Selaaaaam. Bu benim ilk JohnLock hikayem. Bu arada ben diğer deli. Ehe ehe. Şey bu hikayeye yoğun ısrarlarla başladığım bir gerçek. Kötü olursa lütfen uyarın sizin için değiştiririm ve daha düzgün yazarım. Açıkçası ne yazacağım hakkında pek bir fikrim yok ama olsundu. Bu bölüm biraz giriş niteliğinde kısa olucak. Umarım beğenirsiniz.
-Bacı1_John'un Anlatımı_:
Mutfaktan geldiğini tahmin ettiğim kırılma sesiyle yataktan sıçradım. Sırtım ve kafam sert bir şekilde yerle buluşunca ağzımdan bir kaç küfür kaçtı. Hafifçe doğrulup başımı okşadım. Sinirle seslendim.
"Sherlock! Dostum beynimi ses titreşimleriyle dağıtma peşindeysen başarılı oluyorsun!"
Pişkin sesiyle içeriden seslendi.
"John sevgili dostum bu kadar geç kalkman hiç iyi değil. Günün yarısını kaçırdın bile."
Gözlerimi sinirle devirdim. Hızla üzerimi değiştirdim. O sırada ısrarla çalan kapıyı açmaya niyeti yoktu sanırım. Pantolonumu hızla giydim ve takılarak kapıya doğru sendeledim. Bayan Hudson'un sesli söylenmeleri kulağımı doldurunca başım geri dönüşü olmayan bir şekilde ağrımaya başladı. Sabah sabah mükemmel bir başlangıç gerçekten.
Sinirle kapıyı açtığımda karşımda Mycroft'u görmeyi beklemiyordum. Alaycı gözleri üzerimi taradı. Ardından beni ittirerek içeri daldı.
"Sana da günaydın Mycroft!"
Göz ucuyla bana baktı.
"Pantolonunuzu ters giymişsiniz Bay Watson."
Gözlerim dehşetle açıldı. Evet gerçekten ters giymiştim. Sert bir soluk verip odama gittim. Bu sefer düzgün giydiğimden emin olup odadan çıktım. Sherlock ve Mycroft salonda karşılıklı sessizce oturuyorlardı. Odadaki sessizliği bozan tek şey Bayan Hudson'ın söylenmeleriydi.
"Günaydın Bayan Hudson."
"Günaydın John günaydın. Sabahın köründe Mycroft'un burda ne işi var acaba?"
Kaşlarımı çattım ve kolumda ki saate baktım. Saat daha 7.30'du. Günün yarısı gitmiş mi? Daha gün bile başlamamış ki! Bugün daha ne kadar kötü olabilir ki!
"Sevgili John, sanırım ağabeyim Mycroft'un bize söyleyeceği önemli bir şey var ama zekasından fazlasıyla büyük ve gereksiz gururu buna engel oluyor. Yanılıyor muyum Mycroft?"
Mycroft sıkıntıyla başını iki yana salladı. Sherlock ise onun bu halinden memnun olmuş gibi duruyordu. Ellerimi göğsümde birleştirip merakla kulak kabarttım.
"Sevgili kardeşim ve onun dokunaklı dostu John. Size gerçekten ihtiyacım var gibi görünüyor. Bana kalırsa asla size danışmazdım ama işte!"
"Devam et ağabeycim merakla dinliyoruz değil mi John? Bayan Hudson rica etsem John'a bir bardak kahve getirir misiniz? Kendisi daha ayılamamış gibi görünüyor da."
Bayan Hudson sinirle konuştu.
"Ben sizin hizmetçiniz değil ev sahibenizim!"
Sherlock ağzını açıp Bayan Hudson'u sinir edecek başka bir şey demeden ben konuştum.
"Biliyoruz Bayan Hudson. Siz zahmet etmeyin. Gidin uyumaya devam edin. Ben kendim hallederim."
Başını salladı ve aşağı inmek üzere odadan çıktı. Bu sayede odadaki gergin hava bir tık azaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Johnlock İs Life
FanfictionHomofobikler Giremez! Bol johnlock bu sefer @ikidelianonim ' den ✨🤪🥳 🖤💙🖤💙 Birbirlerine deliler gibi aşık olup, kalplerinin sadece birbirleri için çarptıklarını fark eden bir makine birinci sınıf bir kimyager olduğu gibi dünyada ki ilk danışman...