Dos

504 73 73
                                    

Sabah uyandığında yanının boş olduğunu görmüştü Taehyung. Buna üzülse de duygusunu üze vurmamıştı, çünkü alışmıştı. Bogum'un her sabah erkenden gidib akşamları geç gelmesinden bazı günlerse hiç gelmemesine alışmıştı. Bir aydan az bir zaman kalmıştı. Bogum'un söylediğine göre, eğer bu işi almayı başarırsa daha az çalışacakmış, ki bu da onların daha fazla zaman birlikte olacaklarını gösteyordu. Taehyung bunların hayalini kurarak sabr ediyordu. Jimin'in dediği gibi tabi ki onu aldatmıyordu, sadece işleri yoğundu.

Ancak dün ona yalan söylemesini anlayamamıştı. Direk yemedim diye bilirdi. Üzülürdü ama sorun etmezdi. Tekrar yapabilirdi. Fakat Bogum doğruyu söylemek yerine yalanı tercih etmişti ki, bu Taehyung'u endişelendiriyordu.

Bir de sefertasının boş gelişi de vardı tabi ki. Bogum yemediğine göre bir başkası yemişti, hatta yalayıp yutmuştu. Bu yemeklerin güzel oluşunun göstergesiydi ki, Taehyung buna mutlu olmuştu. Her kim yediyse ona kızmamıştı. En azından boşa gitmedi diye düşündü Taehyung.

Sabah işe gitmeden önce Jimin'i evine çağırmıştı. Ona olanları tekrardan anlatmıştı. Çünkü dün telefondan özet geçe bilmişti. Bogum'un bir şey anlamaması için kısa keamişti konuşmasını.

Jimin Taehyung'la yıllardır arkadaşlardı. Birlikte gittikleri yemek kursunda tanışmışlardı ve ailelerinin yardımıyla güzel bir kafe açmışlardı. Birlikte yönetiyorlardı. Birlikte yemek hazırlıyor ve birlikte farklı tarifler deniyorlardı. Taehyung'un en yakınıydı Jimin. Ve daha mantıklı düşüneni.

Taehyung hep 'eğer aşıksan, kalbinle birlikte beynini de sevdiğin kişiye armağan ediyorsun' diye düşünürdü. Bu yüzden aşk konusunda mantıklı düşünemiyordu. Olaylara duygusal bakıyordu ki, bu anda devreye Jimin giriyordu. Bogum'u sevmese de Taehyung'a hep bazı konularda taktikler veriyordu. Ve işe yaramadığı söylenilmezdi.

"Kesin aldatıyor seni. Baksana senin yemeğini değil başkasının yemeğini yemiş"

"Bak, yemin ederim o kadar söyledin ki, olmasa bile sırf milyon kere dedin diye çocuk aldatacak beni" diye sitem etti Taehyung.

"Hadi diyelim namuslu çocuk. Gözü senden başkasını görmez. Ne diye yalan söyledi o zaman? Bana mantıklı bir sebep söyle, bir daha aldatma kelimesini kullanmam"

Jimin'e baktı Taehyung. Haklıydı, aldatma konusunda değil tabi. Yalan söylediğiyle ilgili mantıklı bir sebep bulamıyordu. Zaten en çok da bunun için kızgındı. Bogum ona yalan söylemezdi.

"Sen Bogum'lara yemekler yaparsın ama başkaları yer yemeklerini. Nasıl da sevmiş baksana. Hepsini bitirmiş. Teşekkür etmek lazım adamcağıza" diye Jimin konuşmaya başlayınca Taehyung elinde iki kahveyle masaya oturdu. Sütlü olanı Jimin'e uzattı.

"Nasıl teşekkür edeceğim ki? Sefertasını tekrar mı göndereyim? İçine de 'ya kardeşim Allah razı olsun yemekleri yemişsin. Gerçi sana değildi ama, yine de helali hoş olsun' falan mı yazayım?"

"Aslında mantıklı"

"Ne?"

"Bak. Adama teşekkür et. Sefertasına yine yemek yap ve göner. İçine de mektub bırak. İçine sevgiline gönderdiğini ancak yanlışkıla size gönderildiğini açıkla"

"Hayır" dedi Taehyung. Böyle saçmalığı elbette kabul etmezdi. Zaten o kadar yaptığı yemek ona teşekkürden bile daha fazlaydı. "Hem ya bu sefer Bogum'a gönderirlerse? O zaman nolucak?"

"Daha iyi ya. En azından yalan söylememesi gerektiğini anlar"

“×”

Kalbe giden yol mideden geçer ✓(TaeJin) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin