2.Kısım

97 8 2
                                    

Haftasonu olduğu için bugün yurtta pek kimse yoktu. Herkes arkdaşlarıyla bir yere gitmişti. Biz hariç.

"Of darlandım"

Yüksek bir ses ile konuşurken yataktan kalktı Aurora. Shiela ise okuduğu kitabı yanıbaşına koydu.

"Bütün gün yaşlı teyzeler gibi oturmayacağız değil mi?"

"Shiela'ya katılıyorum. Bir şeyler yapalım"

Yatağımda doğruldum.

"Bizimkileri arayalım. Avm'ye falan gideriz" dedim.

Kızlar sevinçle ellerini çırparken bende Jooheon'ı aradım. Bir kaç saniye sonra açtı telefonu.

"Efendim güzelim"

"Ya Balım kızlarla yurtta çok sıkıldık. Avm'ye gidelim dedik sizde gelsenize"

Arkadan gelen sesler ve bir kaç saniyelik susma sonrası cevap verdi.

"Bizim işimiz var gelemeyiz"

"Ne işiymiş o?"

Merakla sordum.

"Sonra anlatırım"

Dedi ve telefonu kapattı. Bunlar cidden bir şeyler karıştırıyorlardı. Zaten geçen gün olanları geçiştirip durmuşlardı. Hiçbir şey söylememişlerdi. Derin bir iç çekip cevabımı bekleyen kızlara döndüm yüzümü.

"İşleri varmış"

"Ne işiymiş?"

Gözlerini kısarak yanıma geldi Aurora.

"Söylemedi, sonra anlatacakmış"

Shiela elinde ki yastığı bir kenara atıp konuştu.

"Biz gideriz o zaman. Onlara bağlı kalacak değiliz"

Siyah şortumu ve t-shirtümü giydiğimde kızlarda çoktan hazırlanmışlardı. T-shirtüm ile uyumlu çoraplarımı giymeyide unutmadım tabi.

Avm'ye geldiğimizde, önce bir sinemaya girmeye karar verdik. Filmi izlerken kızların uyuduğunu farkettim. Sevmemişlerdi anlaşılan. Film arasına girdiğimizde kızlar geri kalan kısmı izlemek istemediler o yüzden yemek yemek için restoranta gittik.

Yirmili yaşlarının başında olduğunu tahmin ettiğim bir garson siparişlerimizi almak üzere masamıza geldi.

"İki orta boy pizza, iki milkshake ve bir filtre kahve istiyoruz" dedim.

Hemen ardımdan Shiela konuştu.

"Şey soğan halkası ve patates kızartması da alabilir miyim?"

Şirin şirin gözlerimize bakarken gülerek onayladım.

Bir kaç dakika içinde siparişlerimiz geldi. Biz mis gibi pizzalarımızı yerken aptal Aurora'da acı acı kahvesini içti.

"Selam kızlar"

İzinsiz masamıza oturan üç adama bakıyorduk. Dün ki çocuklar!

"Tanışmıyoruz diye biliyorum ama tanışabiliriz"

Dedi Shiela esmer olana gözlerini dikmiş bir şekilde.

"Aslında bir kaç gün önce Haneul ile tanışmıştık"

Doğrulamamı beklercesine konuşmuştu Jimin. Kızlar bunu sonra konuşacağız dercesine bakıyorlardı.

"Tanışmamıza gerek yok"

Belki bu denli yakışıklı erkekleri terslemem doğru değildi ama Jooheon'ın kızmasından korkuyordum. Bu çocuklarla aralarında pek iyi şeyler olmamış gibiydi.

"Hadi ama bu kadar kaba olman gerekmiyor"

Tavşana benzeyen konuştu.

"Haneul bize ne olduğunu anlatacak mısın?"

Aurora sinirle sordu.

"Bizimkileri dışarıda beklediğimiz gün spor salonuna gitmiştim ya orda bu çocuklarda vardı"

"Jooheon'ın konuşmamamızı söylediği çocuklar mı?"

Shiela'yı başımla onayladım. O sırada Jimin sırıtıyordu. Her şeye sırıtıyor muydu bu çocuk.

"Ben Kim Taehyung"

Esmer olan gülümseyerek kendini tanıttı. Yakışıklıydı. Saçları pembe ve turuncu karışımı bir renkti.

"Jeon Jungkook"

Bu sefer tavşana benzeyen konuştu. Kumral saçları vardı. Diğer ikisine göre daha çocuksu duruyordu.

"Park Jimin"

Ve sarışın olan. Şirin duruyordu lakin sert bir yapısıda vardı. Bizim kızlarda kendilerini tanıtırken, onlar çoktan kendi siparişlerini vermişlerdi bile.

"Size afiyet olsun, biz gidiyoruz"

Telefonumu çantama koyarken sinirle karşımda oturan üçlüye baktım. Kızlar ne yaptığımı sorarcasına suratıma bakıyorlardı.

"Jooheon' ın dediğini hatırlayın. Bize çok kızarlar"

Masumca gözlerine baktım.

"Onlara bağlı kalmayı ne zaman keseceksin Haneul cidden sıkmadımı artık?"

Shiela'nın dediği şey biraz koymuştu açıkçası. Onlara bağlı değildim. Bizim iyiliğimizi istedikleri için böyle yapıyorlardı. Yurda gelmeden önce berbat bir hayatım olmuştu ve ben sadece onlara güvenmiştim. Belki de sığındığım bir ev olmuşlardı.

"Sevgilin mi?"

"Ne?"

"Lee diyorum sevgilin mi?"

Her zaman ki sorular. Tanrım cidden bıkmıştım artık. Gözlerimi tavana dikip derin bir nefes aldım daha sonra Jimin'e döndüm.

"Bir; onun bir ismi var. İki; bir daha böyle saçma sorular sorma!"

"Nesiniz o zaman?"

Bu sefer esmer olan sordu.

"Seni ilgilendirdiğini düşünmüyorum"

Güldüler. Aptalca güldüler. Kızlar ise alışkın oldukları bu durum karşısında susmayı tercih etmişlerdi.

"Onun kölesi değilsin, seni kullanıyor farkında değil misin?"

İşte bardağı taşıran son damla bu olmuştu. Benim cevap vermeme gerek kalmadan arkadan gelen tanıdık ses yeterli olmuştu.

"Onu kullanmıyorum ama seni çok güzel kullanabilirim. Ne dersin Park Jimin deneyelim mı?"



Adore You | PJM✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin