DilanGeyik590'e ithafen💜
Keyifli okumalar...✨☘☘☘
Koca bir inkisar vardı içimde.
Büyük bir yeis.
Tasavvurlarımdan taşan, beni en bilinmez yollara savuran büyük bir tecassüs.
İçime sığmayan büyük bir teheyyüç.
Büyük bir uhde naklediliyordu sanki üzerime.Dilimle telafuzınu yapamayacağım bir sürü duygu yığını, bir sürü his. Karmakarılış, hepsi bir birine girmiş görüyor gibiyim. Hissedememeyi öğrendiğimi zanneditordum oysaki. Aklı öne atıp hislerimi kutulara kapatıp lal olmayı biliyordum. Kendimi benliğimden saklamayı, kalbime saplanmıl duygu yığınlarını avuş avuç toplayıp atmayalı çok olmuş diyor hayat. Fısıldıyor kulaklarıma doğru. Bir nefes hissediyorum tenimde. Ürperiyorum. Beynim sinyaller veriyor vücuduma. Kriz geçirir gibiydim o sıralar. Aklımı kaybetmeye yakın olduğum vakitlerdi o lacivertin en hoş tonunu giymiş olduğu geceler.
Bakıyorum kendime. Ayaktaydım. Yılmadım. Yürüyorum. Ve eski anılar çarpıuor yğne bir rüzgar gibi. Kokusu tozlu bir kitabın tozlu sayfaları gibi kokuyor. İçimede hapsoluyor o koku. Ve kendime bir alkışı uygun görüyorum o vakit. Ayaktayım. Yılmadım. Yürüyorum. Tozlu sayfaların kokusı gidiyor sonra. Kendime gelmişlikşe
kirli geçmişimi örtbas edip zihnimden atmayı planlıyordum. Kati ve sarih , bütün olanları unutmaktı tek isteğim. Adımı, sanımı kim olduğumu ve nerede yaşadığımı. Bir an olsun unutayım kafamın içinde ki bu doluluk gitsin bir an önce. Kirli arzın içinde kaybolmayı diliyordum. Ölüm değildi istedipim. Yaşayıpta nefes almamayı tercih ediyordum.Ne yaşamak. Ne de ölmek. Bir belirsizbir şeyin içinde kalayım istiyordum lakin bunun adı ne araf ne de belirsizlik. Ne istediğimi ben de tam çözmüş olamadığım işte o vaktin içinde yürüyordum ıssız yollarda, kurumuş kan lekeleri dolu ellerim ceplerimde gizli, aklımda ki rotaya uyuyordum çok da fazla olmayan hızımla.
Elimde ki acının yerini hafif bir sızlamaya bırakmıştı. Taşlı ve yapraklı yolun üstüne düşürüldüğüm an itabariyle toparlamıştım gibiydim kendimi. Sadece şu anlam veremediğim hislerin karmaşası içindeydim. Net bir his yoktu. Hissizlik yoktu. Sadece koca bir karmaşanın içindeydim.
O zavallı halimle kalktığım da yerden ilk işim kulaklıkları takmak oşdu kulağıma. Hiç bir şey olmamış gibi yürüdüm sonra. Silkeledim üzerimi. Üzerimdeki yapraklar düştüler yere. Ben yine ağırlığımla ezdim hepsini birer birer. İçimdr hissettiğim öfkemi dışarı atabilmeyi bekledim. Kendime ketirdim kendimi. Müziğin ritmine attım kendimi. Kendimi yine kendimde buldum. Müziğimden buldum. Hiç bir şey olmamaış gibi yürüdüm. Hala da yürüyordum.
Bu bendim işte. Neye ne zaman, nasıl tepki vereceğim bilinöez hiç bir zaman. Gariptim kendime göre. Şaşıyordum benliğime. Kolayca ayağa kalkabildiğime inannamıyordum kendimce. Bu bendim. Bu benim hislerim bu benim psikolojimdi. Bun yaşadıklarım, hepsini ben yaşamıştım. Ve şiödi içimde bir gurur yükselip beni ayakta alkışlıyor. Her şeye rağmen ayaktaydım. Yılmadım. Yürüyordum.
Güneştim ben. Adım gibiydi hayatım. Bitmiş gecelerden bem doğuyordum. Şimdi bitmiş bir geceden sonra yaşadıklarımı sineye çekip ayağa kalkabiliyordum. Yeni bir güneş doğuyordu her bir bitişte. Her bir geceden sonra yeni bir güneş doğmal zorundaydı çünki. Doğanın kanunu buydu. Ay ölünce güneş doğar. Güneş ölünce ay doğar. Bu da benim kanunum. Kemdimi ayakta tutuş şeklim.
Bir tehlikeye kurban gitmeden hızlıca geçtiğim ıssız sokaklardan sonra hızımı alçattım. Varmış olmanın rahatlığıyla girişten hole doğru ilerledim. Merdşvenlerş çıkmak yerine asansöre bindim. Girdiğim kabindeki tuşlara basıp asansörün kapılatının kapanmasını bekledim. Asansörün kapıları kapandıktan sonra derin bir nefes verip arkamdaki aynaya döndğm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHUR
Teen Fiction☘☘☘ Puslu gökyüzü ayna misaliydi güzel gözlerin. İzdivaca bürünmüştü kötü ruhları. Kanlı ellerle çizmiştiler siyah bulutlardan sızan dolunayı. Çizildiği yerlerden kan döküp ağlıyordu o sıralar. İşte o vakit kalbe emarelerin bıraktı bir geçmişle dolu...