

"Bende isterim"

"Süper. O zaman seni 1 saate alırım."

"Tamamdır görüşürüz."

Telefonu kapatıp koşarak odama geçmiştim. Kalbim heyecandan ağızımda atıyor gibiydi ilk kez biriyle randevuya çıkıyordum ve ne yapmam gerektiğiyle ilgili hiçbir fikrim yoktu. Dolabımın karşısına geçip bir sürü kombin çıkarıp hepsini tek tek deneyerek fotoğrafını çekmiş sonrada Tae'ye seçmesi için göndermiştim. Çok geçmeden cevap gelmişti tabiki sorularıyla birlikte, ona daha sonra her şeyi anlatacağımı söylediğimde biraz söylenmişti.

Tae'nin seçtiği ve benimde beğendiğim en uygun kombini giyip aynada kendimi biraz süzdüm, gerçekten çok iyi görünüyordum. Aynadaki yansımada kartopumu fark edince gülümseyip yanına oturdum ve koltuk altlarından tutup yüzümle aynı hizaya getirdim.

"Tokyo nasıl görünüyorum kızım. Bak bakalım bir babaya"

Tokyo gözlerimin içine bir süre bakıp miyavladı bu, iyi görünüyorsun demekti yani bence öyleydi. Ona sarılıp öpücüklerimi sıraladıktan sonra tekrar yatağa bıraktığımda gerinip olduğu yere iyice yerleşti.

Telefonumu ve cüzdanımı cebime koyduktan sonra Tokyo'nun mama ve suyunu yenileyip oturma odasına geçerek beklemeye başladım, yaklaşık 5 dakika sonra kapı çalmıştı. Hızlı adımlarla kapıya gidip kendime çeki düzen verdikten sonra açtım.