20.Bölüm

40 22 2
                                    

Sabah saat 6'da uyandım.Okul saatine son 1 saat kaldığı için elimi yüzümü yıkayıp yatağımın başına geçtim.Bugün 13 Ocak'tı doğum günüm. O kadar halsizdim ki okula gitmek istemiyordum.Biliyordum kimlik bilgilerim okulda olduğu için herkez haberdardı. Ayağa kalktığımda masamın üstündeki not kağıdı gözüme çarptı

"Doğum günün kutlu olsun Andrea" Yanında da küçük bir kutu vardı. yaklaşıp kutuyu elime aldım kolyeydi bu biraz eskimiş bi kolyeydi üzerinde M harfi vardı ve çok güzel gözüküyordu ne anlama geldiğini bilmiyordum ama boynuma taktım saate baktığımda 06:20 olduğunu gördüm hemen üzerimi değiştirdim dişimi fırçalayıp çantamı topladım.Saçımı hafifçe at kuyruğu yapıp dışarı çıktım.Sonra Tuna'yı aradım çalıyordu arkamdan biri sarılınca korkup dirsek attım.

"Ah"

"Tuna iyi misin sen niye aniden arkamdan sarılıyorsun salak "

"Ulan süpriz yapıyım dedim bende kabahat "

"Tamam gel sarılıyım"

Yanına gidip sımsıkı sarılıp ona

"Doğum günün kutlu olsun Turunçgil "

"Teşeşkkür ederim Dağnık saç"

"Hediyeni şimdi vermiycem Mrs Turunçgil"

"Eşşek " yine Tuna'nın kolu omzumdaydı. Sıramam oturduğum anda başladı.

"İyi ki doğdun Nisa"

"Kaç yaşındasın şuan "

"Doğum günün kutlu olsun "

Bu şekilde geçirdiğim iki dersten sonra fizik dersine girdik. Demir'de Arda hocayla beraber geldi.

"Günaydın çocuklar geç yerine Demir " bana gülümseyip yerine oturdu hemen dürttüm onu

"Ne ceza aldın ?"

"Nerden bildin ceza aldığımı ?"

"Birincisi sen öğretmen çocuğusun yani senin derse geç girmemen evde 3. Dünya savaşına neden olur ikincisi içeri girdiğinde ne kadar rahat gözükmeye çalışsanda kazağının ucuyla oynuyordun üçüncüsü Arda hoca tüm öğrencilerine karşı samimidir sana şuan öldürecekiş gibi bakıyor."

"Peki Bayan Dahi sence neden ceza aldım ?" Sırıtarak karaladığım sayfadan kafamı kaldırıp ona baktım.

"Kiminle kavga ettin ?"

"Peki bunu nerden anladın ?"

"Kaşının ve parmaklarının üstündeki kızarıklık bariz ben kavga ettim diyor ayrıca umursamaz tavrında yaptıklarım konusunda haklıyım ve pişman değilim diyor "

"Herşeyde haklısın ama pişmanım sinirimi kontrol etmeliydim. Zaten oda bunun için kızdı bana kavgada haklı olan taraf bendim ama öfkeme yenik düştüm."

"Konu neydi ?"

"Önemli değil ."

"Zaten okuldan biri olsa duyulurdu istersen anlatma banane " sadece 3 saniye sonra anlatmaya başlıycaktı

1

2

3

"Babamın çocuğu gibi gördüğü biriyle uzlaşamadık sonuç kavgayla bitti "

"Tamda tahmin ettiğim gibi "

"Efendim ?"

"Yok birşey adına üzüldüm, babanın çocuğu gibi sevdiği kişiyi sen kardeşin gibi seviyor musun ?"

"Bilmiyorum "

"Umarım işler yolunda gider "

"Umarım "

"Işıklar niyekapandı ya ?"

"İyi ki doğdun Nisa " Aylin hocaydı gelen doğum günü şarkısını söylüyorlardı hep birlikte ellerinde pastayla Pastayı öğretmen masasına koyup yanıma geldiler "

"Hadi Turunçgil pastanı üfle " dedi Tuna ayağa kalktım ve pastaya doğru yaklaştım. Üstünde benim somurttuğum Tuna'nın anıra anıra gülüp bana sarıldığı fotoğraf vardı. Gözlerimin dolmasına engel olamamıştım .Göz göze geldik Demir'le tabi ya onunda doğum günü bugün gülümsüyordu yanına koştum ve onuda pastanın başına geçirdim. Bir yanımda da Tuna vardı. Gelenekti bu bizde illaki Tuna'yla üflerdik pastaları

"Doğum günün kutlu olsun Demir "

"Seninkide kutlu olsun "

"Turunçgil niye doğdun sen ya "

"Sanırım sana hayatı zehir etmek için "

"İkinizinde doğum günü kutlu olsun " Arda ve Aylin hoca ikimizede sarılıp hediyelerimizi verdiler. Tuna yine ona yakışır bir biçimde bana içine Marvel karakterleri olan kar küresi yaptırmıştı Arda hoca ise çok zarif olduğunu düşündüğüm bir bileklik hediye etmişti aynısı Demir'de de vardı düz bir zincirdi ama çok hoş gözüküyordu Aylin hoca ise üzerinde mavi renk bir taş bulunan yüzük hediye vermişti.

"Gerçekten çok zarifsiniz harika bir hediye "

"Rica ederiz ne demek "

Demir'in omzuna hafif bir yumruk atıp şakayla karışık "Hediyem nerde Demir " dedim dalga geçtiğim belli olsun diye gülümsemiştim

"Bekle getiriyorum " diyip sınıftan çıktı

"Demir şakaydı " sınıfa girmesiyle çıkması bir olmuştu elinde küçük bir hediye paketi vardı kitaba benziyordu ona sarılıp teşekkür ettikten sonra paketi açtım farklı bir kitaptı üzerinde pentegram sembolu her yıldızın ucunda kırmızı renkli taşlar vardı. İlk başta defter zannetsemde içinde yazılar vardı anlamlandıramadığım kelimeler. Ona hediye almadığım için kolumda ki mavi bilekliği çıkarıp onun bileğine taktım

"Bu salak bilekliği bana uğur getirmesi için almıştım uğursuzluk dışında başka bir şey getirmedi umarım sana şans getirir "

"Şuan bütün kötü şansını üzerime saldın farkında mısın ?"

"Birazda sen uğraş " güldük sonrasında Arda hocalarla bolca fotoğraf çekilip sıkıcı derslerle günü bitirdik ve eve doğru ilerlemeye başladık eve girdiğimde yine kimse yoktu

YAZAR'DAN:

Kız boş gözlerle salona bakıp yukarı çıkamak için hareketlendi üzerini değiştirip yiyecek birşeyler var mı diye bir kontrol ettikten sonra karar verip kendine sandviç yaptı. Tam o sırada dışardan gelen sesle ayağa kalktı boydan boya cam olan duvara gözetlemeye gitti. Tanımadığı bir adamın camda belirmesiyle sendeleyip bir iki adım geriye gitti kimdi bunlar ?

"Hello my dear (Merhaba canım)





Tekrardan selaaammm uzun zamandır bölüm yazmayan sorumsuz bir yazarınız var dün bilgisayarım geldi tabi bende ertesi gün Allah Allah naraları eşliğinde bölüm yazdım umarım beğenirsiniz kaç gündür bölüm yazmayı düşünüp yazmıyordum üşengeçlik denilen birşey var çünkü neyse oruçlar nasıl gidiyor bu son bölümler baya heycanlı olucak devam kitabı gelicek yorum yapıp beğenmeyi unutmayın

KAFAMIN İÇİNDEKİ SESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin