Nereye adım atsam yoğun bir şekilde deterjan kokuyordu. Yongjin ve Jimin'den ne kadar umutsuz olsak da bizi o kadar şaşırtmışlardı ki, bunun altında bir şey var mı diye düşünmedim değildi ayrıca. Kollarını birbirlerine bağlayarak arkamdan gelen Jimin ve Yongjin yaptıkları işten de büyükçe hayranlık duyuyorlardı."Jimin sana bu dolabı da silmeni söylemiştim. Hadi ama! ne kadar tembelsin sen?" ardından sinirlenerek cevap vermişti Jimin "sen poponu havaya dikip televizyon izlerken ben deli gibi duvar sildim Yongjin kendine gel!" bir anda küçükçe kavgaya başlamışlardı.
...
Düğün videolarını izlediğimiz sırada Yoongi ikinci kez uyuyakalmış, Hoseok ise sanki bir başkasının videolarıymış gibi şaşkınlıkla kendi videolarını izliyordu. Taehyung'un dizlerinin üstünde videoları izlerken, bebeğim ise yürüme çalışmalarına tam gaz devam ediyordu. Jimin ve Yongjin ise birlikte markete gitmiş, akşam yiyeceğimiz toplu yemek için alışveriş yapıyorlardı.
Doğrusu Yoongi ve Hoseok'un düğünleri az kişili olmasına rağmen o kadar görkemliydi ki, videoyla bile kendinizi o düğünde gibi hissedebiliyordunuz.
Yazın neredeyse ortaları olduğu için bebeğim çok sık kirleniyordu. Kucağımda yüzünü ıslak mendillerle silerken Hoseok'a döndüm. "Hoseok bebişim amcalık görevini yerine mi getirsen?" "neymiş benim amcalık görevim Kook ?" "Yoongi ile bebeğimi yıkayın, hm?" Koltukta uzandığı yerde gözlerini yavaşça açtı Yoongi, "bebeğini yıkayacağın suda sizi boğmamı mı istiyorsunuz?"
"Ne var Yoongi? Niye yıkamak istemiyorsun? Yoksa beni sevmiyor musun sen!" Hoseok yine her zamanki alıngan hallerini ortaya sermişti. Bende ortaya attığım bu konu ile bir tiyatro izleme durumuyla hafifçe arkama yaslanıp bebeğimi yere indirmiştim. Yoongi bir anda kal gelmiş gibi durmuştu. Sonra bir anda kendine gelip konuştu,
"Hadi kalk kalk kalk! Yıkamamız gereken bir bebiş var. Hadi Hoseok ne yüzüme bakıyorsun?"
"Hayatım tamam dur. Dur bebeği almadık çekme kolumdan!"
Yoongi bebeği almadan Hoseok'u kolundan çekmeye başlayınca Hoseok duruma müdahele etmek zorunda kaldı. Bebeğimizi kucağına alıp birlikte banyoya gittiler.
"Taehyung gel mutfağa gidip birlikte bana su içirelim." Bir anda Taehyung'u sevme saatim gelmiş ve yine onu oradan almak için bir bahane bulmuştum. Belki de bulamamıştım.
"Birlikte sana su içirmek en sevdiğim aktivitemiz, sevgilim. Hadi gidip sana su içirelim." Taehyung da bana uyarak konuştuğunda onun da aynı ihtiyaçla yanıp durduğunu anladım. Telaşlı bir şekilde kalkıp mutfağa giderken Jimin ve Yongjin garipsemiş bakışlarla bizi izliyorlardı.
Mutfaktan içeri önden ben, peşimden Taehyung girer girmez birbirimizin dudaklarına saldırmıştık. Sert bir öpüşmeydi bu, e tabi lazımdı artık. Bebeğimiz geldiğinden beri yumuşak bir çifte dönüşmüştük. Sürekli tatlı tatlı öpücükler, minik minik sarılmalar... Hiç bize göre değildi.
Dudaklarımızın tadına vararak öpüyorduk. Taehyung elini tişörtümü hafif sıyırarak çıplak belime götürüp okşamaya başlamıştı. Söyledim mi bilmiyorum ama, ben Taehyung'un vücudumdaki en ufak dokunuşuyla bile tahrik olabiliyordum. Tam şu an olduğu gibi.
Minik bir inleme çıktı dudaklarımın arasından. Ellerimi Taehyung'un ensesindeki saçlara daldırmış, hem çekiştiriyor hem de okşuyordum. Ne güzel öpüyordu beni. Ne güzel seviyordu.
Nefes nefese ayrıldığımızda gözlerimizin içine baktık. Birazdan ikimiz de gülmeye başlayacaktık, çünkü hoşumuza gidiyordu. En rahat halimizle göz göze kahkaha atmak. Her öpüşmemiz, sevişmemiz, sarılmamız sonunda gülerek ayrılıyorduk. Onun gülüşünde hayat vardı, benim gülüşümde hayat vardı.
Taehyung son kez dudağıma küçük bir öpücük kondurmuştu. O hiçbir zaman son dokunuşunu yapmadan bırakmazdı. Ayrılamıyordu, durmak istemiyordu. Sonsuza kadar o şekilde kalalım, kendimizi bir odaya kilitleyelim ve haftalarca çıkmayıp sadece birbirimizle ilgilenelim. Ama mümkün değildi işte. Bende çok isterdim gece gündüz onun o eşsiz dudaklarıyla, vücuduyla yaşamayı. Ama sadece istemekle kalıyordu. Biz bir sorumluluk almıştık. Ve hayatımızın devamında da bu sorumluluk bizimle birlikte olacaktı. Çocuk evlat edinmeyi ne kadar çok istiyorsak, o kadar çok bazı şeylerden vazgeçmek zorundaydık. Olgun bireylerdik ve kendimizin farkındaydık. Harika bir aile olmak, kolay değildi. Ama biz en zor şeyi birlikte atlatmıştık, üstesinden gelmiştik. Hem insan sevdiği bir şeyle ilgilenmekten neden bıksın ki? Minik bebeğimiz bizim bir parçamızdı, onu asla bir yük olarak görmemiştik. Aksine bizi daha çok yakınlaştıran aramızdaki bağımızdı.
"Bebeğim, sana suyunu içirmemi hala istiyor musun?" Taehyung dalga geçerek konuştuğunda omzuna vurdum.
"Çok kötüsün Taehyung! Ben o kadar birlikte şey yapalım diye bahane bulayım, ama Bay Kim dalga geçsin. Peki yani bir daha yapmam."
"Birlikte ne yapalım diye bahane buldun?" dedi Taehyung.
Ben genelde konuşurken öpüşme koklaşma kelimelerini pek kullanmazdım. Taehyung da her seferinde bana söyletmek isterdi. Utandığımı düşünüyordu ama hayır, utandığım için değil, samimi gelmediği için kullanmıyordum. Ama onun istediğini yaptım tabii ki.
"Birlikte öpüşelim, koklaşalım, sevişelim, sarılalım diye! Ama biz sadece öpüşmeyle kaldık senin şu romantik ortamı bozman sayesinde." diyip gözlerimi devirdim. Aslında sahte sinirlendiğimi o da biliyordu. Ne yapalım işte eğleniyorduk biz de.
"O zaman bu gece öpüşelim, koklaşalım, sevişelim, sarılalım. Ne dersiniz Bay Jeon?"
"Harika bir fikir derim, Bay Kim."
...
Yoongi ve Hoseok kavgalı dövüşlü bebeğimizi yıkarken gelen bağırışma sesleri yüzünden koşarak yanlarına gitmiştik. Bebeğimizi suyun içinde oynarken bırakmış, şampuanı ellerine dökerek mi yoksa direkt çocuğun kafasına dökerek mi yıkayacaklarını tartışıyorlardı.
Resmen şaka gibilerdi.
"Hoseok çocuğun kafasına dökersek ya biz yıkayana kadar yüzüne akarsa! Gözüne girer kör olur sonra görürsün."
"Yoongi olmaz öyle şey saçmalama! Sanki döktükten sonra yarım saat bekleyip öyle yıkamaya başlayacağız. Saçmalama istersen."
Benzer cümlelerle tartışmalarına devam ederken şampuanı Hoseok'un elinden çekip aldım. Taehyung da o sırada bebeğimizi küvetin içinden ayağa kaldırmış, kollarından tutarak ayakta durmasını sağlamıştı. İki dakika bile sürmeden hızlıca kafasını şampuanlayıp vücudunu yıkadıktan sonra havluya sarmış ve Taehyung'un kucağına verip odaya götürmesini söylemiştim.
"Bir işi beceremediniz aferin size." dedim bıkkınlıkla. Çocuğu küvette bırakmış kavga ediyorlardı. Bebeğimiz hasta olabilirdi.
"Yoongi yüzünden oldu!"
"Hayır, Hoseok yüzünden oldu!"
Gözlerimi devirerek ikisini yalnız bırakıp Taehyung'un yanına gittim.
...
Yongjin ve Jimin odalarına çekilmişlerdi. Hoseok ve Yoongi evlerine gitmişlerdi. Biz de bebeğimiz ile birlikte yalnız kalmıştık. Saat dokuz buçuk olmuştu, bebeğimizin artık uyuması gerekiyordu.
Taehyung ile ona biberonun yarısı kadar süt içirmiştik. Zaten o sırada mayışmıştı. Eh bir de Taehyung yavaş bir şarkı da söylemişti. Harika bir şekilde uyuyordu ve sabaha kadar deliksiz uyurdu büyük ihtimalle. Ayağa kalktığımız sırada Taehyunh kulağıma doğru yaklaşıp fısıldayarak konuşmuştu,
"Eee Bay Jeon. Odamıza geçelim mi artık?"
...
BİTTİ BÖLÜM BİTTİ BİTİRDİM BÖLÜMÜ SAKIN BENDEN SMUT YAZMAMI BEKLEMEYİN BEN BU BÖLÜMDEKİ MİNİ MİNNACIK ÖPÜŞMEYİ YAZARKEN BİLE UTANDIM SAKIN SAKIN
evet bu bölüm çok geç değil ama yine de geç geldi özr dlrm
final aşırı yakın bu arada baya böyle bir bakmışsınız bir sonraki bölüm final falan minik bebeğim kim's family ağlayarak yazarım herhalde finali
bölümde hatam varsa üzgünüm, sizi seviyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kim's Family | taekook
Roman pour AdolescentsTaehyung ve Jungkook bir bebek evlat edinirler. -Married YoonSeok