Emir'in evinde yediğimiz o güzel kahvaltı sonrası Emir beni eve bırakmak için hazırlandı.
"Enişte benim arabam var ama bende sizle geliyim mi?" dedi Selim.
"Selim saçmalama!" diye bağırdım.
"Nehir bağırma çocuğa. Tamam gelebilirsin." Selim bana dil çıkardı ve arabaya bindi. Bizim eve gidecektik.
Eve geldiğimizde Selim "Enişte sağol" dedi ve arabadan indi. Ah birde inebilseydi. Takılıp yere düştü.
"Ya enişte böyle araba mı alınır?" dedi.
Emirle birlikte büyük kahkahalar atıyorduk.
Ama Emir gülerken bir şey farkettim. Emir'in gamzeleri ne güzeldi öyle?
Selim eve doğru ilerlerken "Ben böyle araba yapanında, bunu satanında ebesini" derken sözünü kestim.
"Selim bir kere küfür etme" dedim. Gözlerini devirip eve doğru ilerledi. Ben hâlâ Emir'in yanındaydım.
"Emir o gamzelerinden bir kere öpebilir miyim?"
"Tabi ki bebeğim!"
O iki gamzesindende doya doya öptüm ve arabadan indim. Eve mutlu bir şekilde girdim. Keşke girmeseydim!
Evimin her yeri kanla boyanmıştı.
"Nehir bunlar ne lan yemin ederim kusucam!" dedi Selim.
Ben hızlı adımlarla odama çıktım ve yatağımda bazı iç organları çıkarılmış Baharı buldum.
"Selim yukarı çık lütfen!" diye bağırdım ve Emir'i aradım. Selim yukarı çıktı ve "Bahar! Ne oldu, kim yaptı bunu? Eğer Batu yaptıysa bu sefer onu iç organlarına kadar doğrarım. Ya ben bu kıza aşıktım!" diyip ağlamaya başladı.
Bunu daha önce söylememişti ama ben anlamıştım. Bahar çok güzel bir kızdı. Masmavi gözleri, upuzun sarı saçları vardı ve hiç boyamadan kendi doğal saçıydı.
"Ya Selim nolursun yapma kalk. Gel aşağı Emir'i bekleyelim."
"Nehir ben onsuz ne yapacağım?" Artık gözyaşlarımız durdurulamazdı. Ağlıyorduk bir damla gözyaşımız kalmamacasına...
Aşağı indim ve Emir'i bekledim. 5 dakika sonra geldi. Olanları anlattım.
"Durun ben hemen birilerini arıyorum" dedi Emir. Çağırdığı Kişiler geldi. Evin durumuna baktılar ve temizlediler. Baharıda Ambulansla hastaneye gönderdiler. Selim avazının çıktığı kadar bağırıyordu.
"Niye bıraktın beni Bahar? Niye niye NİYE!" Her yeri dağıtıyordu. Emir Selim'i sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Kardeşim bir sakin ol. Otur şöyle lütfen!" Oturdu. Yine ağladı. Belki 1 veya 2 saat.
İşe yarıyor muydu bağırmak, ağlamak, kırıp dökmek? Biliyorduk cevabını. Yaramıyordu. Ama bazen elimizden hiçbir şey gelmiyordu bir kaç gözyaşı dökmekten daha fazla...
![](https://img.wattpad.com/cover/211927286-288-k434722.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MESAJ
Teen Fiction"Sen benim gökyüzümde parlayan tek yıldızımsın Nehir" Hayatı normal ilerleyen Nehir, gördüğü cesetle hem bir tehlikeye hem bir aşka girer. Telefonuna gelen korkunç mesajlarla uğraşmak zorunda kalır. Bu korkunç ve karmaşık hikayede bizimle gelme...