8

5.4K 358 481
                                    

bölüm atmayı unutmuşum aşdöaşeldpöpfeşşf

cidden şu sıralar telefonu da elime zor alıyorum ve bölümü attım sanıp atmamışım🤦🏼‍♀️

keyifli okumalaar🌸

medya: bts(suga)/shadow

8•İtiraf

Jungkook ile dışarı çıkmıştık. Hem hava almak için, hem de hediye bakmak içindi. Bir süre dolandık ama alacak bir şey bulamadım.

Klasik, kazak falan almak istemiyordum. Bir sürü kıyafeti zaten vardı. Ama ne alacağımı, nasıl bir şey alacağımı bilmiyordum.

"Hyung, oturalım istersen. Dolandıkça bir şey bulamıyoruz." Çok kalabalık olmayan bir kafede en köşeye geçtik. Bir şeyler sipariş ettik ve beklerken parmaklarımla ritim tuttum.

"Giyim tarzı istemiyorum. Böyle daha değişik bir şeyler olmalı. Ama ne?" Bir süre siparişimiz gelene kadar düşündük.

"Bir hediyelik dükkanına mı girsek? Böyle minik figürler falan, ya da ne bileyim farklı farklı şeyler?" Söylediği mantıklıydı. Başımla onayladım. Kahvelerimizi içtikten sonra kalkıp etrafa bakınmaya başladık.

"Jungkook, şurada bir dükkan var." Birlikte oraya yöneldik. İçeri girdim ve gezinmeye başladım. Farklı farklı şeyler vardı.

Aslında Yoongi hyung hoşuna giden bir şeyden koleksiyon yapmayı seviyordu. Bu yüzden ayrı ayrı birkaç şey alabilirdim. Önce büyük bir kare kutu seçtim. Güzel şekillendirilmiş bir saati elime aldım. Ardından Yoongi hyung ile izlediğimiz ve onun beğendiği birkaç anime karakterinin figürlerini koydum.

İçine, geze geze farklı çeşit şeyler koyarak kasaya yöneldim. Jungkook çoktan bir şey alıp hediye paketi yaptırmıştı. Ben direk kutuyla vereceğim için hediye paketi istemedim.

Oradan çıktık ve eve yöneldik. Geldiğimizde kimse ortalıkta yoktu. Ben yine de kutunun içinde olduğu karton poşeti Jungkook'a verdim ve odasına koydu. Bende Yoongi hyung ile kaldığım odaya girdim. Yoongi hyung bilgisayarın başındaydı ve kulaklık takmış, bir şeyler izliyordu.

Onu rahatsız etmeden yatağın yanına ilerleyip uzandım. O kadar gezdiğimiz için haliyle yorulmuştum. Gözlerimi kapatıp bir süre öyle uzandım. Uyumuyordum ama beynimi boşaltıp vücudumu rahatlatma evresini yaşıyordum.

O sırada bir kapı açılıp kapanma sesi geldi. Gözlerimi aralayıp etrafa bakındım. Yoongi hyung lavaboya gitmiş ya da odadan çıkmış olabilirdi.

Kulaklıklarımı takıp müzik dinlemeye başladım ve yan dönüp cenin pozisyonu alarak gözlerimi kapadım.

Kısa süreli uykumdan uyandığımda gözlerimin önünde çıplak, süt beyazı bir ten vardı. Aşık olunası ve iz bırakılasıydı. Onun üzerine uzanmışken ve o kalçalarımı sıkarken beyaz tenine kendime ait izler bırakmak, onun inlemelerini duymak isterdim.

Gözlerimi kırpıştırıp düşünce alemimden çıktım. Hala uyuyan yüz ifadesini izledim. Minik dudakları hafif aralıktı ve ufak ufak nefesler alıyordu.

Bir elim yüzüne gitti. Yavaşça yüzünü okşadım. Uykusu derindi ve kolay kolay uyanmazdı. Yumuşak ve nemli saçlarını gözlerinin önünden çekip şaheseri inceledim. "Çok güzelsin hyung.."

same old love•yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin