Bölüm Dört

40 5 1
                                    


Multimedyada Sırma var :)

Evet canlar, hikaye daha çok yeni ve ben zaman buldukça yazmaya çalışıyorum .Düzenli bir yayımlama günüm yok. Ben zevk aldığım için yazıyorum sizde okurken biraz olsun keyifli vakit geçiriyorsanız, bu bana yeter.Beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum, fikirleriniz benim için çok değerli.

Yeni bölüm sizlerle, keyifli okumalar :))

...............

Yüzü o kadar güzeldi ki .Sanki su gibi berraktı.Gözlerinin içi parlarken bana yaklaştı.Gülümsüyordu.O bana doğru adım attıkça heycanlanıyordum.Yanıma geldiğinde ellerimi beline uzattım.Oda kendini bana yaklaştırdı.Narin vücudunun bana deydiğini hissediyordum.Aramızda hiçbir engel yoktu.Gözlerimin içine bakıyordu.Gözlerimi kapatıp dudaklarına eğildim.Sıcak dudakları ıslaktı.Öpücüğüme karşılık veriyor ellerini omuzlarımda gezdiriyordu.Burnundan verdiği sıcak nefesi tenime değdikçe kötü oluyordum.Mistik çicek kokusu beni ona doğru çekerken nefes alışverişimin hızlandığını farkettim.O ise kollarımın arasında halinden memnun, çok mutlu görünüyordu ki,

alarmın çalmasıyla irkildim...

Rüyalarımda sürekli onu görüyor en güzel yerinde uyanıyordum.Gündüzleri hep onu düşündüğüm gibi geceleride hep onunlaydım.

Her sabah durakta hava soğuk olmasına rağmen birbirlerini bekliyorlardı.Çoğu sabah onu ilk orada görüyordum.Bu sabahta elleri cebinde duraktaydı.Burnu pembeleşmiş omuzlarını kaldırmış yaprak gibi titriyordu. O an yanına gidip onu kollarımın arasına almak istedim.Üşümüş yanaklarından öpüp kokusunu içime çekmek varken içime rüzgarı çeke çeke okula yürüdüm.

Aklımdan çıkmıyodu abi yaa nasıl ona gidip 'seni seviyorum, deliler gibi özlüyorum, bi saniye bile aklımdan çıkaramıyorum kızım seni hep yanımda olmanı gözlerinin içine bakmak istiyorum.' Nasıl derim ? Gidip direk sarılıp benimsin desem olmaz mıydı ?

Sadece bikaç kere karşılaşıp, bakıştığım bi kıza böyle şeyler hissetmem ne kadar doğruydu bilmiyorum ama adını söylemek bile sanki içimi gıdıklıyordu."Sırma"

Sıra arkadaşım aynı zamanda en yakın dostum olan Burak'ın yanına gittim.Burak böyle işlerden anlardı.Bana öyle bi gaz verdi ki o gazla sınıfına girip Sırma'yı kucaklayıp götürebilirdim. Cesaretlenmiştim.Uygun anı bulur bulmaz Sırma'ya aşkımı itiraf edecektim.

Sırma*

Kantin sırasından kendimi zor kurtarıp aldığım tostumu ve çayımı

alıp bankların oraya doğru yürüyordum.Meviza hala sıradaydı.Banka varana kadar tostun yarısını bitirmiştim bile.Gören bu kızı kaç gündür aç bıraktınız derdi.Oysaki sabah kahvaltıda yapmıştım.Banka oturdum.Çayımı masaya koydum ve yarım kalan tostumu yiyiyordum.Kulağımda kulaklık vardı.Resmen dünyadan kopmuş müzik ve yemek dışında bir şeyle ilgilenemiyordum.Yanıma biri gelip oturmuştu.Meviza olduğunu tahmin ettiğimden kafamı çevirip bakmamıştım bile ancak omzumda hissettiğim sıcak nefesle bir anda irkildim.Kafamı çevirdiğimde gözlerim mavi gözlerle kesişti.Mal gibi kalmıştım.Ağzı oynuyor dudakları kıpırdıyordu ancak ben duymuyordum.O an kulağımdaki şarkının arka fon müzik olmadığını farkedip kulaklığı çıkardım.O an aslında tam da arka fonda bi müziklikti,neyse.

-Merhaba rahatsız etmiyorum di mi, ben Erhan. diyerek elini uzattı.Bense ağzımdaki tostu bir an önce yutmak için hızlı hızlı çiğnerken sadece Sırma demekle kaldım.Harbi maldım.O eli neden sıkmamıştım ki??

UÇURUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin