Blair Cadısı

71 9 1
                                    

Genç bir kadın bulaşık yıkıyordu. Hava sabah olduğu halde karanlıktı. Gri fırtına bulutları gök yüzünü kaplamıştı. Bir çığlık duyuldu, genç kadın elindeki fincanı yere düşürdü, koşarak dışarı çıktı. Dışarıdaki salıncağın boş olduğunu fark edince, arkasını döndü, o sırada bir yıldırım düştü. Kadın eve geri baktı. Evin kapısında bir adam ve bir kız vardı. Kız ölü gibiydi. Kadının gözleri doldu. Ve kız bir anda yok oldu. Kadın elini ağzına götürdü ve hıçkırdı. O anda adam kızgın bir şekilde kadına bakıp, "Hepsi senin yüzünden," dedi.

Kadın kafasını 'hayır' anlamında sağa sola salladı ama adamda aniden kayboldu. Kadın koşarak evin içine girdi.

Evren hızla Lupe'yi dürttü ve "Kalk artık uykucu," dedi.

Lupe bir anda yerinden zıpladı tam Evren'i ısıracaktı ki, geri çekildi.

Camaro SS yeni bir motel önünde durmuştu. Lupe motele baktı ve arabanın açık camından dışarı atladı.

Cem elindeki gazete küpürüne odaklanmış bir şekilde bakıyordu.

Evren telefon ile konuşuyordu, "Evet, Şimal. Aynen öyle. Tamam, tamam," telefonu kapayıp yatağın üstüne fırlattı ve "Şimal, buraya gelmeleri bir günü bulurmuş," dedi.

"O zaman bizde şu orman cadısına bakarız," dedi Nina.

"Bu cadıda bir gariplik yok mu? Yani sizce," diye sordu Cem.

Evren, "Ne gibi?" diye soruya soruyla karşılık verdi.

"Mesela, şimdiye kadar tüm avlarını deniz kızları gibi şarkıları ile hipnoz edermiş. Kurbanlar ne olduğunu anlamadan, bam, ölürlermiş. Ama bu sefer kurtulan kurban olmuş. O şöyle dursun, adam her şeyi anlatmış. Tabi, deli sanmışlar o başka mesele ama..."

Evren onaylarcasına başını sallayan Nina'ya bakıp Cem'in sözünü kesti, "Ne yani, o cadı değil mi?" dedi.

"Olmayabilir, Cem haklı," dedi Nina.

"Tamam, Einstein hep haklı çıkar ama o değilse kim veya daha doğrusu ne?"

"Belki vampirdir," dedi Cem.

"Kurtadam," dedi Nina'da.

"Yo, vampir olsa ölüsünden geriye kemik değil, ölü kansız bir beden kalırdı. Bir kurtadam ise, kurbanının kemiklerini yakmaz. Bu da bir cadı. Galiba bu cadıyı duymuştum ama efsane sanırdım. Wow, eğer oysa müthiş!"dedi Evren.

"Neden müthiş?" diye sordu Cem.

"Sen Leoder-pa'dan mı bahsediyorsun?" dedi Nina.

"Evet," diye cevap verdi Evren.

"Onları seneler önce yok etmişlerdi," dedi Nina.

"Ama babam her zaman onlardan birkaç tane daha olduğunu söylerdi."

"Yaşıyor olsalar, bilinmezler miydi? Yani cadılar onları zaten bu kadar isterken, canlı olmaları mümkün mü?" dedi Nina.

Cem ikiliye el sallayıp, "Hey bende buradayım," dedi.

"Leoder-pa bir tür cadı. M.S. 100'lerde ortaya çıkmış bir tür cadı klanıydı. Bine yakın cadıyı kapsıyordu. Ama normal cadılar onları kıskandı. Kanlarında olan değişme özelliğini kıskandılar ve tüm klanı oyuna getirip yok ettiler," dedi Evren.

"Onlara 'cadı' demek pek doğru kaçmaz. Leopara dönüşebilen yaratıklardı. Büyü ve iksirlerle uğraşırlardı," dedi Nina.

"Evet ama esas önemlisi, kurtadam ve vampirler gibi insan eti ve kanına ihtiyaç duyarak yaşarlardı," dedi Evren.

GÖLGELER SERİSİ - 3 - CADI KAZANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin