Bölüm 4 - Karşılıksız Aşk ve Nefret

3.7K 214 57
                                    

((Çok beklettim biliyorum, gomen :( Buyrun telafi :D Çok seviyorum sizi :D ))

*Izaya Orihara*

Bunu ikinci kez söylüyorum biliyorum. Ama yine diyeceğim. Bana ne yaptığımı sormayın, ben de bilmiyorum.

Kalbime söz dinletemiyormuşum gibi geliyor. O sarışın pezevenk... Tch... Kendimi kandırmak için hep ondan nefret ettiğimi söylediğim ve dikkatini çekmek için onunla uğraşıp durduğum su götürmez gerçekler. Neden böyle olmak zorunda...

Küçüklüğümden beri tuhaf görülen çocuk, sonunda ne annesinin ne babasının isteklerini yerine getiremeyip, zekasına güvenerek iş yapan psikopat Izaya Orihara.

Yapacak başka işi olmadığı için ve eğlenme açısından kendini tatmin edemediği için insanlara bulaşan Izaya Orihara.

Kendini kandırmaktan başka bir şey yapmayıp, düşmanına aşık olan, ve ne hissettiğinden emin olamayan Izaya Orihara...

Shizuo bazı konularda haklıydı... Bir çocuktan farkım yok. Tatmin olma ve edilme isteğim, kendi egoma hakim olamamam... Onun gibi biri beni neden severki zaten. Ama merak ediyorum. Şu an hissettiğimi düşündüğüm şeyler, gerçekten hissettiğim şeyler mi?

Ama şu an hissettiğim şeyin tam olarak ne olduğunu biliyorum, öfke.

Izaya: Namie! Olduğun yerde kal!

Namie: B-bunu paylaşmam lazım...

Sürtük kahkahaları arasında konuşamıyordu. Shizuo ise hala ne olduğunu anlamadan oturuyordu.

Izaya: Senin hayatını karartmamı mı istiyorsun?!

Derken Shizuo olup bitenin bilincine vardı ve hiddetle ayağa kalktı.

Shizuo: Kadınlara el kaldırmak tarzım değildir, ama mecbur kalınca, inan hiç çekinmem!

Kafamı çevirip Shizuo'yu süzdüm. Erkeksi davranışları beni... Sikerim böyle işi! Ne oluyor lan?!

Namie kahkaha atmayı bırakıp şeytanice gülümsedi. Telefonunu kitleyip cebine koydu.

Namie: Şimdi el kaldırsan ne yazarki, oğlancı tsundere? (Y/N: Tsundere, dıştan sert görünüp, içinde yumuşacık bir kalbi olan karakter tiplemelerinde kullanılır.)

Shizuo öne doğru bir adım atmadan atılıp bilgisayarımın başına geçtim, neye sinirleneceğine şaşırdığını çok belli eden Shizuo, ani hareketmin sebebini merak dip yanıma geldi. Ellerini oturduğum sandalyeye dayayıp kafasını benimkinin hizasına getirdi.

Hatta kafası bana o kadar yakındı ki nefes alıp verişini duyabiliyordum. Kalbimde ani bir hızlanma başladı. Yüz ifadelermle belli etmesemde ekran başında donup kalmıştım. Bilgisayarda açık olan sayfanın bir sekmesinde Dollors sayfası, diğerinde ise Google varadı. Tek elim farede, gözlerim ekrana kilitlenmiş şekilde öylece kalmıştım.

Shizuo: Ne yapıyorsun teme?!

Shizuo'nun tok sesi beni kendime getirdikten sonra tam gaz ne kadar sosyal ağ varsa hepsine girdim. Ikebukuro halkının hepsi şok olmakla, #Shizaya isimli tag de Tokyo TT'si olmakla meşguldü. Ben içimden küfür ederken, Shizuo yumruklarını sıkmış pür dikkat ekrana bakıyordu. Resmen donup kalmıştı.

Shizuo: Hay ben senin...

Hiddetle sandalyemi bir kenara itip kapıya yönelmişti ama Namie çoktan gitmişti. Ben de yere yapışmıştım!

Kızarak ve söylenerek ayağa kalkarken korkutucu derecede yuvalarından pörtlemiş gözleriyle Shizuo karşımda dikiliyordu. Bana uyup ofisime gelmiş, adı oğlancıya çıkmış, sinirini atamamış ve gömleğinn tek kolu yırtılmış bir şekilde karşımda dikiliyordu.

Shizuo: Bittin sen... I-ZA-YA!!!

Gözlerinin içine bakmaya devam ederek konumumu korudum. Yüzümde hiçbir ifade olmaması Shizuo'yu meraklandırmıştı bunu anlayabiliyordum.

Shizuo: Ne oluyor, teme?!

Izaya: Benimle olduğunun düşünülmesi o kadar kötü mü?

Shizuo: H-hah?!

Izaya: Bana cevap ver!

Artk psikolojisi iyice bozulmuş olan Shizuo, kahkaha attıktan sonra bir anda ciddileşti ve gözlerimin içine baktı.

Shizuo: Izaya, sen ciddi misin?

Izaya: Hiç olmadığım kadar.

Shizuo: Senin kafan filan iyi herhalde. Ben gidiyorum.

İç çekip arkasını döndüğü zaman beynimde ve kalbimde kopan o fırtınalar tarif edemeyeceğim için devam ediyorum.

Izaya: Kaçma Shizuo!

Shizuo: Oyunlarından bıktı--

Izaya: Oyunlara başlatma! Shizuo, anlasana tek yaptığım kendimi kabul ettirmeye çalışmaktı. Shizuo, seni herkesten iyi tanıyorum, ve benimle aynı olduğunu biliyorum!

Shizuo: Benim neler hissettiğimi nasıl bilebilirsin?!

Izaya: Hayat üzerine geliyor değil mi?

Shizuo şaşkınca bana bakmaya başladı.

Izaya: Aynı problem ve farklı çözüm yollarına sahibiz Shizuo. Sevgiye muhtaç olmak. Sevilmeye muhtaç olmak. Kabullenilmemek. Hayatın ve insanların üzerimize gelmesi. Ben yalnızca bunu atlatmak için aynı şekilde üzerlerine gidiyorum. Ama senin içine attığını biliyorum Shizuo. Hep öyle yaptın. Seni lisedeyken bile gizlice izlememin sebebini dediklerinle anlayabildim. Evet, seni seviyorum Shizuo. Kimsenin sevmeyeceği gibi. Bu yüzden değerimi bilmeni istemem bir hata değil. Seni sevmem bir hata değil. Beni sevmen bir hata değil Shizuo! Sevgiye olan bu ihtiyacımızı birlikte gidermemiz bir hata değil!

Shizuo: S-sen...

Izaya: İzin ver de ben gideyim. Diyeceklerimi dedim.

Yaşadığı şokun farkındaydım. Beni durdurmasına da izin vermek istemiyordum, dediklerim kalbimden kopup gelmişti. Ona düşünmesi için zaman verme--

Dememe kalmadan o bunu yaptı.

Çenemden tutup beni kendine çevirdi ve dudaklarıma hızlı bir öpücük kondurdu.

Yaşadığım şokla benden 20 cm daha yukarıdaki gözlerinin içine baktım. O da yaptığını bir refleksmiş gibi yapmıştı sanki.

Izaya: S-shizuo...?

Shizuo: Hata değil diyen sen değil miydin teme?!

Yüzüme istemsiz bir gülümseme yayıldı.

Hayatımda bu kadar mutlu olmuş muydum ben?

Demeye kalmadan kapım kırılacakçasına çalmaya başladı. Büyülü anımı bozmak zorundalar zaten!

Kapının arka tarafından yükselen ses ile içimde kafamı duvara vurma isteği oluştu...

Shinra: Celty?! Evde yoklar mı?! Küçük aşıklar??

Shizuo tip tip kapıya bakarken emindim ki, kapıya vuran kişinin ta kendisi de Celty idi...

Hadi bakalım, başlıyoruz. Mantığım başına iş açtın dese de, kalbim onun için her şeyi yaparsın diyor. Ben de onu dinleyeceğim...

Bu bölümü biricik Elif'im 1Karin1'e ithaf ediyorum ^^

By:Nisa Büyüknalbant (Great Kunoichi)

Bir "Shizaya" Hikayesi (Yaoi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin