"evet, anlat bakalım." dedi leo elindeki kahveyi nico'nun önüne bırakıp kendi yerine oturduktan sonra.
"anlatayım." dedi nico. "will ile buluşacaktık sizinle gittiğimiz kafede. ben oraya doğru giderken will konum attı. şu ilk defa birbirimizi gördüğümüz parkın konumunu ve baya bir yazım hatasıyla 'parkın karşısındaki bina' yazmıştı. ne olduğunu anlamadım başta ve baya korktum, hatta kendine zarar verecek falan sandım. nasıl koştuğumu anlatamam sana." durup leo'nun yüzündeki imâlı gülümsemeye baktı.
"sen kendini baya kaptırdın."
"deli misin, sen olsan ödün kopmaz mıydı?" diye sorduktan sonra anlatmaya devam etti nico. "her neyse, ben parkın oraya gittim ve ne görsem şaşırırsın. binanın tepesinde biri var. hem sırtı dönük hem de karanlık, kim olduğunu anlamadım. resmen ışık hızında çıktım yukarıya. aslında kendisini atmaya karar veren austinmiş. will de onu aşağı inmeye ikna etmeye çalışıyordu."
leo çok büyük bir şoka uğramış gibi bakmıyordu. "sonra?" diye sordu.
"will dedi ki 'ben kalbimi birine açıyorum, sen de açacaksın.' falan filan. austin de en sonunda ikna olup indi ve sarıldılar. ikisi de ağlıyordu. ben de will'in omzuna elimi koydum destek olmak için ve elimi tuttu! resmen huzur bulmak ister gibi elimi tuttu delirecektim."
"of, çok güzel olacaksınız siz var ya. austin'e de üzülmedim değil ama keşke bir rahat bıraksa sizi."
"yani, sanmıyorum çünkü will onu terapiye ikna etti ve destek olacağını söyledi. ben de bu sürede yanlarında olacağım sanırım. aslında, emin değilim. aralarındaki bağ kopacak tarzda bir bağ değil. will'i bıraksam ve onunla olsalar daha iyi olur mu? yoksa daha kötü mü olur? ya da will gerçekten ne istiyor? bilmiyorum, kafam çok karışık ama ona sormak istemiyorum çünkü şu anda bunu düşünecek hâlde değildir bence."
"onun da kafası karışık olabilir. ama şu yanından bak; ona çok âşık ve canına kıymaya kararlı biri var ama onu ikna etmek için bile olsa 'seninle olacağım' demiyor. 'kalbimi birine açıyorum.' diyor ve net bir şekilde onunla olmak istemediğini söylüyor. bu onu sevmediği anlamına gelmez, onunla bir ilişki içinde olmak istemiyor. kendisini iyi hissetmesini istiyor tabii ki. ayrıca bence senden çok hoşlanıyor. ona zaman tanı, yanında ol. kendisini sana açacaktır zaten."
"haklısın sanırım." derin bir nefes aldı nico. "eee, sen anlat."
—
will: nico?
will: buluşma işini ne zaman halletmeyi planlıyoruz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
maybe, i'm afraid | solangelo
Fanficnico: will solace? will: kimsiniz? nico: nico di angelo nico: çok methini duydum, tanışmak isterim