Yasemin'in elinde taşıdığı para çantası yere düşerken Demir'in şişmiş dudaklarına takıldı gözleri ve gömleğini iliklemeye çalışmasını izledi. Aynı anda gözleri evin içini taramaya başladı. Bir kadının salon kapısından çıkıp üst kata yöneldiğini gördüğünde kendisini böyle bir duruma düşürdüğü için içinden lanet okudu.
Kocasını başka kadınlarla basan birisi gibi hissediyordu kendisini. Hiddetleniyordu, öfkeleniyordu fakat kime? Ne hakkı vardı buna? Genç ve bekar bir erkekti karşısındaki. Öyleyse Demir neden bu kadar paniklemişti.
Bir adım geri çekildi ve para çantasını yerden aldı.
-Özür dilerim vakitsiz geldim.
Demir de bir adım dışarı çıktı.
-Yasemin...
Yasemin onun konuşmasına izin vermedi. Gün boyu kafasında dönüp duran, ona söylemek için ezberlediği her şey aklından uçtu. Sadece bir elini kaldırdı. Daha fazlasını yapamayacaktı.
-Lütfen... Bugün hesabıma gönderdiğin para. İade etmek istedim fakat muhasebe aramızdaki bu tartışmaya dahil olmasın istedim.
Demir bir adım daha attı fakat Yasemin tekrar geri çekildi.
-Yasemin...
-Hiç bu kadar çok parayı nakit taşımadım, o yüzden eksik var mı bilmiyorum. Varsa tamamlarım.
Yasemin'in ayaklarının dibine bıraktığı para çantasına bakan Demir, kafasını kaldırdığında genç kızın arkasını dönerek uzaklaştığını gördü.
Mağrur bir halde bahçe kapısından çıkıp kendi bahçesine giren kızı izledi uzunca.
Gecenin ilerleyen saatlerinde Demir çalışma odasında oturup Yasemin'in gece lambasını yaktığı odasını izlerken derin düşüncelere dalmıştı.
Bu kadar yakına taşınmak büyük hata olmuştu Demir için. Zaten bu işe girdiğine gireceğine pişman olmuştu. Her şey Haldun Kozahan yüzünden olmuştu fakat intikamını alacaktı. Bunun için yıllarca beklemişti.
Haldun Kozahan! Hayatında en nefret ettiği insan. Mezarı bile olamayn babası için intikam almaya yemin ettiği olayların baş kahramanı. O bencil herif yüzünden kaç insan telef olmuştu.
Demir'in babası yıllar önce Kozahan Holding'e bağlı denizcilik ve nakliyat şirketinde çalışan bir mühendisti. Çocukluğuna dair hatırladığı tüm anılar denizle ilgiliydi. Babasının annesine dert yanmasını çok dinlemişti.
-Her gün anlatıyorum tehlikeyi Selma, fakat Haldun Bey anlamamakta direniyor. Bir gün bu gemiler bizim mezarımız olacak.
-Allah korusun Ahmet'im. Sen ayrılsan mı artık Kozahan'ların şirketinden?
-Ayrılsak ne yapacağız hanım, yüzlerce insan var o yüzen tabutlarda. Ben kurtulmuşum yeter mi? Diğerleri ne olacak. Dilim döndükçe anlatacağım.
Anlatamamıştı babası ve Haldun Bey, onlarca insanın ölümüne sebep olmuştu.
"Bencil piç kurusu..."
Dehşet içinde öfkeden mırıldanmaya başladığını fark etti.
Yıllar önce Kozahan'ın kızını okulda görünce çok şaşırmıştı. Gençlik hevesiyle intikamını almak için aceleci davranmış ve boyunun ölçüsünü almıştı.
Yasemin'e gerçekten aşık olabileceğini hiç hesaba katmamıştı. Ona aşık olduğunu anladığında ilk ve en büyük hatasını yaparak ona evlenme teklif etmişti. Eğer Yasemin evet deseydi bütün bu öfkeyi içine gömmeye razıydı fakat hayır, Kozahan'lar onu kendilerine layık görmemişlerdi. Çünkü onlar üstün ırktı ve kendilerinden başka hiç kimse umurlarında değildi.
Demir şimdi daha olgundu, sayamayacağı kadar çok parası vardı. Yurt içinde, yurt dışında sayısız şirketi vardı. Neden gelip şirkete ortak olduğunu, tüm vaktini şirkette geçirdiğini hiç birisi anlamış görünmüyordu. Haldun Bey dışında. Yaşlı kurt Demir şirkete döner dönmez yurt dışına çıkmıştı.
Eninde sonunda bu şirketin tüm hisselerine sahip olacaktı, o zaman Haldun Bey paşa paşa tahtından inmek zorunda kalacaktı. Yaşlı kurt yanaşmıyordu fakat elindeki her şeyi tükettiğinde satacaktı hisselerini.
Demir'in planları bekleyebilirdi fakat Yasemin'in tekrar hayatına girmesi işleri karıştırıyordu. İçindeki karanlıkları boğan bir tarafı vardı Yasemin'in. Yıllar önce ışığıyla neredeyse alıp götürdüğü karanlık olmasa Demir ayakta duramazdı.
Yasemin'i bu karadelikten korumak için ne gerekiyorsa yapacaktı fakat o kadar. Aşk artık ona uzak bir kavramdı. Yasemin'e karşı hiçbir sorumluluğu yoktu. Öyleyse neden içi acıyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİNCİ ŞANS
RomanceBirden hatırlarsın, O da seni - - birden bazan: Nerde, ne yapar şimdi Parlar bir özlem anılar arasından. Söner yangın birazdan Yatışır özlem. Bir gün karşılaşırız Bir gün, bir yarım akşam.'' B. Necatigil