Lise 2

80 6 2
                                    

Evet Sevgili arkadaşlar! Lise 1'i dolu bir şekilde geçirmiştim. Lise 2'de çok fazla bir aksiyonum olmadı. Genelde eğlenceli zamanlarım oldu. Derslerin hemen ardından, her tenefüste voleybol sahasına koşup voleybol oynuyordum. Okul çıkışlarında ise, okulumuzdaki bulunan sahada futbol oynardık. Tabi ki arkadaşlar bana artık normal bir insan gibi değil de, gerçekten "Ciğersiz" lakabını düşünerek bakıyorlardı. Topu aldığımda tezahürat yapanların verdiği gaz ile, topu ayağıma her alışımda adeta "Rüzgarın oğlu" gibi idim. Okul takımı antrenmanlarında istikrarırımı sürdürdüm. Gayet iyi gidiyordu her şey. Kuralar belli olmuştu. Bizim grup bayağı güçlü çıkmış idi. Biz ise gruptan çıkarsak büyük bir ilçede, oradan da İl'e katılacaktık. Diğer takımların takım çıkaramaması neticesinde, bizim takım bir üst ilçe'ye katılmaya hak kazandı. Ama biliyorduk ki, orası gerçekten zor olacaktı. Çünkü oradaki her takımda oynayan oyuncu bir futbol kulübünde oynuyordu. Biz ise, müezzinlik yapan bir grup genç idik. :)))

Sadece iman gücüne dayanan bu cesaretimizle Kura çekimlerinin sonucunu bekledik. Bizim grupta, o seneki takımların en güçlülerinden biri olan bir takım bulunuyordu. Diğer 3 takımdan 2 tanesi bizimle aynı durumda, 1 tanesi ise çok iyi oynamasalar da, erkek gücünü olumsuz bir şekilde kullanarak kazanıyorlardı. İlk 2 maçımız bizimle aynı kefede olan takımlar idi. Mutlaka kazanmamız gerekiyordu. İlk maçı 3-2 zor yendik. Bu maçta hocamız beni oyuna sokmadı. Diğer maçlar için saklamak istemişti. 2. Maçımızda 2. Yarı oyuna girer girmez atmıştım golümü. Eee, ne de olsa "Rüzgarın oğlu, Ciğersiz" lakaplarının hakkını vermeliydim. O maçı 8-0 kazanmıştık. O günden aklımda kalan bir durum da, karşımızdaki takımın da İmam hatip olmasına rağmen, kenardaki kızların ponpon kız gibi hareketler yapması ve bizim onları 8-0 yenmemiz idi. Artık biz bir takım idik. Her geçen gün de daha iyiye gidiyorduk. Artık gruplardan çıkmak için son 2 maçımız idi. Bu 2 maç ise en zor olacak maçlar idi. Bir tanesini yenmemiz yetecek idi. 3. Maçımız o dönemin Türkiye finallerine katılıp derece yapmış, oyuncuların tamamı kulüplerde oynayan, bakışlarıyla bizi ezen bir takım idi. Maça başlamış idik. Sanki takım beni önceden izlemiş gibi sürekli benim üzerime oynuyorlardı. Sakatlamaya veya oyundan atılmam için çok uğraştılar ama onlara istediğini vermedim. Normal dakikaları ve uzatmaları 2-2 biten maçta penaltılara gidildi. Hocamıza penaltı kullanacak kişilerde çok kızmıştım. İçten içe yanlış yaptığını söylüyordum ama nafile idi. Kalecimiz ve bir oyuncumuzun atamayacağını bildiğimiz halde onlar kullandı ve atamadılar. Biz penaltılarda 1 farkla yenilerek, diğer maça umudumuzu bıraktık. Artık son maçımız ise, çok sert oynayan bir takım idi. O maçta da sürekli benim sakatlanmam için uğraşan oyuncular oldu. Tutabilseydiler sakatlayacaklarına emindim. Bu maç da 1-1 bitmişti ve penaltılara kalmıştık. İşte bu maç şoku yaşamıştım. Geçen penaltılarda 2 penaltıyı atamayan kalecimiz ve oyuncumuza, hocamız şans verdi. Bu maçta yine atamadılar. Sıra bende idi. Atamazsam bitecekti. O anda hızlı bir taktik yapıp kaleye baktım. Kaleci gözlerimi takip ediyordu. Sol tarafa bakıyordum hep. Düdük çaldı ve son anda sağa bakarak attım. O da neee! Top 90'a gitmişti. Tüm takım üzerime atladı. Ben ise hala tedirgin idim. Çünkü, benden sonraki 2 kişi gol atması gerekiyordu. Unuttuğunuz hakem faktörü bizim hakkımızı yedi. 2 oyuncumuz golünü atmasına rağmen, ikisine de penaltıyı tekrarlatarak atmamalarını sağladı. Netice bu maçta da yenilerek, İl'e çıkmaya veda ettik. O gün gerçekten çok üzülmüştüm. Hakkımız olan bir şey elimizden alınmıştı. Geri kalan lise 2 yılım'da çok fazla anormal bir şey olmadı. Bakalım beni daha ne maceralar bekliyor...

Diğer bölümde görüşmek dileğiyle...

Beni, ben olduğum için seven değerli kişilere en güzel dualarımı yolluyorum.

Unutmayın ki, sevmek önce kendinizle başlar...

Allah'a emanet olunuz...!

BAHAR YAĞMURUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin