Şimdi söyle bana Zeynep. Sayfaların mı bitti, yazmayı mı bıraktın yoksa öldün mü?
Öldün. Özür dilerim, öldün. Aptalsın, öldün.
Seni ben ölene kadar unutmayacağım emin ol.
:)
Bu yazım, mektuplarımı, günlüklerimi okuyanlara...
Sayın arkadaşlarım,
Oradan bakınca etkileyici ya da yaşamak istemeyeceğiniz bir hayatım olabilir. Buraya kötü anılarımı geçirmem mutlu şeyler yaşamadığımı söylemez.
Sevgilimle tanışmamız, kardeşimin karne günleri...Beni mutlu eden şeyler her zaman vardı. Sadece ben bakmayı asla beceremedim çünkü kafamı annemin ölümüne takmıştım. Pozitif yandan hiç bakmadım.
Annemin ve ailemin vefat etmesinin pozitif tarafı olamaz biliyorum ama onlar öldü diye benim ölmem gerekmezdi, isyan etmedim sanıyordum ama isyanın en büyüğünü ediyordum. Annemin ölümü yüzünden etrafımdakilere asla bakmadım, anneme ne kadar kafam dik desem de gözlerim hep yere bakıyordu, boynum büküktü.
Benim bu dünyadaki en büyük korkum unutmaktı ve unutulmaktı. Annemi unutmaktan çok korktum. Belki de bu yüzdendir saçma intiharım.
Diğeri ölünce unutulmaktı. İtiraf edin, ciğeriniz bile olursa unutursunuz, unutmaktan ziyade içinizde kırıklık olarak kalır, ismi geçtiğinde sadece kalbiniz sızlar. Ya da anılarınız olan bir yerden geçtiğiniz zaman yokluğunu hissedersiniz belki ama gün geçtikçe o anısı olan yerde kaybolur zihninde.
İnsan en nankör varlıktır, insan zihni hep unutur.
Ama ben unutmamak için unutulmayı seçtim.
Canım arkadaşlarım. Ben öldüm. Şu an iyi bir yerde değilim, bana emanet edilen canı kimseye sormadan öldürdüm, bana emanet edilen ruha kıydım. Cayır cayır yanıyorum ama ben inanıyorum. Annemi bu kadar acının sonunda görebilirim, senelerce yandım, cehennem ateşine razıyım.
Ölüm bir çözüm değil, deli gibi pişmanım, ardımdakiler için. Ardımda kimse yok sanırdım meğer unutmuşum; sokaktaki aç susuz hayvanlar, kurumaya yakın ağaçlar, saksıdaki bitkilerim, yatağımın üstündeki yorganım bana muhtaç. Annem için bencillik yapıyorum ama annemi göremiyorum. En azından orada gökyüzünden izliyordum.
Beni okurken ağlamanızı istemiyorum, istemedim hiçbir zaman. Beni okurken acılarımı paylaşmayı istedim. Kurtarabilirdiniz belki beni, ama sadece okudunuz. Öldürdünüz, görüyor musunuz?
Sadece şaka yapıyorum. Bu benim aptal tercihimdi. Dur Zeynep demenize fırsat vermeden öldürdüm kendimi.
Efendim eğer ağlattıysam, üzülürüm.
Size bir Zeynep tavsiyesi,
Lütfen, fırsat buldukça ağlayın. Bana yazabilirsiniz. Gerçekten, okurum. Mektuplarla aram iyidir. Yazmaya mı üşeniyorsunuz? Uçan perdenize bakın. Pencereniz mi kapalı? Peluş oyuncağa anlatın. O da mı yok? Duvarla konuşun. Haykırın, bağırın ağlayın, vurun, kırın, sakinleşin ama şunu bilin. Ben her zaman sizi izleyeceğim. Her zaman. Arada selam vermeyi unutmayın.
Oradakilere selam söyleyin :)
Son bir şey daha, bakış açınızı değiştirin.
09.12
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözyaşları ve Minik Kedi
Teen FictionAnnemin öldüğü yerden günlük yazdım ben. Belki günlüklerimle meşhurum ama Acılarım yüzünden öldüm ben. +15 yaş ve üzeri içindir.