Taeyi sevdiğimi anladığımda saat akşam on ikiydi. onu o kadar çok düşünmüşüm ki zamanın nasıl akıp gittiğini fark etmemişim. Yarın hafta sonuydu bu yüzden geç yatabilirdim ama çok yorulduğum için uyumaya karar verdim. yarın eğer cesaretimi toplayabilirsem Taeye onu sevdiğimi söylicem. çok seviniceğinden eminim. işlerimi halledip pijamalarımı giydikten sonra uyudum.
Melek: Şey ben dün söylediğin şeyi iyice düşündüm ve bir karar aldım.
Eun: Ne kararı aldın?
Melek: Ben Taeyi seviyorum.
Eun: Ne! ciddimisin?!
Melek: Evet ve ona açılmaya karar verdim.
Eun: Bu harika! sana iyi şanslar.
Melek: Saol bay
Eun: by
Telefonumu kapatıp kahvaltımı yedim ve aklıma bir fikir geldi. Taeye dışarıda gezelim mi diye sorup, dışarıya çıkınca onu sevdiğimi söylicektim. hemen Taeyi aradım.
Melek: Merhaba Tae.
Tae: Merhaba.
Melek: Bu gün gezmeye ne dersin?
Tae: Bilemiyorum.
Melek: Neden?
Tae: Hala nasıl bu kadar rahat davranabiliyorsun?
Melek: Neden davranmıyim?
Tae: Seni sevdiğimi söyledim ve sen bunu takmıyorsun bile. ben senin yanındayken acı çekiyorum, benim seni sevip senin beni sevmemen bana acı çektiriyor.
Melek: Öyle düşünme...
Tae: Angel lütfen beni arama, bana yazma, benimle konuşma. çünkü seni her görüşümde BEN ACI ÇEKİYORUM.
Melek: Sana bir şey söylemem lazım.
Tae: Seni son kez dinliyorum.
Melek: Seni seviyorum...
Tae: Angel lütfen yapma. sen ben mutlu olayım diye bana yalan söyleyince daha da çok acı çekiyorum.
Melek: Tae ben ciddiyim.
Tae: Angel lütfen.
Melek: Tae bana inanmalısın!
Tae: Sen şaka yapıyorsun dimi?
Melek: Hayır yapmıyorum.
(Tae çığlık atar.)
Tae: Hemen hazırlan, seni almaya geliyorum.
Melek: Tamam.
Telefonu gülerek kapattım ve odama çıkıp üzerimi giyindim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Üzerime bunları giydikten sonra saçlarımı taradım, çantamı hazırladım ve kapı çaldı. Koşarak kapıya gittim ve kapıyı açtığımda karşımda gülümseyen bir Tae vardı. Tae hiç beklemediğim bir anda birden bana sarıldı. Kokusu çok güzeldi... Benden ayrıldığında gözlerine bakıp gülümsedim ve "nereye gideceğiz?" diye sordum.
Tae: Seni özel bir yere götürücem.
Melek: Peki..
Taenin arabasına bindik ve arabayı sürmeye başladı. yolda pek konuşmadık. bir kaç dakika sonra bir restoranın önünde durduk. arabadan inip içeriye girdik. burası beş yıldızlı bir restorandı ve çok güzel bir yerdi. Taenin bizim için ayırttığı masaya oturduk.
Tae: Ne yersin?
Melek: Sen ne yersen bende ondan yerim.
Tae: Peki o zaman iki tane japchae.
Yemeğin gelmesini beklerken Tae birden ellerimi tuttu. ellerimi çekmedim. ona baktım, sadece ona baktım. birbirimizin gözlerinde kayboluyorduk.
Tae: Sen çiçeklerin en güzeli, sen dünya güzeli, sen cennetten düşen bir parça, sen etrafa neşe saçan. Hayatıma güzellik katar, benimle çıkar mısın?
İnanmıyorum Tae bana çıkma teklifi etmişti! ne diyeceğimi şaşırmıştım. öylece donup kalmıştım.
Melek: E-evet.
Tae bana sım sıkı sarılmıştı. kafamı onun göğüsüne yaslayıp mutluluktan ağlamaya başladım. Tae benden ayrılıp çenemi tuttu ve başımı kaldırıp ona bakmamı sağladı. biraz bana baktıktan sonra suratıma yaklaştı. ne yapıcağını anlamıştım. beni öpücekti. Tae bana iyice yaklaşıp dudaklarımızı birleştirdi...
