Bölüm 8

974 78 0
                                    


Genç kız kapıyı açmaya çalışırken bir dirençle karşılaştı. Elinin hemen üzerine Demir'in eli kapanmıştı. Bir an sırtında genç adamın sıcak göğsünü hissetti. Kapıyı bıraktı ve genç adama geri çekilmesi için fırsat tanıyarak geri döndü. Demir'in geri çekilmek gibi bir niyeti olmadığını anlayınca kapıya doğru bir adım attı. Göz yaşlarıyla falan savaşmıyordu. Artık göz yaşları kurumuştu. Çekinmeden gözlerini Demir'in gözlerine dikti.

-Dinliyorum.

Bir an için adamın özür dileyeceğini düşünse de Demir uzaklaşmıştı. Geldiği sandalyeye dönerken yeleğini de çıkarıyordu.

-Toplantımız bitmedi.

Genç adamın gömleğinin altından belli olan kaslarını görmezden gelmeye çalışan Yasemin'in aklı karıştı.

-Başlamadı bile.

Demir'in kendisine dönüp kahkaha attığını gören Yasemin'de gülümsemeye başladı.

-Otur lütfen. Yarın yurt dışına çıkıyorum ve gitmeden kafanda soru işareti kalsın istemem.

-Acil ödeme gerektiren bir durumumuz yoktu.

Yine de sandalyeye geri dönüp bilgisayarını açmaya başlamıştı.

-Bütçe konusu basit. Bizim konuşmamız gereken konu başka.

Yasemin yine takılan bilgisayarı ile uğraşırken dikkatini Demir'e veremedi.

-Dinliyorum.

Fakat dinlemediği çok açıktı. Bilgisayarı "yeniden başlat" komutunu almıyor gibiydi ve ekrandaki tüm dosyalar kaymaya başlamıştı. Sıkıntıyla kaşları çatıldı.

Bilgisayarına uzanan eli gördüğünde Demir'in yanına geldiğini anladı.

-Müsaade eder misin?

Genç adam bilgisayarının bilmediği köşelerine girerken Yasemin şaşkınlıkla izliyordu. Birden eğer dosyalarında gezinirse Demir'in görebileceklerinden korkarak ekranı gürültüyle kapattı.

-Uğraşma sen, bilgi işlemde yaptırırım. Sana gönderdiğim usb de tüm dosyalar mevcuttu.

Bugün bir de Demir'in "Demir" albümünü ve kadınlar ve çocukların kayıtlarını tuttuğu dosyayı görmesini kaldıramazdı.

Genç adam omuz silkti ve yerine oturmaktansa Yasemin'in yakınına oturdu.

-Bilgi işlemin de çözebileceğini sanmıyorum. Bilgisayarın çöküyor ve artık Allah aşkına, o model torununun torununu gördü. Ölmüş, toprak atanı yok.

Yasemin de farkındaydı bunun.

-Ben memnunum bilgisayarımdan.

-Geçrekten teknoloji ile aran yok. Her neyse, öncelikle konuşmamız gereken şeyler var.

Yasemin bir kez daha kafa salladı ve gerçekten dinlemeye başladı.

-Yasemin, biz düşman değiliz. Her şeyden önce yıllar önce seninle çok iyi arkadaş olduğumuzu hatırlıyorum. Sabah abinle de konuştum. Köprünün altından çok sular aktı, her ilişki yaşayan insan düşman olsaydı dünyada barış diye bir kavram kalmazdı.

-Katılıyorum.

-Üstesinden gelebileceğine emin misin?

Yasemin köpürmeye başlamıştı fakat belli etmedi. Bitmiş ilişkinin ardından arkadaşlık ve düşman olmama klişelerini mi konuşmak istiyordu kendisiyle? Bir de acaba onun aşkıyla yanıp tutuştuğunu mu sanıyordu da, üstesinden gelip gelemeyeceğini soruyordu. Bir dakika tamam yanıp tutuşuyordu da bunu belli etmemişti ki?

İKİNCİ ŞANSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin