27.Bölüm- Zaman Bükücü

2K 165 130
                                    

____________________________________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

____________________________________

     Nihayet bu işkenceyi andıran bir haftalık tatil sona ermişti ve bugün herkes geri dönüyordu.

     Heyecanla uyanıp kahvaltı yapmak üzere Büyük Salon'a gittim.Hızlı bir kahvaltının ardından Dumbledore'un yanına gittim.

    "Profesör, afedersiniz, sizinle biraz konuşabilir miyim?"

    Dumbledore mavi gözlerini şefkatle bana çevirdi ve sıcak bir gülümsemeyle "Olur." dedi. Büyük Griffin heykelinin önüne kadar yürüdük. Ardından Dumbledore ellerini iki yana kaldırıp "Misket Limonu" dedi altın Griffin'e.

    Şifresini öğrendiğim iyi olmuştu ancak Dumbledore'un, odasının şifresini sürekli değiştirmek gibi bir huyu vardı.

Merdivenler yukarı taşıdı bizi. Dumbledore'un odasına girdiğimizde ise bana koltuğunu gösterip "Oturabilirsin." dedi. Masasının çekmecesinden limon şekeri dolu bir kaseyi çıkarttı ve bana uzattı. "İster misin?"

"Teşekkürler efendim." diyip bir şeker aldım, ardından Dumbledore da ağzına bir şeker attı ve ellerini çenesinin altında kenetleyip ağzımdan çıkacak sözleri yıllardır bekliyormuşçasına bir ilgiyle bana baktı. "Seni dinliyorum Yolanda."

"Profesör," dedim. "Size anlatmam gereken şeyler var."

Yeni bir karar almıştım, oyunumu daha sinsi oynayacaktım, bu durumda güvenini bir kez daha kazanmam gerekirdi.

"Şu ana kadar size hayat hikayemi anlatmaktan sürekli kaçınmıştım. Aslında sadece size değil, kimseye anlatmamıştım. Ancak artık, size güveniyorum. Sizi tanıdıkça, ne anlatacak olursam olayım, hep yanımda duracağınızı ve bana yol göstereceğinizi anladım." durup gülümsedim, onun yüzünde de aynı tebessüm vardı.

"Profesör Dumbledore, ben Sabrina Kinkle. Buraya farklı bir evren ve farklı bir zaman diliminden geliyorum. Annem bir yarı cadıydı, sizin evreninizdeki tabiriyle bir melez, ve babam bir ölümlü, yani Muggle'dı. İkisini de hiç tanıyamadım, ben doğmadan önce ölmüşler, annemin akrabalarıyla kalıyordum, bu yüzden onların soyadını aldım:Spellman.Adımı değiştirmek, eski evrenimde verdiğim bir karardı.O evrende yaşarken de Sabrina adını kabullenmemiştim ben, kendimi Yolanda gibi hissediyordum bu yüzden bana Yolanda denilmesini istiyordum."

Durup yüzünü inceledim, şaşırmış gibi durmuyordu.

"O evrenden buraya gelme nedenim ise, kendimi oraya ait hissedememem. Yani, orada doğmama rağmen, benim evim burası, Hogwarts."

Gülümsedi. "Dejavu... Hiç duymuş muydun Yolanda?"

"Evet efendim." dedim. "Ancak pek sık yaşadığımı söyleyemem."

Dumbledore bana bakıp "Anlatacakların bu kadar mıydı, konuşabilir miyim?" dedi. Evet anlamında kafamı salladım.

"Kendi evreninde neler yaşadın bilmiyorum ancak, senin de dediğin gibi, Hogwarts bir yuvadır. Sabrina ya da Yolanda, kim olduğun farketmez, Hogwarts'ın kapıları, ben hayatta olduğum sürece sana açık olacaktır."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 24, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Tom Riddle ve Zaman Bükücü|Harry PotterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin