"Büyü artık Jungkook"
"Bir şey mi dedin?"
Kampüsün kütüphanesinde oturmuş, ders çalışıyorduk. Ancak Jungkook ikide bir sandalyeyle bir arkaya bir öne gidip geliyordu ve bizim dikkatimizi dağıtıyordu.
"Namjoon şu soruya bakabilir misin? 5 buldum ancak şıklarda üç haneli rakamlar var."
Namjoon elimden test kitabını alarak önüne çekti ve uçlu kalemi elinde havaya atıp tutarak inceledi.
Sözde 'Güzel Sanatlar' okuyordum ancak matematik peşimi asla ama asla bırakmıyordu. Nakil olduğum üniversitemden matematik projem vardı, buraya geldiğimde iptal olur sanmıştım. Ama lanet bir hoca yüzünden projemi haftaya kadar teslim etmem gerekiyor ve ben 2 aydır pineklemekten başka birşey yapmıyordum.
Namjoon bana biraz daha yaklaşarak kitaba birşeyler çizmeye başladı.
"Bak şimdi, önce köklerine ayı-"
Bütün kütüphaneyi inleten bir sesle yerimde sıçramıştım. Cidden bomba patlamış gibi bir ses kütüphanedeki herkesin dikkatini bizim masamıza çevirmişti.
Ancak soluma doğru dönmemle Jungkook'un sandalyeyle birlikte yerde yattığını gördüm.
Fakir sümüğü gibi yere yapışmış kalçasını ovuyordu domuz.
"Aptal herif kalk şuradan"
"Biraz fazla arkaya doğru yattım sanırım."
Tişörtünden çekiştirerek sandalyeye oturmasını sağladım ve etrafa bakarak özür diler anlamda kafamı salladım.
Herkes işine geri döndüğünde, Jungkook'a kısa bir bakış atarak Namjoon'a geri döndüm. İçimde ufacık bir çalışma isteği vardı, onu da bu ahmak kaybettirmişti.
"Anlatmamı ister misin?"
"Evet lütfen"
Eğilerek test kitabına odaklandım.
Yaklaşık geçen 10 dakikanın sonunda nihayet anlamıştım soruyu. Ama önümde daha 127 tane test sorusu vardı, tezlerimi haftaya kadar vermem gerekiyordu ancak ben daha 43 soru çözmüştüm. Üstelik 2 ayda. Tekrar ediyorum, 2 ayda.
"Bugünlük bu kadar yeter Joon"
"Ama daha 2 soru çözdük"
Omuz silkerek masaya odaklandım. İyi de çözsem bile birşey anlamazdım ki, çünkü içimde istek yoktu.
"Aaa Hoseok geliyor.. Hoseok! HOSEOK BURADAYIZ! HEY BENİ GÖREMİYOR MUSUN?! SOLA BAK! HAYIR DİĞER SO-"
Elimle yanımda hunharca bağıran Jungkook'u dürttüm.
"Jungkook burası kütüphane! Sessiz olmalısın!"
Fısıltıyla kulağına tıslarken o hâlâ sırıtarak kütüphaneye giren Hoseok'a el sallıyordu.
"Hey siz, sessiz olmayacaksanız lütfen dışarı çıkar mısınız? Görünüşe göre kütüphane kurallarını bilmeyen biri ile buraya gelmeyi henüz öğrenememişsiniz."
Harika.
"Özür dileriz, çıkıyoruz şimdi"
Namjoon'un söylediği şeyle ayağa kalkmış ve elimle 'ne oluyor' işareti yapmıştım.
"Sen bizi kovuyor musun? Pardon ama burası senin mi? İster ders çalışırım ister zil takar oynarım bundan sanane"
"Jimin bana bırak"
Jungkook beni kollarımdan tutarak geriye itmiş ve gözlüklü kıza dönmüştü.
"Bana bak senin saçını başını yolarım anlıyor musun beni?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Friends | vmin
Teen Fiction》Taehyung ile arkadaşlığımız giderek değişik bir hal almaya başlıyordu. ▪♡ '010320