1. Bölüm: VEGA

98 15 4
                                    

🦉 Beğenirseniz lütfen yıldızı aydınlatmayı unutmayalım. Emeğime bir karşılık istiyorum. İyi okumalar.

Not: VEGA; Bir takım yıldızıdır ve güneşe en yakın yıldız anlamını taşımaktadır. İleride ki bölümlerde neden bu ismi koyduğumu daha iyi anlayacaksınız.

Kapılar açılmıştı elimde ki kitabı yatağımın üstüne bırakıp ayağı kalktım üstümde bulunan siyah kot tulumun bacalarını düzelterek kapının önüne geçtim. Herkes hücresinin önüne çıkmış sıraya girmişti. Evet, ben bir mahkûmum burasıysa bizim kafesimizdi. Kaç yaşındaydım buraya girdiğimde, on sekiz? Sanırım öyleydi şuan yirmi iki yaşında bir kadınım. Böyle bir düşününce ne kadar çabuk büyümüşüm, hâlbuki diğer çocuklar yerine büyümeyi hiç istememiştim.

" 120,121,122,123..." Yine sabah sayımı yapılıyordu. "124!" Sayım bittikten sonra herkes sabah kahvaltısı için sıraya girdi. Bugünün menüsünde sandviç vardı aralarında peynirli sandviç alarak masalardan birine oturdum. Pek iştahım yoktu, bu uzun zamandır böyleydi elbette.

"Bugün karma olacak acaba seçilecek miyim?"

"Gerçekten oraya girmek için onca yıl acıyı çektiniz mi?" Sesinde ki hayret kulak tırmalıyordu. Gülecek gibi oldum dudaklarım hafiften seğirdi ardından bozuntuya vermeden yemeye devam ettim. Yanımda duran 92' inci mahkûm kısık sesle mırıldandı. "Onca acıyı çektiğimiz doğru." Buralar sıradan insanların girdiği hapishanelerdi fakat özel kurumların olduğu hapishanelerde vardı. Oraya ise parayla girerdin, burada ki gibi basit şartların olmaz istediğin gibi giyinir istediğin yemeği alabilirdin. Dandik kokmuş bir koğuşun olmazdı, biraz daha geniş ve temiz bir koğuşun olurdu oda şeklinde. Yatılı bir kurs gibi düşünün. Gün içerisinde isteğin gibi dışarı çıkabilirdin, orada ki bahçenin daha güzel olduğunu görmüştüm broşürlerde. Hapishaneye girdiğinde sana bir teklifte bulunurlar buraya girmek istersen ya para ödersin ya da hayatının birkaç yılını devletin denek faresi olursun.

Elbette o kadar kolay şartları olmadıkları için oraya gidecek sayısı da az oluyor. Her ne kadar başvurular fazla olsa da para ödeyerek giren insan iki parmağını geçmezdi. Geriye kalanlarda denek olmayı onaylıyordu mesela bu yıl otuz kişi başvurmuştu. Şuan ise geriye kalanlar beş kişiydi ve bu beş kişiden sadece ikisi oy ile seçilip giderdi. Hiç adil değil dimi? O kadar acıya katlan ve yine bir oylamayla elen. Onlar arasında bende vardım ve üstelik en genç mahkûm bendim. Denek olmayı kabul etmem sorumlu kişileri çok memnun etmişti o gün suratlarında ki gülümsemeyi unutmazdım. Dışarıdan bakınca canice duruyor fakat burada kimsenin başına silah dayamıyorlar sen daha iyi bir ortam istiyorsan onlar sana teklif ediyor. Sana ise onaylamak ya da reddetmek kalıyor.

Bilmiyorum belki de onca değişik ilaçların acısına katlanıp, çılgın insanların çılgın düşüncelerine katlanmama rağmen elenecek kişi ben olacağım yine de risk almama değerdi. Hoş benim davam rahat bir ortam olmamıştı hiçbir zaman.

Yemeklerimizi yedikten sonra ise dışarı çıkmıştık. Bir anda çalan sirenlerle gözlerimi kapıya çevirdim. Yeni mahkûm gelmişti. Yanımda ki ayyaş kadınlardan birinin homurtusunu duydum.

"Bakalım sırada ki uğraşacağımız oyuncak kim?"

"Her önüne gelene elini sürersen yakında başın belaya girecek." Arkadaşlarından birinin uyarısını aldı ama diğerinden girip diğerinden çıkmış gibi bir hali vardı. Birde böyleleri vardı, ego tatmini yapanlar. Buraya geldiğimde bana da sataşmaya kalkmışlardı ama ben daha içeri girmeden denek olmayı kabul ettiğim için beş yıldır özel koruma altındaydım. Kimsede dokunamamıştı. İçeri doğru siyah tulumun içine girmiş kadına çarptı gözüm neredeyse otuzlu yaşlarında zayıf bir kadındı. Ürkekçe etrafına bakıyordu sanki yabani hayvanlar arasına girmiş bir insan gibi gözüktü. Şöyle bir düşününce benzer işlerdi elbette kendisinin suçunu bilmiyorum.

MAHKUM 124Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin