2. Döneme doğru yaklaşıyorduk. Yanılmıyorsam Aralık ayı civarındaydı. Hatırladığım şiddetli bir kış ayı idi. Dışarıda lapa lapa kar yağıyordu. Tabi ben de okulun Yurdunda kalıyordum. Sınavı kazanıp girdiğim yurt, okulun içinde idi. Bir gece çok sıcaklamıştım. Yurdun kaloriferleri de çok yanıyordu. Ben de kısa kollu elbiseler ile yatayım dedim. Sabahleyin kalktığım zaman bademciklerimin şiş olduğunu fark ettim. Hemen doktora gittim. Ben bademciklerimin çok şiş olduğunu hissedebiliyordum. Dışarıdan bakınca bile hissediliyordu. Aşağı yukarı yarım parmak sarkıyordu. Ben doktora gittim. Doktor ise bana ilaç verdi ve beni eve yolladı. İlaçları yuttum ama değişen bir şey olmadı. Bir an önce sesimin düzelmesini istiyordum. Aynı doktora 1 hafta arayla 3 defa gitmiştim. Her defasında da aynı işlemi uygulamıştı. Yaklaşık 1 ay geçmişti. Hastaneye yeni bir doktor geldiğini duyunca hemen gittim. Bana dediği şeyi duyunca şok oldum. Bana neden bu kadar geciktiğimi, bademciklerimin çürüdüğünü ve bir an önce ameliyat olmam gerektiğini söylemişti. Ama öncesinde bir işlem uygulanması gerekiyordu. "Penisilin" adı verilen tehlikeli bir iğneyi 1 hafta vurundum. O da işe yaramayınca artık tek çare bademcikleri aldırmaktı. Ben ise, o güne kadar Serum bile vurumduğumu hatırlamıyordum. Ameliyat günü geldi, ben ameliyattan korkmuyordum. Sonrasında olacaklardan korkuyordum. Ameliyathaneye doğru gittik. Bana sürekli uyuşturucu vermelerine rağmen uyutamadılar. Artık nasıl bir bünyem varsa :)))
En sonunda uyuttular. Uyandığımda ise, benden çok saatler sonra ameliyat olanların dahi uyanmış olduğunu gördüm. Buraya kadar sorun yok idi. Bademciklerim alınmıştı. Bir daha böyle bir durum olmayacağı için seviniyordum. Ama işte imtihan ya! Beklediğim haber geldi. Bademciklerim çürüdüğü için alınırken, orada biriken zehir ses tellerimin bir tarafını takmıştı. Bu haberi aldıktan sonra bayağı bir moralim bozulmuştu. Sesimi eskisi gibi kullanamayacaktım. O sıralar da Dershaneye başlamıştık. Dershanede sınavlarda ilk 3'te oluyordum. Ameliyatı olduktan sonraki 1 hafta sesim dahi çıkmıyordu. Sadece dondurma ile karnımı doyurmaya çalışıyordum. Aç kalmam mesele değildi. Aklım hala sesim acaba eskisi gibi olacak mıydı? 1 hafta sonra sesim çıkmaya başladı. Ama o da ne! Eski sesimden eser yoktu. İşte o gün hayatımda çok şey değişti. Ama şükür ki en azından hiç sesimin bile çıkmayabileceği durumda sesim çıkmıştı. Biraz daha iyileşince dershaneye gittim. Herkes beni görünce selam verdi. Eee sonuçta tanımıyoruz değil mi? 😁😁😁 Bunun sebebi ise yaptığımız hareketler idi. Örnek verecek olursam, dershane akşam bittiği için biz belli başlı birkaç erkek kızları evlerine bırakıp öyle kendi evimize giderdik. Bunu adet haline getirmiştik. Bu yüzden kız arkadaşlarımız da bize saygı duyuyordu. Dershaneye gittiğimde onların selamına karşılık selam verince, onlar da sesimin değiştiğini fark etmişlerdi. Ama ne olursa olsun kendimi kontrol etmeye çalıştım...
Evet işte Lise 3 hayatım da, bu şekil risklerle, tehlikelerle dolu idi. Çok üzüldüğüm bir sene idi. İnşallah bir daha böyle bir sene görmem. Benden daha kötü seneler yaşamış olanlar elbette vardır. Onun için şükrediyorum. Ve pes etmeyeceğime dair söz veriyorum 🙏🙏🙏
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAHAR YAĞMURU
Mystery / ThrillerBu bir psikoloji kitabı tarzı olmakla birlikte biyografi ve otobiyografi kitabıdır. İçindeki olaylar %100 gerçek olaylardır. Sadece isimler değişiktir. Bu kitabı okuduğunuzda, aslında başınıza gelen zorlukların aslında sadece sizde olmadığını, bizde...