Kral'ın Özel Hizmetkârları ve her birini hışımla hazırlayan ebleh hizmetçiler kulenin en alt katındaki salonda buluştular. Kızlar meraklı gözlerle birbirlerine bakıyorlardı. Her biri özenle hazırlanmıştı ve boyunlarından göğüs aralarına kadar sürülen parfümlerden dolayı tüm kokular karışıp ortaya keskin, bir bakımdan rahatsız edici bir koku ortaya çıkmıştı.
Isabel vişneçürüğü rengindeki elbisesinin altında biraz sıkışmış ve bunalmış hissediyordu. Diane'e baktığında kızın gözlerindeki merakla harmanlanmış endişeyi gördü. Diane'e hiç de tarzı olmayan sarı bir elbise giydirmişlerdi. Isabel onun halinden pek de memnun olmadığını çok net bir şekilde görüyordu. Bunca yıllık tanıdığı arkadaşının fiziksel olarak en net özelliği sürekli koyu renk, karamsar kıyafetler giymesiydi. Genellikle siyah, koyu kahverengi, zümrüt yeşili, lacivert gibi renkler seçerdi. Kadife ve parlak ipek kumaşlar Diane'in vazgeçilmezlerindendi. Isabel'in ise kadifeyi pek sevdiği söylenemezdi, pelerinlerinde kullanması dışında tabii.
Anıt gibi dikildikleri bu yerde bir hizmetçi, "Madam Corette gelmedi mi hâlâ?" diye sordu diğerlerine.
Kırmızılara bürünmüş, sıkılganca bakan Meg'in yanındaki hizmetçi, "Bir de bizi acele ettirirler. Kendileri daha ortada yok!" diye söylendi. Diğer hizmetçiler de ona hak veriyor gibi görünüyordu.
Sükûnetle geçen birkaç dakika sonra salonun kapısı açıldı. Kapıdan içeriye en az ellisinde duran, açık yeşil damask elbisesinin göğüs dekoltesinden fırlayan kocaman göğüslerinin üzerinde iri incilerle yapılmış kolyesiyle bir kadın girdi. Isabel gözlerini kadının özenle topuz yapılmış açık kahverengi saçlarına baktı. Diplerine aklar düşmeye başlamıştı ve yüzündeki derin olmayan kırışıklıklara, parlak cildine bakılırsa kendine iyi bakan bir kadın olmalıydı. Yine de koyu renkli gözleri ferini yavaşça kaybetmiş iki mücevher gibiydi. Yılların yorgunluğu vardı gözbebeklerinde sanki.
Bu kadın hizmetçilerin bahsettiği Madam Corette olmalıydı.
Kadın, "Hepiniz Kraliyet Sarayı'na hoş geldiniz, Kralın Hizmetkârları. Ben Corette, sizinle genel olarak ben ilgileneceğim," diyerek kendini kısaca tanıtmayı tercih etti. Herkesi teker teker süzmeye başladı. "Bu hizmetçilerin elinden çıkmış olmanıza rağmen fena değilsiniz. Hepiniz yüzü gözü düzgün, güzel çocuklarsınız."
"Bu kadar kısa sürede ancak bu kadar geldi elimizden," dedi hizmetçilerden biri.
"Sorun değil," dedi Madam Corette yumuşak olmayan net bir ses tonuyla. "Şimdi hepiniz Kral William'ın karşısına çıkacaksınız. Onu karşıladığınızda nasıl bir tavır takınacağınızın, ne yapmanız gerektiğinin eğitimini çoktan almış olduğunuzu varsayıyorum. Tekrar etmeme gerek olmadığını düşünüyorum. Sadece size olan nasihatim; çok fazla konuşmamak, sadece Kral William sorular sorduğunda cevap vermeniz... Gevezelik yapmayın. Asla. Kral William gevezelerden nefret eder. Bu yüzden asla bir soytarısı olmamıştır."
Ukala bir ses tonuyla, "Bunların eğitimini aldık biz zaten. Tekrar etmenize gerek olduğunu sanmıyorum," diyen Agatha'ya döndü salondaki bütün gözler. Isabel, Agatha'nın bu cesurluğuna elbette şaşırmamıştı.
"Mesela bunun gibi," dedi Madam Corette. "Tam da yapmamanız gereken şeyi söylerken bundan bahsediyordum." Kadının sesi son derece iğneleyici, aşağılayıcıydı.
Agatha başını iyice dikleştirdi, Madam Corette'e kirpiklerinin dibinden baktı.
"Neyse, daha fazla zaman kaybetmeyelim. Hizmetçiler! Siz dağılabilirsiniz. Kızlar, düşün peşime."
Isabel kızlarla beraber çobanının peşinden giden koyunlar gibi yürümeye başladı. Bu yeni hayatına alışması zor olacaktı, bunun farkına şimdi daha iyi varmıştı. Madam Corette hakkında da ne düşüneceğini bilmiyordu. Ama ilk izlenim olarak sert, otoriter bir kadın olduğu aşikârdı. Agatha'yı utandırmış, sözünü herkese dinlettirmişti. Şimdi ise kralın karşısına geçmek için gidiyorlardı. Yeni hayatları asıl orada başlayacaktı. Kral William'ın gözlerinin içine baktıkları anda...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zehir Kadehleri Leydisi (Devam Edecek.)
Historical Fiction"Sıradan bir erkeği etkilemek kolaydı. Sıradan bir erkeği bunu yapmasını bilen her kadın etkileyebilir ve yatağına kolayca atabilirdi. Erkeklerin çoğu her ne kadar güçlü görünseler de zayıf yaratıklardı. Bir kadının pembe, parlak dudaklarına ve diri...