Sabahleyin onu uyandırmak için gelen kişi yine Şevval'den başkası değildi. Oysa ki kız dün anne babasının ona olan yakınlığını görünce bugün onlarında burda olacağını düşünmüştü. Şevval kızın üstünü değiştirip kahvaltısını yaptırdıktan sonra kızı servise bindirip gidişini izledi sonrasında da eve girdi.Kız okula geldiğinde kapıda onu Hale öğretmen karşıladı,çok değer verirdi Nisa'ya aynı bir anne gibi davranırdı çünkü evdeki durumunu az çok biliyordu.Nisa her ne kadar belli etmemeye çalışsada anlaşılıyordu. Kimseyle konuşmazdı küçük kız, iğneleyici tavırları yüzünden herkez ondan çekinirdi.
Gün içinde sayısız kez Tuna gitmişti yanına ama kız her seferinde onu sert bir şekilde geri göndermişti.Tuna en sonunda dayanamayıp
"Seninle arkadaş olmak istiyorum neden anlamıyorsun" diyerek isyanda bulundu.
Tuna Nisa'dan zıt olarak siyah saçlı kahverengi gözlü bir çocuktu.Kız bir anda duraksadı kimse daha önce onunla arkadaşlık kurmaya çalışmamıştı ki.
O gün Nisa sadece Tuna'yla oturup resim çizmişti.Hale öğretmen Nisa'yı ilk defa böyle görüyordu Klaus'ta öyle o kadar çok kıskanmıştı ki onları Nisa'yla sadece kendisinin konuşmasını istiyordu. Nisa'nın geçirdiği nöbetten sonra dönmüştü yaşadığı yere ama evlerinin alevler içinde yandığını ve ailesinin de içinde yanarak öldüğünü öğrenmişti. Çok ağırdı bu onun için sadece onun değil Alaric ve Rose içinde büyük bir yıkım olmuştu.
Klaus kızla konuşmak istedi ama çok mutluydu kız, Klaus orda daha fazla kalamadı. Ülkesine döndüğünde konseyin başına kimin geçeceğini tartışıyorlardı.Fakat Klaus içeri girer girmez bir anda ölüm sessizliği olmuştu. Bozuntuya vermeden konuşmaya başladı Klaus
"Biliyorum küçük olduğum için kararıma saygı duymayacaksınız ama ben 18 yaşıma gelene kadar konseyin başına Alaric'in geçmesini istiyorum. Bazı konularda bana danışmanız şartıyla"
"Emin misin ? Baban tüm bunları senin için kurdu "
"Ne dediğimi duymadın sanırım ,temelli çekiliyorum demedim şuanda dış konseyler bizim yıkılacağımızı düşünüyor istesemde aklım bu şekilde doluyken hiçbir şey yapamam." Dedi çocukAlaric'in ona ne denli düşkün olduğunu biliyordu ama ne olursa olsun Nisa'nın gördüğü şeylerin ne olduğunu öğrenmesi gerekiyordu.
Kız o gün ilk defa eve dönmek istemedi gerçek bir dostu olmuştu çünkü. Dün akşam gördüğü rüyayı bile unutturmuştu ona Tuna'da Nisa kadar olmasa da pek konuşmazdı kimseyle ama konuşanı da geri çevirmez Nisa gibi
Kız odasına girdiği gibi camı açtı ve Tuna'ya el sallamaya başladı Tuna'da ona sallıyordu çünkü o sırada arkadan bir öksürük sesi duyuldu gelen Klaus'u kız kırgınlıkla
"Dün neden gittin" diye sordu. Samimiyetten uzak bir kahkaha attı çocuk
"Seni ilgilendirmeyen şeylere burnunu sokma ve bana hemen gördüğün rüyayı anlat. Hemen!"
Neden bu kadar öfkeli olduğunu oda bilmiyordu.Kız sakinliğini koruyarak
"Peki sen neden seni ilgilendirmeyen şeyleri soruyorsun "
"Hemen bana ne gördüğünü anlatacaksın" diye bağırdı çocuk
"Önce bir sakinleş ayrıca daha iki gün önce tanıştığım gerçek bile olmayan birine rüyamı anlatmayacağım" Kız biraz fazla bağırmış olacak ki Şevval odaya girdi.
"Noluyo Nisa? "
"Şevval abla o bana bağırıyor "
"Kim canım, kim bağırıyor? "
"Onu görmüyor musun?"
"Burda kimse yok ki güzelim "
Klaus boş bakışlarla kızı izliyordu. Nisa dayanamayıp yere çöktü.
"Neden kimse bana inanmıyor, neden seni sadece ben görüyorum?! " Kız artık göz yaşlarını tutamıyordu.Klaus kıza doğru eğildi ve çünkü "ben öyle istiyorum" diye fısıldadı. Sanki 2 gün önce onun için geldiğini söyleyen melek gitmiş yerine adeta bir şeytan gelmişti.
"Şevval abla çık odamdan" diye bağırdı kız nasıl tepki vereceğini bilmeyen kadın hemen odadan çıkıp Mustafa Bey'i aradı. Kız Klaus'a baş başa kaldığını anladığı anda yüzüne bir tokat attı.
"Daha iki gün önce beynimin içinden benim için gönderilen bir melek olduğunu söyledin ama şuan şeytanın ta kendisiymiş gibi davranıyorsun!"
"Eğer bu şeytanın sana zarar vermesini istemiyorsan konuş "
"Senden korkmuyorum "
"Aslında bakarsan benden ödün kopuyor hatta o kadar çok korkuyorsun ki annene sarılıp ağlamak istiyorsun ama yapamazsın çünkü seninle ilgilenen bir annen yok. O kadar güçsüzsün ki başkalarının bunu görmemesi için kendini kapatıyorsun, benimde korkularım vardı,ailemi kaybetmekten korkardım çünkü seninkinin aksine harika bir ailem vardı ama dün cayır cayır yanarak öldüler bu yüzden o aptal rüyayı anlat hemen"Kızın içi ürperdi birden çocuğun söyledikleri beyninde yankılanıyordu baştan sona bütün gördüklerini anlattı anda ortadan kayboldu çocuk Rosaline almıştı onu
Klaus geçte olsa yaptığının farkına varmıştı. Rose ona çok yumuşak bakıyordu halbuki sinirlenmeliydi
"Niye kızmıyorsun bana kızını korkuttun, canını yaktım, gerçeklerin bir kısmını anlattım bana kızıp bağırsana "
"Seni canının ne kadar yandığını biliyorum ne kadar kızgın olduğunuda farkındayım ama ona kızmaya hakkın yok biri Hope'un zihnini ele geçirip sizin evi yaktırmış annen her ne kadar bir cadı olsa da Hope'un ne kadar güçlü olduğunu biliyorsun engelleyememiş"
Kadın kızmamıştı ona çünkü Hope'u ilk gördüğü anda nasıl etkilendiğini fark etmişti seviyordu kızı
"Rose" dedi çocuk çekingen bir tavırla "ben Nisa...yani Hope'un hafızasını silmeye karar verdim beni ve anlattığım herşeyi unutacak benim yerime başka biri onu izliycek bir süreliğine "
"Nasıl istersen canım umarım yaptığın şeyden dolayı pişman olmazsın ve hep mutlu olursunuz"
Çocuğun bu süreye ciddi anlamda ihtiyacı vardı ailesini kimin öldürdüğünü bulması gerekiyordu Rose sıkıca sarıldı çocuğa Klaus akşama doğru kızın evine gitti.Tuna yanındaydı kızın ve bu Klaus'u çıldırtıyordu Nisa onu anlatıyordu Tuna'ya onu son kez göreceğinden habersiz bir biçimde Tuna gittikten sonra Klaus herşeyi en baştan anlattı kıza ve yeşil geceliğini istedi yatmadan önce kızın parmaklarıyla oynadı ve sonra hafızasını sildi
"Özür dilerim "Hellöö uzun bir aradan sonra tekrar burdayım ve normalde yazdığımdan daha uzun bir bölüm oldu umarım beğenirsiniz lütfen yorum yapıp oylamayı unutmayın.Baslama tarihini yazarsanız çok sevinirim hepinizi çok seviyorum başka bir bölümde görüşürüz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAFAMIN İÇİNDEKİ SES
Teen FictionKoskoca evde hurma yok mu ? İyide biz hurmalar buzdolabında tutmuyoruz ki Nisa sadece aile sevgisine ihtiyaç duyan Klaus ise kızın üzüntülerini kendine pay edinen bir çocuk farklı bir aile garip olaylar