Başım dönüyordu. Duyduğum cümle ile beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Olacaklar gözümde canlandıkça yok olmak istiyordum. Jimin bunu nasıl yapabilirdi ki? O, o böyle bir insan değildi. O herkesin iyiliğini isterdi. Başkalarının mutluluğu için kendinden vazgeçen o insan, nasıl bir sevgi beslemişti de içinde, evlilik öncesi bir çiftin arasına girebilecek böyle bir harekette bulunmuştu?
Hayır. Hayır, Taehyung'a inanmıyordum. Büyük ihtimalle yanlış anlamıştı. Evet öyle olmalıydı, kesinlikle. Öyle olmak zorundaydı. Aksi her şeyi mahvederdi. Hem de istisnasız her şeyi.
"Taehyung, sevgilim. Şakacı zamanlarından birinde olmalısın ama bu komik değildi. Hadi Jimin'e gerçekten ne olmuş anlat bana. Eğer bunu devam ettireceksen de sana inanmıyorum."
Taehyung derin bir nefes verdi. Ne diyeceğini bilemez tavırlar sergiliyordu. Ağzını açıp kapatıyor, kafasını sağa sola sallayarak dirseklerini dizlerine bastırmış ileri geri sallanıyordu. Bu tavırları beni daha çok korkutuyordu. Duyduklarımın doğru olduğu düşüncesine itiyordu beni. Her ne kadar istemesemde.
Sonunda kendini toparlayıp konuştu,
"Jeongguk, söylediklerim doğru. Jimin'in bize gelme amacı da buymuş zaten. Daha fazla içinde tutamayacağını ve- ve bunu Yoongi'ye anlatacağını falan söylüyor. Ona bunu yapmayacağını anlatmaya çalıştım ama onun da duygularının olduğunu ve onların önüne geçemeyeceğini anlatmaya çalıştı. Ama ben anlamak istemedim, bu yüzden de onu buradan kovdum yoksa kendime hakim olamayacaktım."
Hızlıca konuştu ve kafasını önüne eğdi. Beyninden bir sürü şey geçiyordu, tahmin edebiliyordum. Aynı şekilde benimde. Ve ikimizde yapabileceğimiz tek şeyin, bunun Hoseok ve Yoongi'nin arasını bozmaması için Tanrı'ya yalvarmaktan başka bir şey olmayacağını çok iyi biliyorduk.
...
"Üçü de yakın arkadaşımız ve ben ne yapacağımızı bilmiyorum. Hiçbirinin üzülmesini istemezken hepsinin üzülecek olması da berbat olan tarafı."
Taehyung çok sessizdi ve ben kendi kendime konuşup duruyordum. Artık sessizliğine tahammülüm kalmadığı an konuştum,
"Artık bir şeyler söyler misin? Burada bir şeyler yapmamız gerektiğini söylüyorum ama sen tek bir 'çıt' bile çıkartmadan öylece oturuyorsun! Ne bekliyorsun olayların kendiliğinden düzelmesini falan mı? Ah Taehyung, çok hayal kuruyorsun."
Sesim istediğimden daha yüksek çıkmıştı ve son söylediklerim alaycı bir biçimdeydi. Kötü olansa Taehyung'un bundan hiç hoşlanmamasıydı ama bilerek olmamıştı. Kafasını kaldırdı ve kızarmış bakışlarıyla gözlerime baktı. Sinirlendiği zaman gözleri kızarırdı, bunu biliyordum.
"Hayal mi kuruyorum? Hah! Kafamda nasıl olayı düzelteceğimizi düşünüyorum ve sende ne yapacağımızı bilmediğin dışında başka hiçbir şey söylemiyorsun. Üstelik sessiz düşündüğüm için de beni suçluyorsun. Hadi ama Jeon, şu an ikimizde çare ararken birbirimize yüklenmeyelim. Zaten bütün kavgalarımız başkaları yüzünden oldu şu ana kadar. Ve hatırlarsan sonuncusu büyük sonuçlar doğurmuştu, biz de bir daha bunu birbirimize yapmayacağımıza söz vermiştik. Fevri davranmak bizim zararımıza olur sadece."
Haklıydı. Son kavgamız, birbirimizden haftalarca ayrı kalmamıza sebep olmuştu. Aradan bayağı zaman geçmişti, evliliğimizin ilk zamanlarıydı. Boşanma konusu bile konuşulmuştu ama sonra bir şekilde yanlış yaptığımızı anlamıştık. Ve sonunda birbirimize söz vermiştik. Ne olursa başkaları yüzünden oluyordu zaten. Yoksa birlikte harikaydık.
"Evet. Evet haklısın sevgilim özür dilerim. Kendi mevzumuz bile değilken yine saçma sapan çıkıştım. Özür dilerim gerçekten."
"Gel buraya." Taehyung kucağını göstererek beni çağırdı. Yerimden kalktım, yanına gittim ve kucağına yerleştim. Yüzümü boynuna gömdüm, kokusunu içime çektim. Beni anında rahatlatıyordu. Huzur kokuyordu Taehyung.
...
Sabahın vuran ilk ışıkları ile gözlerimi açtım. Bebeklerim uyuyordu hala. Geceden sayısız mesajlar atmıştı Hoseok, büyük ihtimalle heyecandan uyuyamamıştı. Çünkü bugün o çok sevdiği adamla evleniyordu. Bacaklarını karnına çekmiş bir şekilde uyuyan Taehyung'un saçlarını gözlerinin önünden alıp, alnını öptüm. Yavaşça yerimden kalkıp bebeğimin odasına yöneldim. Hafifçe üstü açılmış,ağzındaki emzik göğsünün üstüne düşmüştü. Dikkatle üstünü örtüp mutfağa geçtim. Hazırladığım birkaç şeyi yiyip, salonda koltuğa kuruldum.
Hala Jimin'e hayret ediyordum. Düğünden hemen önce bunu itiraf etmesi kafamı çok karıştırmıştı. Ve uzun süredir de seviyor olması ayrı bir şeydi zaten. Hoseok duysa üzülürdü. Jimin'in Yoongi'yi sevdiğine değil,sevdiği adamın evleniyor olmasına üzülürdü..
Telefonumla oynadığım sırada kısık mırıltılar duydum;
Bir gün Ay'a
Uzun uzun mektup yazdım
Senin kadar aydınlık olmayacaktı
Küçük bir mum yaktım"hım, bebeğim uyanmış mı sonunda?" dedim ayağa kalkarken. Altındaki geniş, belinden düşen pijamayı çekip elleriyle saçlarını karıştırdı. "çok mutluyum bugün" "neden?" dedim sırıtarak. Ayrıca elleriyle sardığı belimi yerden kaldırdığı an. "kurtuluyoruz neden olsun!" "çok kötüsün Taehyung sen" dedim kurumuş dudaklarının ıslanmasına yardım ederken..
Hoseok
Jyngkopk
Napıyosub
Hwtwcandan uyuyamadım
Cpk hwyecanlıyım
Yoongi hals uyuyorJungkook
aşko sakin övçcözlckc
Hoseok
Aşko mu?!
Ben evli bir adamım Jungkook!Jungkook
Min Hoseok!
Hoseok
şaka şaka bebwğim
ywrim swniHoseok
Hoseok
hoşt kardeşim
...Saat öğlen vaktine yaklaşmıştı. Taehyung bebeğimin giyeceği kıyafetleri seçerken, bende bizimkileri son kez gözden geçiriyordum. Takıları özenle seçip aynanın karşısına geçtim.
Jeongguk: hazırlanmam gereken bir düğün var sanki hm? :)Yoongi: boş laf yapacağına hazırlan
Taehyung: kurban olduğum benim
Namjooo: ben yeni uyandım...
Hoseok: @namjooo neeee hepiniz burda olacaksınız laaann aşkım şuna bi şey de ühüü @yoongi
Jungkook: akşam görüşmek üzere gönderiyi yorumlara kapatıyorum. Sizi seviyorum. Seni daha çok sevgilim :)
(bu gönderi yorumlara kapatılmıştır)
..
Bir sonraki bölümde Yoongi ve Hoseok evlenecek çok heyecanlı kağcçsöslxiföslx
bu zamana kadar okuyan her birinize çok teşekkür ederim. Sizi seviyom :>
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kim's Family | taekook
Teen FictionTaehyung ve Jungkook bir bebek evlat edinirler. -Married YoonSeok