Bölüm:3 Farklılıklar öldürmez!!

10 2 0
                                    

Selam dostlar!. Yağmur'un mevsiminin yeni bölümü hazır. Keyifli okumalar!.

Eve döneli yaklaşık bir saat oldu.
Ailem doktorun dediklerini öğrendikten sonra çok mutlu oldular.
Doktor bana çok küçük bir ihitmal de olsa iyileşebileceğimi ve normal insanlar gibi yürüyebileceğimi söyledi.
Ailem çok mutlu ama ben korkuyorum. Ya bu küçük ihtimal de boş çıkarsa, ya bu tedavinin sonunda daha kötü olursam! Bilmiyorum keşke insanlar farklılıkları kabullenebilseler. Keşke farklılıkların öldürmeyeceğini hatta hayata bakış açılarını değiştireceğini ve hayatlarına renk katacağını farketseler. böylece o moloton ve sıkıcı hayatlarına bir farklılık katabilirler her zaman yeşilin doğru olmadığını bazen kırmızıyı da deneyebileceklerini farkedebilirler.
Bana bu ameliyattan sonra normal bir insan gibi olacağım söylendi. Ama ben hiçbir zaman onlar gibi olmayacağım. onlar sorgulamazlar ve hayat karşılarına ne çıkarsa kabul ederler ama ben onlar gibi olmayacağım. Ben farklıyım ve farklılıklar öldürmez!.

Telefonuma gelen bildirim sesiyle kafamdaki onca düşünce dağıldı ve kendime geldim.
Bu bildirim telefonumdaki blogger uygulamasından gelmişti. Hemen gelen bildirime baktım haven16 kullanıcı adlı beni bu dünyada bi sebebi olmadan seven tek dostumdan gelmişti mesaj

"Selam sana küçük karamsar çocuk!" Yazmıştı mesajı gördüğümde istemsizce gülümsedim. Ve bir cevap yazmaya başladım;

"Selam sana her durumda mutlu olabilen küçük kız!" Cevabını yazdım. Eminimki bu mesajı gördüğünde o da gülümseyecekti ve çok geçmeden cevap geldi;

"Günün nasıldı?"

Hemen cevap yazmaya başladım;

"Yorucu,hüzün dolu, umutsuz diğer günler gibiydi işte ama küçük bir ihtimal de olsa fizik tedavi yardımıyla belden altımı kullanabileceğimi öğrendim. Ee seninki nasıldı?"

Çok Kısa bir süre sonra cevap geldi;

"Beni boşver şimdi sen ciddi misin bu bu muhteşem bir haber! Düşünsene belden altını ayaklarını ve bacaklarını kullanabileceksin. Bu muhteşem bişey oğlum. böyle bi haberde benden çok senin mutlu olman lazımdı neden sevinmedin ki?"

Cevap yazmaya başladım;

Çünkü korkuyorum ya başarısız olursak ya işe yaramazsa bu ihtimal ya şuanki halimden daha kötü olursam!. Bilmiyorum hiçbirşey bilmiyorum sanki dipsiz ve kötülüklerin olduğu bir kuyuya düşecekken son anda küçük bir dala tutunmuş gibiyim yukarısı güzelliklerin olduğu ve insana huzur veren bir çiçek bahçesi. Aşşağısı ise kötülüklerin ve karanlığın olduğu dipsiz bir kuyu. ben ise tam ortadayım ne yukarı çıkmaya gücüm yetiyor ne de aşşağıya düşüyorum tam ortadayım işte."

Korkuyorum hem de çok korkuyorum
Ya aşşağıya düşersem, Ya O dal kırılırsa, ya elimdeki bu son fırsatı da kaçırırsam. Bilmiyorum hemde hiç bilmiyorum tek bildiğim korkuyor olduğum

Çok geçmeden cevap geldi;
"O zaman sen de enerjini toplayama kadar beklersin ve gücünü topladığın anda yukarı çıkmak için elinden gelen herşeyi yaparsın. Başarısız olsan bile en azından denemiş olursun. Hem atalarımızın bu duruma uygun çok güzel bir sözü vardır bilirmisin?"

Haklı olabilirdi zaman herşeyi çözerdi kaybetsek bile en azından deneyip kaybetmiş olurduk.

Ona geri cevap yazmaya başladım;

"Neymiş atalarımızın o sözü."

Cevap geldi;

"Korkanın çocuğu olmaz"

Cevabı gördüğüm anda kahkaha attım  beni en karamsar zamanımda bile güldürmeyi başarmıştı. Galiba bu yüzden ona en yakın arkadaşım diyorum. Nasıl biri olduğu ya da  cinsıyetinin ne olduğu beni ilgilendirmiyor o benim en yakın arkadaşım.

Necla abla kapının dışından bana seslendi;

"Rüzgar annem yemek hazır hadi seni bekliyorlar"

Necla ablaya geri seslendim;

Tamam necla teyze geliyorum.

Hemen havene veda ettim ve odadan ayrıldım ve merdivenlerden inip masada kendi yerime geçtim sonra babam da geldi ve yemeğe başladık.
Yermek yerken babam benimle konuşmaya başladı;

Rüzgar oğlum yarından itibaren tedavin için hastaneye gideceğiz vd tedavin boyunca hastaneden kalacaksın ve bir gün o hastaneden kendi ayaklarının üzerinde çıkacaksın

Babama cevap verdim;

"Baba korkuyorum ben ya başaramasak ya herşey daha kötü olursa."

Babam ince ve şefkatli bir ses tonuyla bana geri cevap verdi;

"Hayır aslan oğlum benim bu sefer başaracağız bu sefer olacak ama her ne olursa olsun sen benim aslan oğlumsun ben senin hep yanındayım."

Babamı ilk defa böyle görmüştüm ilk defa beni sevdiğini gösteriyordu yada ilk defa beni sevmeye başlamıştı.

Yemek bitti ve ben de odama çıktın yatağıma uzanıp huzur veren güzel bir şarkı açtım ve gözlerimi kapatıp düşünmeye başladım her türlü her şekilde düşünce kafamda dönüyordu. Kafam allak bullak olmuş bir şekilde uyuya kalmıştım uyandığımda saat gece 02.30 civarıydı. kulaklıklar yüzünden kızaran ve şişen kulaklarımı rahatlatmak için kulaklığı çıkarttım ve yine uyumaya çalıştım ama bir şeyler eksikti, uyuyamıyordum. Güzel bir dizi açtım ve izlemeye başladım.
Sabah saat 09.30 da uyandım ve kahvaltı için aşşağıya indim. Hep beraber kahvaltımızı yaptık ve bavulumu hazırlayıp hastaneye doğru yola çıktık. Hastaneye vardığımızda önce doktor beni tekrar muayne etti ve yatış işlemlerini tamamladık. 306 numaralı oda benim odamdı ve hayatımın berkide bir yılı burada geçecekti peki ya sonuç? Sonucu ya yeni bir ben yada buraya geldiğimden daha kötü bir ben olarak çıkacaktım ama hazırım yada galiba hazırım.

Bu bölümlük benden bu kadar dostlar kendinize iyi bakın ve hoşça kalın.

Aşşağıdaki yıldızı parlatmayı unutmayın.

Yağmur'un MevsimiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin